LGBT’yi kamu eliyle meşrulaştırıyorlar!
Günümüzde eşcinsellik (LGBT) bazı sol çevreler tarafından, özgürlük ve demokrasi mücadelesinin bir gereği olarak kabul ediliyor.
Hatta bazı çevreler bunu ilericilik olarak addediyor.
Toplumsal-siyasal bir kimlik talebi olarak ilk kez Avrupa’da 1970’ler, Türkiye de ise 90’lardan itibaren gündeme getirilen eşcinsellik, bugün Sol’un ideolojik bir terimi veyahut da bir ana hedefi olarak algılanıyor.
Eşcinselliği, lezbiyenliği, hatta fahişeliği seks emekçisi olarak tanımlayanlar, bunu meşru bir hak olarak savunuyor.
Onlar ideolojilerinin gereğini yerine getiriyor.
Peki biz ne yapıyoruz?
Açıkçası bu konuda bizim mahalledeki çalışmalar çok kısıtlı.
Cinselliği bir tabu olarak gördüğümüz için bu konuda etrafımızdakilerle ve belki de çocuklarımızla yeterince açık ve derinden ilgilenemiyoruz.
Dolayısıyla bu toplumsal hastalığın tedavisi noktasında da çözüm üretemiyoruz.
LGBT ile ilgili olarak olumlu ya da olumsuz yorum yapmaktan kaçtık hep bugüne kadar.
CHP’li belediyelerin başını çektiği bir güruhun organize bir şekilde bu kimliksizleştirme, cinsiyetsizleştirme kampanyasına destek vermesiyle, toplumun aslında ne kadar ağır hasta olduğunun farkına vardık.
İnsanların kendi tercihleriyle ilgili olarak yorum yapacak değiliz ama toplumsal anlamdaki bu ağır hastalığı kamu eliyle meşrulaştıranların karşısında susmak elbette beklenemez.
İşte bu sebeple geçtiğimiz gün neredeyse Twitter’dan hiç çıkmadım. Kim ne yazmış, kim ne yapmış sürekli takip ettim.
CHP belediyeleri her zamanki gibi bu konularda organize bir şekilde kampanya yürüttüler. Yani görevlerini çok iyi yerine getirdiler.
Tam hayıflanıyordum ki, AK Partili belediyelerden de ardarda paylaşımlar gelmeye başladı.
Memleketin sahipsiz olmadığını ortaya koyan bu aksiyoner tavır açıkçası hoşuma gitti.
Yıllardır Twitter kullanırım, Konya Büyükşehir Belediyesi’nin Twitter hesabını daha dün takip listeme aldım mesela.
Çünkü bugüne kadar etliye sütlüye dokunmayan, kendi çalıp kendi söyleyen bir hesaptı. Pek bir anlamı yoktu benim için doğrusu.
Yine Selçuklu Belediyesi ve Meram Belediyesi’nin paylaşımları da adeta rekorlar kırdı. Bu aksiyoner tavır çok doğru kanımca.
Bu noktada Karatay Belediyesi’ne bir eleştirim var. Konuyla ilgili paylaşım şekli çok etkileşim alacak türden değildi. Diğer Konya belediyeleri 20 binden fazla etkileşim alırken, Karatay Belediyesi 250 etkileşimi bile bulamadı. Daha çok çalışmaları gerektiğini düşünüyorum.
Bir eleştirim de Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a. Olaydan neredeyse 24 saat sonra aile kavramının kutsallığı ile ilgili bir paylaşım yaptı.
Diyanet bu gibi konularda açıklama yapmayacak da ne zaman yapacak peki? Bilakis, ilk açıklama yapması gereken, Lut Kavmi’nden bahsetmesi gereken, haramdan uzak durmayı anlatması gereken belediyeler mi yoksa Diyanet mi?
Son olarak, AK Parti Konya İl Başkanlığı’nda nöbet sırası dün Hacı Ahmet Özdemir’deydi. Vatandaşlar Özdemir’le görüşmek için adeta sıraya girmiş durumdaydı, epey beklemek zorunda kaldım. Özdemir’in, muhataplarının sıkıntısını not alıp danışmanlarına iletmek yerine; hemen o anda telefonla gerekli mercileri arayarak anlık çözme girişimini de buraya not etmek istiyorum.
LGBT konusunu AK Parti Konya Milletvekili Hacı Ahmet Özdemir ile de değerlendirdik. Sayın vekilin siyasetçi yönünden ziyade, ilahiyatçı olması hasebiyle bu konudaki görüşleri önemliydi. Özellikle İstanbul Sözleşmesi ve CEDAW konusunda gelen eleştirileri ilettim kendisine. Gerekirse ilerleyen günlerde, bu anlaşmalarda bir revize yapılabileceğini söyledi.