Konya Teknik Üniversitesi’ni ihmal etmeyin!
Ekonomik kalkınma ve toplumsal refah düzeyini artırmak için bilimsel gelişmeler ışığında sanayiyi güçlendirmek, kalkınmanın olmazsa olmazı arasında yer alıyor.
Bunun için Ar-Ge’ye dayalı teknoloji yoğunluklu ürün ve üretim yöntemlerini geliştiren ülkeler, akademi ve sanayinin arasındaki ilişkileri sağlamlaştırıyor.
Türkiye’de de üniversite sanayi işbirliği konusunun ciddi bir şekilde ele alınıp konuşulmasına 1990’lı yıllarda başlandı.
Dünyada bilişim rüzgarları o dönemde daha yeni yeni esmeye başlamıştı. Bu bilişim rüzgarının ortaya çıkardığı yeni büyüme ve kalkınma imkanları konuya olan ilgiyi tüm dünyada arttırdı.
Ülkemiz ise 1990’lı yıllarda yaşadığı, kara günler, kısır çekişmeler, maddi ve manevi krizler, saçma sapan badireler yüzünden bu süreçte çok etkili hamleler yapamadı.
O dönemde sadece İstanbul Teknik Üniversitesi’nin ve birkaç akademisyenin bu konuyla ilgilendiğini de bir köşeye not etmek lazım tabi.
Aradan neredeyse 20 yıl geçtikten sonra, bugün, ülkemizde de üniversite sanayi işbirliği konusunda bazı mesafeler kat edildi elbet.
Fakat çıkarılan gürültü ile ortaya çıkan manzara arasında devasa büyüklükte bir fark olduğu gerçeği de Takkeli Dağ gibi önümüzde duruyor.
Sürekli duyuyoruz, okuyoruz. ‘Üniversite-Sanayi işbirliği’ şöyle olacak, böyle olacak diye.
Konuşmaktan, iş yapmaya vakit bulamıyoruz neredeyse.
Konya gibi; sanayi, tarım ve turizmi bir arada bağrında barındıran bir şehrin, bu konuda söyleyecek çok şeyi olduğunu biliyoruz tabi ki.
Konya’daki herkes, her fırsatta bunu söylüyor zaten.
Fakat anlamadığımız bir şey var: Bizim asıl yapmamız gereken, söylemek değil uygulamaktır.
Pazartesi günü, Konya Teknik Üniversitesi Rektörü Babür Özçelik’i ziyaret ettik.
Hocanın heyecanı, beni düşünmeye sevk etti.
Bu şehrin; sanayi, tarım ve turizmde aslında çok daha iyi yerleri hak ettiğini ama bunu bir türlü gerçekleştiremediği gerçeğini hatırlattı bana.
Babür Hoca’nın Konya’ya dair çok güzel hayalleri var. ASELSAN, HAVELSAN, TAI gibi devlerin Konya’da üretim yapmasını, KTÜN öğrencilerinin orada istihdam edilmesini arzuluyor mesela.
Konya’nın devleriyle, sanayici büyüklerimizle daha fazla iş birliği yapmak ve hem genç beyinleri sektöre kazandırmak hem de sektördeki gelişmeleri bilimin gücüyle yoğurmak istiyor.
Ve en önemlisi, artık Konya’nın bu potansiyelini kuvveden fiile çıkarmak istiyor.
İnşallah Babür Hoca’nın hayalleri gerçek olur ve Konya, üniversite-sanayi iş birliği noktasında tüm Türkiye’ye örnek bir şehir olur.
Bu arada buradan da bir bilgi vereyim; Konya Teknik Üniversitesi Rektörlüğü’nün bulunduğu bina, Konya Büyükşehir Belediyesine devrediliyor.
FETÖ’ye ait olan ve devlet tarafından el konulan Mevlana Üniversitesi binası da Konya Teknik Üniversitesi’ne devrediliyor.
Konya Teknik Üniversitesi Rektörlüğü’nün bulunduğu bölge, Büyükşehir Belediyesi tarafından ‘Kültür Vadisi’ projesine dahil edildi. Etraftaki bazı yapıların da yıkılmasıyla, Mevlana’ya kadar bir kültür yolu açılacak.