Murat Can
Murat Can KONYA’DA SEÇİM ÇALIŞMASI…

KONYA’DA SEÇİM ÇALIŞMASI…

Türkiye yeniden seçime gidiyor. Gönül isterdi ki seçim kararı Meclis’te yapılan oylama sonucu alınsın. Ancak bu gerçekleşmeyince Anayasa gereği seçim kararını Cumhurbaşkanımız verdi. Artık YSK’nın sürecin işlemesine yönelik karar ve açıklamalarını bekleyeceğiz.

Ak Parti seçime hazır bir parti. Bu yüzden yapılacak seçime dair bir sorun yaşamayacaktır. Buna dair bir kuşkum yok. Fakat çalışma mantalitesi açısından bir takım değişiklikler yapmakta fay var diyenlerdenim benim.

Partinin Genel Merkez’i zaten yaşanılan süreci masaya yatırdı. Eksiğiyle ve gediğiyle bir değerlendirme yaptı. Fakat yerel siyasetçilerinde 7 Haziran’ı değerlendirip ona göre bazı şeyleri gözden geçirmesinde fayda var.

Bu yüzden bazı konularda fikrimi seçim havasına girmeden yazmak istedim. Sözlerim yanlış anlaşılmasın. Maksadım kriz çıkartmak ya da eleştirmek değil. Yapılacak olan seçimde beni rahatsız eden şeyleri bertaraf ederek daha güçlü bir Ak Parti çıkması adına fikirlerimi söylemek.

Şunun da farkındayım. Bizim burada yazdığımız yazılar Konya’da sınırlı sayıda okuyucu tarafından takip ediliyor. Bu okuyucuların büyük kısmı da zaten Ak Partili. Bu yüzden yazdıklarımı lütfen eleştiri değil aile içi bir uyarı olarak değerlendirilmesini özellikle istiyorum.

Öncelikle şunu söyleyeyim.

Seçim demek bir atmosfer demek, hava demek… Önce o havayı yakalamanın önemine dikkat çekmek istiyorum ben.

7 Haziran’da Konya sokaklarında sanki Saadet Partisi iktidara yürüyor gibi bir görüntü vardı. Her yerde Saadet bayrakları…

Özellikle şehir merkezini baskı altında tutuyorlardı. Bu sefer buna izin verilmemeli.

Bu saadetli arkadaşlara da bir şey söylemekte fayda var.

Neyin kavgasındasınız kardeşim? Memleket elden gidiyor siz hala neyin peşindesiniz? İşte parti… işte seçim… Gelecekseniz gelin. Gelmeyecekseniz bari gölge etmeyin. Aksi taktirde bu işin vebalinden kurtulamazsınız.

Her neyse. Bu bayrak konusunda yönetici arkadaşlara sesleniyorum. Yasakmış gibi cılız bahaneleri bırakmak gerek. Bayraklarla, görsellerle şehir havaya sokulmalı. Öyle parayla kiralanan Billboardlarla değil, her noktada yapılan güçlü bir süslemeyle şehirde Ak Parti rüzgârı estirilmeli.

7 Haziran’da “Konya evladına sahip çıkıyor” ifadesi beni çok rahatsız etmişti. Sayın Davutoğlu’nu aciz gösteren bir algı taşıyordu bu ifade. Bu seçimde böyle bir kampanya yürütülecekse güce vurgu yapılmalı.

Güçlü Konya ve Güçlü Davutoğlu, Güçlü Ak Parti algısı oluşturulacak bir slogan çalışılabilir.

Ayrıca bu kampanyada kullanılan görselleri hiç beğenmemiştim. Zayıf tasarımlar yerine Davutoğlu’nun karizmatik bir fotoğrafı doğru renklerle çalışılıp şehrin bu fotoğraflarla donatılması gerektiğini düşünüyorum ben. Bakın aday fotoğrafları değil. Sayın Davutoğlu’nun fotoğraflarıyla…

Sadece bu değil. Bir bayrak kampanyası yapılmalı bence. Şehirde her dairenin önüne bir bayrak bırakılıp balkonlarına ya da camlarına asmaları istenebilir insanların mesela. Kabul eden asar, kabul etmeyen varsın asmasın.

Konya şehir merkezinde bir milyon insan yaşıyor. Konya çevre ilçelerde ise yine bir milyon civarı insan var. Çalışmalar sadece bir noktada yapılmamalı diye düşünüyorum ben. Şehir merkezi ve taşra aynı anda taranmalı. Ancak güç gösterisi önemli… Cılız taramalardan bahsetmiyorum ben.

Öğrenci çalışması önemli...

Özellikle üniversite öğrencilerinin yoğun olduğu noktalarda, Bosna ve Meram gibi, yeni bir propaganda çalışması yürütülmeli. Üniversite harçlarının kaldırılması burs ve krediler gibi hususlar hatırlatılarak gençler bilgilendirilmeli. Kısaca özel çalışma birlikleri kurulmalı. Ayrıca özgürlük algısı üzerine vurgu yapılmalı…

7 Haziran’da yerel basınla ilgili yapılan çalışma tekrarlanmamalı.

Ne yapılmıştı. Birkaç gazete belirlenip onlar yüksek bütçeler ödenmişti. Bir gazetenin size katkısı zaten belli. Hal böyleyken neden ayrım yapıp negatif algı oluşturacaksınız. Ayırdığınız bütçeyi bölün eşit şekilde. Kimseyi küstürmemiş olursunuz…

En önemli konulardan bir tanesi de kılık kıyafet ve araba konusu.

Özellikle sosyoekonomik düzeyi düşük, hani daha açık ifadesiyle gariban bölgelerde yapılacak seçim çalışmalarına lüks arabalarla gidilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Zira vatandaşın, oyuna talip olan kişilerle kendisi arasında ekonomik olarak uçurum görmesi negatif bir tablo oluşturuyor.

Birde bu araba önlerine özellikle gençlerin ışık taktırması ve bununla seyahat etmelerinin de önüne geçilmesinde fayda var. Tepki çekiyor bu tür tavırlar.

Ayrıca aşırı şık kıyafetlerden de kaçınılması gerekiyor. Şu unutulmamalı… Oy istiyoruz, baloya katılmıyoruz.

Kıyafet konusunda bir uyarımda gençlere var. Gençlerin genç seçmenlere yönelik çalışmaları dışında uçuk renkte giydikleri kıyafet ve ayakkabılar bizim insanımızı irrite ediyor. Daha göze batmayan sıradan şeyler giyerlerse bence daha bir sempatik olacaklar.

Bakın, bütün bu benim gördüklerim pek çok kişi tarafından eminim düşünülmüştür. Ancak derleyip toparlamak ve uyarmak istedim. Bunu karşılıklı konuşmalarda da anlatabilirdim. Ancak bu konuda söz sahibi kişilerle bugüne kadar herhangi bir iletişim kurma imkanımız olmadığı için yazmak istedim.

Maksadım sadece ve sadece daha iyi olmasına katkıda bulunmak. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Murat Can Arşivi