Hamdi Bağcı
Hamdi Bağcı Konya Selçuklu Sonrası En Yoğun Dönemini Yaşıyor

Konya Selçuklu Sonrası En Yoğun Dönemini Yaşıyor

Bir taraftan baktığınızda hayat yaşanır ve biter, bir taraftan baktığınız da ise yaşananlar ile yaşanacaklar arasında hep bir bağ vardır ve aslında hiçbir zaman yaşananlar bitmemiştir, bitmez ve tarih o yaşananların üzerine inşa olur gider. Etkileşim ve yaratılış bu şekilde sürer, bugünün üzerinden yarın, dünün üzerinden bugün yaratılmıştır. Bir an bir başka anın varlığından yaratılır… Biliyorum teolojik ve biraz da felsefe içerikli bir bakış açısı ama neticede hayatın gerçeği de bu…

Muhyiddin İbn-i Arabî Kahire'den İs­kenderiye'ye oradan da Mekke'ye gelip dos­tu Ebu Şuca ile buluşur. Ancak se­madan aldığı işaretlere bakıp yol ha­zırlığına koyuluyor. Çünkü Muhyiddin İbn-i Arabî’nin hizmet ettiği iyi hal sahibi bir şeyh ona: "İnsanların en ulu olanının ona boyun eğe­ceğini" haber vermişti. Bunun üzerine 1210'da tahta çıkan Birinci Keykavus'u ziyaret etmek için Konya'ya gel­ir.

Konya’yı yöneten o dönemde bütün Anadolu’yu ve hatta İslam Coğrafyasını ve batıyı yönetiyordu ve Konya Devletin merkeziydi. Muhyiddin İbn-i Arabî Konya’ya dünyanın en büyük şehri diye geliyordu.

İşte o günden bu güne gelindi, aynı zamanda büyük bir mütefekkir de olan Değerli Dışişleri Bakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu bu coğrafya değişimlerini dünyada en iyi anlatan ‘İlim İnsanı’dır diye düşünürüm ben.

Merkez Konya’dan Bursa’ya, Edirne’ye ve Kadim Başkent İstanbul’a kaydı. Ve tabiî ki daha sonraki yıllarda, Paris, Londra, New York dünyanın önemli merkezi oldu. Önemli Merkezlik kavramı bugünde işte gördüğünüz gibi kendine Pekin ile New York arasında yer arıyor.  

Konya ise Selçuklu döneminden sonra derin bir suskunluğa bürünmüştü. Bugün baktığımızda tekrar Konya’da bir kıpırdanma görüyoruz.

Dün saat 14 suları şehrimizde iki bakan var ve bu kimseyi heyecanlandırmıyor. İnternet sitelerinde bu konularla ilgili haber nerede ise hiç yok. Cumartesi günü ise bildiğiniz gibi Adalet Bakanımız Sayın Sadullah Ergin Konya’daydı ve çok önemli açıklamalar yapmasına rağmen çok fazla gündemde kalmadı.

Bu ilgisizlik Konya’ya çok yoğun bir şekilde üst düzey insanın gelmeye başlaması ile ilgilidir.  Sayın Başbakanımızın ve Sayın Ahmet Davutoğlu’nun Konya’ya çok yoğun gelip gitmektedirler. Evet, bu bile Konya’yı merkeze dönüştürmüştür.

Bu arada bu yoğunlukta dikkatlerden kaçan bir isim ise Libya Ulusal Geçiş Konseyi Eski Başkanı Mustafa Abdülcelil oldu. Konya’ya gelen Abdülcelil Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, Konya Ticaret Odası Başkanı Selçuk Öztürk, Konya Sanayi Odası Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil, Konya Ticaret Borsası Başkanı Uğur Kaleli, AK Parti İl Başkanı Ahmet Sorgun ve sanayicilerle yemekte bir araya geldi, çeşitli temaslarda bulundu.

Konya’nın bu süreçten, güçlenerek, Türkiye’de ve dünyada konumunu belirgin hale getirerek, siyaset ve düşünce merkezi haline gelerek çıkması çok önemli… Konya eline Sayın Ahmet Davutoğlu ile çıkmış bu tarihi fırsatı görebilecek mi? Hırslara ve cehalete bu değişim ve dönüşümü feda etmeden yenidünyanın önemli sinir uçlarından birisi haline gelebilecek? Bence bugün en fazla düşünmemiz gereken konu budur.  

Bu süreçte hepimize çok büyük görevler düşmektedir. Özellikle son çıkan yasa ile bu değişimin ve dönüşümün dinamosu Büyükşehir Belediyesi olacaktır.

Büyükşehir Belediyesinin iyi yönetilmesi, inanınız bu dönemde güzel yol, güzel üst geçit, güzel park, güzel arıtma tesisi olmaktan çoktan çıkmıştır. Artık Konya’yı yönetmek dünyanın önemli bir merkezini yönetmek, geleceği şekillendirecek metropollerden birisini yönetmektir.  

Ben âcizane Sayın Ahmet Davutoğlu’nu Büyükşehir Belediyemizdeki bütün yetkililerin özellikle iyi anlamasını istirham ediyorum.

İnanınız Büyük Mütefekkir Ahmet Davutoğlu’nu anlayıversinler hem bize, hem de dünyaya yeter. ‘Mücahit’ kelimesinin tanımını Sayın Ahmet Davutoğlu gibi bilebildiğimiz zaman zaten bilesiniz ki biz çok önemli bir başarı elde ettik demektir. Evet, gün hırsı ve cehaleti yenme ve dünyaya insanlık ve ahlak öğretme günüdür. Ama bilesiniz değişim kendimizden başlıyor ve kendini değiştirmeyen hiçbir şeyi değiştiremiyor. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hamdi Bağcı Arşivi