KONYA’NIN BAŞBAKAN FIRSATI
Cumhurbaşkanlığı seçimi en çok kime yaradı diye düşünürsek sanırım seçimin en büyük galibi Konya oldu diyebiliriz. Ahmet Davutoğlu’nun Başbakan olmasıyla birlikte Konya artık Türkiye’de gözleri üzerine çeken bir şehir oldu. Aslında hem önemi hem de sorumluluğu artmış oldu şehrin. Artık Konya için kabuğunu kırma vakti gelmiş olması gerekiyor. Bugüne kadar hep ön yargılardan şikâyet eden, bir türlü dışarıya açılmak için fırsat bulamadığını söyleyen Konya artık çok büyük bir fırsata sahip. Anadolu Selçuklu Devletine başkentlik yapmış bir şehir olarak artık sürekli şehir yöneticilerinin dilinden düşmeyen fakat içi hep boş kalan marka şehir kavramının içini doldurma vakti geldi. Şimdi hem belediye başkanlarına, hem valiye hem kaymakamlara hem vatandaşlara büyük görevler düşüyor. Herkes elini taşın altına sokmalı ve şehrin kalkınması için elinden geleni yapmalı. Özellikle üniversitelere bu konuda çok büyük görevler düştüğünü de söylemek gerekiyor.
Bu sene içerisinde şehre gelecek turist sayısının artması şaşırtıcı olmaz. Hatta Konya kendisi daha fazla iç ve dış turist çekmek için mücadele etmeli. Özellikle Konya için yılın en önemli haftası Şeb-i Arus bu sene bambaşka bir havada geçmeli. Sadece birkaç ritüelden ibaret olmamalı, bir hafta boyunca tüm şehirde etkisini hissedeceğimiz bir marka organizasyon olmanın temeli bu sene atılmalı. Maalesef Konya bugüne kadar hep kapalı bir şehir olarak algılandı. Hatta ön yargılar o kadar ilerledi ki insanlar Konya’yı kafasında bambaşka yerlere konumlandırdı. Şimdi şehir yöneticileri başbakanlığında verdiği güçle birlikte ilk başta bu ön yargıları kıracak, daha sonra da şehri hak ettiği noktaya konumlandıracak süreci iyi yönetmeli. Böyle fırsat çok kırk yılda gelir. Umarız ki şehir bu fırsatı elinden kaçırmadan değerlendirip gerçekten bir marka şehir olarak Türkiye’de ve dünyada adından söz ettirmeye başlar.
Umarım önümüzdeki yıllar içerisinde bugüne kadar fason üretimle ünlenen sanayisi markalaşan firmalarla dolar taşar ve tüm dünyada adından söz ettiren markalar haline gelir. Tabi ki bunlar çok uzun dönemli ve belirli bir süreç isteyen aşamalar. Fakat Konya iş dünyası elde ettiği gücün farkına varmalı ve Türkiye’nin Çin’i olarak nam saldığı ününü yıkarak Türkiye’nin markalarla dolu şehri olmalı. Konya özellikle sanayi alanında ciddi bir potansiyele sahip fakat maalesef bugüne kadar reklamdan uzak durduklarından, iletişim kurmaktan korktukları için markalar sanayi bölgeleri içerisinde kabuğuna çekilmiş duruyor. Neden Konya’dan iyi bir ayakkabı markası doğmasın, neden bir yedek parça markası dünyada adından söz ettirmesin neden bir makine firması markalaşmasın. Bunların hepsi mümkün fakat hiçbiri oturularak yapılacak faaliyetler değil çalışarak yapılacak işler. Artık Konya yılların verdiği üzerindeki ölü toprağını atmalı ve hem şehrin değerlerini hem de üretim kapasitesinin verdiği gücü iyi kullanmalı. Gelecek yıllar içerisinde çok daha ilerlemiş ve adından söz ettiren bir Konya görmek dileğiyle.