Meral Hanım’a biri HDP ile aynı safta olduğunu anlatmalı
Akşam televizyonda Meral Akşener’e takıldım. Canlı yayında konuşuyor, öyle açıklamalar yapıyor ki, inanın şaşkın şaşkın izliyorum.
Bir kere PKK’lar, nasıl bir sistem takip edecekler ve Meral Hanımı ikna edecekler bilmiyorum ama bilgileri olsun, Meral Hanım, PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile dolayısıyla da PKK ile Millet İttifakının anlaştığına ikna olmamış.
Mesela, “Ne bakanlık ne bir başka şey ne de bir başka konu konusunda, o masada HDP dolaylı, dolaysız, altında, üstünde, kenarında yok, olamaz." diyor.
Hadiii…
Demek ki neymiş, PKK’lılar, onların siyasi uzantısı HDP’liler istedikleri kadar video çekip yayınlasınlar, istedikleri kadar meydanlarda bağırsınlar fark etmez, Meral Hanımı ikna olmamış…
Meral Hanım, “yok bizim ilişkimiz” diyor, başka bir şey demiyor.
Bak Meral Hanım, PKK’lılar açık açık diyor ki, “Millet İttifakını destekleyin, onlar geldiğinde biz gelmiş olacağız, operasyonlar duracak, biz iktidarın ortağı olacağız.”…
Meral Hanım, Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olduğu Millet İttifakındansın siz, biliyorsunuz değil mi?
Başka bir ittifakta mı sanıyor kendini bilmiyorum ki?
Masaya oturdunuz, oradasınız, adayınız da Kemal Kılıçdaroğlu…
Kemal Kılıçdaroğlu da masayı temsilen gitti HDP ile anlaştı Hanımefendi…
Bunları niye kaçırdınız siz?
Çok açık yazıyorum, bu şekilde olmaz, partiden biri hanımefendiye Millet İttifakı gerçeklerini anlatsın.
Mesela, “hiç sormayın Meral Hanım, biz istesek de istemesek de PKK ile anlaşma yapmış olduk.
PKK alenen bizim içinde olduğumuz ittifakı destekliyor” desin.
Hatta “PKK yandaşları güvenlik korucularına, 14 Mayıstan sonra sizlerin ananızı ağlatacağız, bu operasyonlar bitecek, biz kazanacağız, sizin işiniz bitti” diyormuş, bunu anlatsın…
PKK ile FETÖ ile aynı safta olduklarını, Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı ortak noktaları haline geldiğini, bütün siyasetlerini bunun için ürettiklerini anlatsın.
Ve tabi Meral Hanımın başbakan olamayacağını, ülkedeki sistemi değiştirecek çoğunluğu hiçbir zaman elde edemeyeceklerini milletin bildiğini anlatsın.
Bunları uygun şekilde anlatmazsanız maazallah Meral Hanım bu gerçekleri öğrenince büyük şok yaşayacak, bilginiz olsun.
Meral Hanım, hani ne kadar büyük proje yapılırsa yapılsın görmeyip, bir Sağlık Ocağında “T.C.” yazmıyor diye günlerce “hain” edebiyatı yapardınız ya…
İşte o “T.C.” ibaresini kaldıranlarla da berabersiniz, bunlar rezene ile mi neyle halledilecek bilemiyorum ama bir şekilde gerçeklerin bu olduğunu hanımefendi görmeli bence…
Ortağınız Ali Babacan, (siz ikna olmamışsınızdır ama) devletin ismini değiştirecekmiş, öyle diyor.
Devletimizin isminin Türkiye olmasını beyefendi kaldıramıyormuş, buranın Türk Devleti olması onlara dokunuyormuş, onlara göre barışı bozuyormuş.
Yanlış anlamayın, vallahi adam alenen söyledi, ben abartıyor değilim Meral Hanım...
Ayrıca Meral Hanım, HDP sizin içinizde bulunduğunuz ittifakla anlaştı diye aday bile çıkarmadı ya…
Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklemek için çıkarmadılar ya…
Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığından gözünüz hiçbir şeyi görmeyince, gerçeklikten kopunca, hiddetle kalktığınız masaya şiddetle oturtulunca… Olacaklar bunlar oluyor…
Neyse işte hanımefendi gerçek bu, siz HDP ile yani PKK’nın siyasi uzantıları ile ittifak yapmış oldunuz…
PKK da alenen kendinin de ittifakın içinde olduğunu ilan ediyor, Millet İttifakına, yani sizin ittifaka oy istiyor. “Recep Tayyip Erdoğan bizim canımıza okuyor, ondan kurtulmamız lazım” diyor.
Üzgünüz ama gerçeklik bu, milletle anlaşmak yerine PKK’nın uzantıları ile anlaşmayı seçen bir muhalefet…
Bununla kazanacağını sanan bir yapı ve bunun da görülmeyeceğini düşünen Meral Hanım…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın attığı imza sayısından yola çıkarak, ülkeyi Cumhurbaşkanlığı sisteminin değil kabine sisteminin yönetmesi gerektiğini savunan tuhaf bir yapı…
Sanki başbakan imzalamıyordu aynı oranda belgeyi?
Bir de üçlü kararname denirdi, başbakanın imzaladığını cumhurbaşkanı, sonra da genelkurmay başkanı falan da imzalardı…
Başbakan ile Genel Kurmay Başkanı aynı statüdeydi, hatta Genel Kurmay Başkanı istediğinde bir muhtıra yayınlar, başbakanı hizaya sokardı…
O günleri özlüyorlar.
Vesayeti özlüyorlar.
Vesayetle, darbeyle başaramadıklarını da seçimle başarabileceklerini sanıyorlar.
Akşehir’den bir büyükbaba bulunca bu iş oldu da bitti maşallah...
Öyle mi?
Bu kadar basit mi?