İshak Orhan
İshak Orhan Kozadan çıkmaya çalışan kelebek

Kozadan çıkmaya çalışan kelebek

Kozadan kendi çabalarıyla çıkan kelebekler yaşamlarını sürdürebilirler ancak.
 
Lütfen gerekmeden insanlara yardımcı olmayın. Böylece onlara fayda yerine zarar verebilirsiniz.
 
Ancak gerekli ise de geç kalmayın!
 
"Bir gün, kozada küçük bir delik belirdi; bir adam oturup kelebeğin saatler boyunca bedenini bu küçük delikten çıkarmak için harcadığı çabayı izledi. Ardından sanki ilerlemek için çaba harcamaktan vazgeçmis gibi geldi ona. Sanki elinden gelen her şeyi yapmış ve artık yapabileceği bir şey kalmamış gibiydi.
 
Böylece adam, kelebeğe yardım etmeye karar verdi. Eline küçük bir makas alıp kozadaki deliği büyütmeye başladı. Bunun üzerine kelebek kolayca dışarı çıkıverdi. Fakat bedeni kuru ve küçücük, kanatları buruş buruştu. Adam izlemeye devam etti. Çünkü her an kelebeğin kanatlarının açılıp genişleyeceğini ve bedenini taşıyacak kadar güçleneceğini umuyordu. Ama bunlardan hiç biri olmadı! Kelebek, hayatının geri kalanını kurumuş bir beden ve buruşmuş kanatlarla yerde sürünerek geçirdi.
 
Ne kadar denese de asla uçamadı.
 
Adamın iyi niyeti ve yardım severliği ile anlayamadığı şey, kozanın kısıtlayıcılığının ve buna karşılık kelebeğin daracık bir delikten çıkmak için göstermesi gereken çabanın, Allah'ın kelebeğin bedenindeki sıvıyı onun kanatlarına göndermek ve bu sayede de kozanın kısıtlayıcılığından kurtulduğu anda uçmasını sağlamak için seçtiği yol olduğuydu."
 
Bazen yaşamda tam olarak ihtiyaç duyduğumuz şey çabalardır.
 
Eğer Allah, yaşamda herhangi bir çaba olmadan ilerlememize izin verseydi, o zaman bir anlamda sakat kalırdık. O zaman olabileceğimiz kadar güçlenemezdik. Asla uçamazdık.. 
Çocuklarınızın kendi yapabileceği işleri bırakın döke saça da olsa kendileri yapsınlar. Onların adına siz yapmayın. Ki böylece özgüvenleri olsun.
 
*****
İnsan, yedisinde ne ise yetmişinde de o mudur?
 
Böyle bir ata sözümüz vardır değerli kardeşlerim. Bizdeki bu sözü duyan AVRUPALI VE AMERİKALI, psikoloji alanında çalışan bilim adamları hemen işe koyulmuşlar. Ve insanların 7 yaşına kadar ki yaşantılarına bakmışlar ve görmüşler ki, gerçekten doğru. İnsanın 7 yaşından sonraki dönemini, önceki 6 yıl belirliyor. Ve bunu kurumlaştırmışlardır. Bu ilk 6 yıla Bilinç altı demişler. Bu bilinç altı nedir ne değildir?
 
Bilinç altı denilen şey, okyanustaki buz dağının, denizin altında kalan ve denizin üstündeki bölümünü hareket ettiren bölümüne benzetilmektedir. Denizin altında kalan kısmı olmasa üstündeki nasıl hareket eder? Veya denizin üstünde kalan kısmı altındaki kısmının nereye gideceğine bağlıdır. Çünkü buz dağının altındaki kısmı, üstündeki kısmının en az 10 katı büyüklüktedir. Elbette ki üst kısmı alt kısmına göre hareket edecektir.
 
İşte, insanın da geleceğine yön veren dönem, bu ilk altı yıldır. Bu ilk altı yıl, buz dağının görünmeyen alt kısmı gibidir. "7 sinde ne isen 70 inde de osun" denmesinin anlamı budur. Doğumdan sonraki ilk 6 yıl bu yüzden çok önemlidir. Bu yıllarda gerektiği şekilde ilgilenilen çocukların 7 yaşından sonraki yaşamı da oldukça kolay ve mutlu olacaktır.
Peki, 7 yaşına kadar bir insan yavrusu olumsuz bir ortamda ve olumsuz bir şekilde yetiştirilmişse sonra asla düzelmez mi? Elbette ki hayır. Farkına varılır ve sabırla çabalanırsa her insan her yaşta düzelebilir. Yazımın başındaki ata sözümüz özellikle bu ilk 6 yılın önemine vurgu yapmak için söylenmiş ve önemli bir sözdür. Burada bunu anlatmak istedim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
İshak Orhan Arşivi