Hakan Bahçeci
Hakan Bahçeci Kim Kimi Yönetiyor?

Kim Kimi Yönetiyor?

            Dijital dünyanın sanal belleklerinde insani ve vicdani ve hatta ahlaki bir hassasiyet var mıdır? Teknolojinin bu kadar gelişmesi ve tüm bilginin dijital birer veriye çevrilmesi ile başlayan dijital çağ hislerin de değişmesine sebep olmuş mudur? Son yıllarda sıklıkla duyageldiğimiz “büyük veri” (ecnebice big data deniliyor) havsalaya pek sığmayan devasa bilgi yumağı insanoğlunun sahip olduğu duyguların da ayrımını yapabilecek midir?

            Her anımızı takip eden gözler ve bu gözlerin gördüğünü kayıt altına alan depolar var. Yazdığımızı çizdiğimizi beğendiğimizi hangi düşünceye olumlu ya da olumsuz baktığımızı derleyip toparlayıp kasaya saklayan ekranlar, bilgisayarlar, telefonlar var. Ekrana bakarken mimiklerimizi takip edip hoşlandığımız görseli daha sonra kullanmak üzere istatistik havuzuna gönderen bir çağda yaşıyoruz.

            Sanayi devrimi ile makineler hayatın dört bir yanını sarmaya başlamış, fabrikalar seri üretimi keşfetmişti. Büyük fabrikalarda çalışan işçiler parça üretiyor bu parçaların birleşip ne olduğunu bilemiyordu. Ortaya çıkan makineler insanın yaşam şeklini, alışkanlıklarını, hızını ve hatta ideolojisini değiştirdi. Makineyi icat eden, onu sevk ve idare eden insanın kendisi idi ama makineler gün geçtikçe büyüdü ve söz sahibi oldu.

            Dijital çağ, teknolojinin bir sonucu olarak makinelerden çok daha büyük ve karmaşık. Onu kontrol edebilmek artık basit bir aygıtı yönetmek gibi değil. Nitekim ne olduğu ve ne olacağı net ve sarih olarak tarif edilemeyen bir mecranın içindeyiz; sanal ortam ya da sanal medya ve daha benzerleri.

            Bu sanal ortam insanın hangi duygularına daha çok önem vermektedir? Nitekim etten ve kemikten fiziki bir yapımız olsa da bizi biz yapan şey ruhumuz, hislerimiz, gözyaşımız, kahkahamız… Hangi istatistiki veri bir annenin annelik duygusunu hangi birimle ölçebilecektir? Diğer yandan dijital çağ sahip olduğu büyük bilgi yumağı ile insana şekil verme iddiasında çok ciddi görünüyor. Neden hoşlanıp neyi kerih göreceğimizi ne zaman ne yiyip ne kadar kilo vereceğimizi dijital çağın verileri kontrol ediyor. Kurduğum cümlelerin çok mu ağır ve keskin olduğunu sorgulamıyor değilim lakin sosyal medya denen sanal ortamın dünyada kapladığı yerin kontrol mekanizması olarak nasıl da ağır olduğunu net görüyorum.

            Sahip olduğumuz sosyal medya kimlikleri ve hesapları bana verilmiş büyük bir alan, hem de ücretsiz. İstediğimi yazıp istediğimi paylaşıyorum. Böyle bakınca demokratik bir kazanım, özgürlük ve güçlü bir kamu mekanizması gibi görünüyor. Lakin bir müddet sonra söylediklerim paylaştıklarım benim lehime ya da aleyhime kullanılacak birer meta ve malzeme haline geliyor. Daha ötesi söylemim birilerinin hoşuna gitmezse diğer bir açıyla sosyal medyaya sahip olan paranın ve o paranın temsil ettiği ideolojinin gözüne hoş gelmezse hesabım hemen kapatılıyor, engelleniyor hatta karşı saldırıya geçiliyor. Sorgu yok sual yok sebep yok…

            Sanırım can alıcı nokta şudur; dünyayı güçlü devletler büyük oluşumlar, kuruluşlar, birlikler yönetiyor gibi görünse de mekanizma aslında yönetim aygıtlarını elinde bulundurulanların kontrolünde. Günümüz dünyasının en kullanışlı mekanizması ise dijital çağın kaptan köşkü olan sosyal medya olsa gerek. Baksanıza Amerika başkanı filan dinlemiyor kapatıyor hesabı çekiyor fişi…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hakan Bahçeci Arşivi