Mini Eteği Giy, Halkla İlişkilerci Ol
Halkla ilişkiler mesleği tam olarak anlaşılan bir meslek olamadı. İstanbul’da firmalar bunun bilincinde olmaya çoktan başladı fakat Anadolu hala halkla ilişkilerin ne olduğunu kavramış değil. Kurum içerisinde nereye koyacağımızı bulamadık bir türlü halkla ilişkileri. Çünkü mesleğin ne olduğunu, ne yaptığını bilmiyor kurumlarımız. Özellikle sağlık kuruluşlarına gidin bakın hasta danışmanlığı yapanların adı halkla ilişkilercidir. Pasif bir meslek konumuna düşürüldü hep, hala da devam ediyoruz buna. Ya sekretere, ya yönetici asistanına ya da muhasebeciye verildi bu iş. Ya da bir akrabanın veya reddedilmeyecek bir tanıdığın kızına unvan sağladı halkla ilişkiler. Tabi bir de mini eteği giyip, dekoltede cömert olanlar bu mesleğin ilk tercih sırasında yer aldı. İletişim fakültelerinde bu işin eğitimini görenlere şans bile tanınmadı belki. Dış görünümü güzelse, biraz da güler yüzlüyse yapıversin işte mesleği oldu. Mini eteği giyen ben halkla ilişkilerciyim demeye başladı. Oh ne ala. İletişim fakültelerinde dirsek çürütenler de boşa emek sarf ediyordu zaten.
Peki, bu konuda suçlu sadece kurumlar mı? Tabi ki hayır. Halkla ilişkiler akademisyenleri, mesleğin önde gelenleri kendi mesleğini pazarlayamadılar. Kısacası terzi kendi söküğünü dikemedi. Kurumlara anlatamadılar hatta anlatmadılar. Kurumlar kendi kendine öğrenme çabasına girince, sırf modaya uymak için halkla ilişkiler departmanı kurdular. Falanca kurmuş biz de kuralım diye vasıfsız kişilere teslim ettiler bu işi çünkü öyle gördüler.
O yüzden kurumlarımız halkla ilişkiler yoksunu oldu çıktı. Halkla ilişkiler bu kadar basit ve pasif bir iş değildir. Kurumun can damarıdır aslında. Halka ilişkileri iyi yönetilmeyen bir kurum damar tıkanıklığına uğrar. Halkla ilişkiler mini eteği giyip dekolte verenlerin bir çırpıda alacağı bir işten çok daha saygın, sekreterlere teslim edilmeyecek kadar bilgi gerektiren bir birimdir. Halkla ilişkilerci sizi kurum içi ve kurum dışında temsil eden, itibarınızı sağlayacak, yönetecek ve sürdürecek, iletişiminizi yönetecek, etkinliklerinizi yönetecek, ajansınızla birlikte çalışacak, medya ile ilişkilerinizi yürütecek, kriz dönemlerinde sizi krizden kurtaracak, satışlarınızı arttıracak PR faaliyetleri planlayacak stratejik öneme sahip bir birimdir.
Halkla ilişkiler birimini teslim edeceğiniz kişi başta pazarlamayı bilmesi gerekir. Pazarlamadan kastım tabi ki satış değil. Pazarlama bilmeyen bir kişi halkla ilişkiler biriminde yer alamaz. Bununla birlikte reklamı, sosyoloji, psikoloji gibi insan bilimlerini, satışı, medyayı, mecrayı ve iletişimle ilgili tüm disiplinlere hâkim olmalıdır. Bunları bilmeyen biri ben halkla ilişilerciyim dememeli, diyemez.
Halkla ilişkiler kurumlarda patronun ya da üst yöneticinin dediğini yapan pasif departmanlar olarak algılanmadan çıkmalıdır. Patronlar onlara değil halkla ilişkilerciler patronlara ve yöneticilere yol gösterir. Tam donanımlı bir halkla ilişkiler temsilcisi denileni yapan robot olmaktan öteye kurumu yönlendiren bir konumdadır. Maddi olarak büyük güce sahip olabilirsiniz fakat iletişimi bilen, kurumun iletişimini yönetenlere kendinizi teslim etmelisiniz, çünkü iletişimi bilen onlar siz değilsiniz.
Kurumunuza gerçekten fayda sağlayacak bir halkla ilişkiler departmanı kurmak istiyorsanız mini etekli, dekolteli tercihlerinizi kendini yetiştirmiş kişilerle değiştirin. Aksi takdirde boşa kürek sallar, halkla ilişkiler adı altında aslında hiçbir ilgisi olmayan departmanlar kurarsınız. Tavsiyem iletişim fakültelerine yüzlerinizi çevirin ve oradaki cevherleri yakalamaya çalışın. Emin olun geri dönüş aldıkça bundan önceki kayıpları da göreceksiniz.