Kelebek Etkisi
*Geçtiğimiz haftaların devamı olarak konu bütünlüğünü de gözeterek kelebek etkisinden bahsetmek bence çok önemli, kelebek etkisini hayatımızda çokça duyduk belki ama hissedemedik. Nasıl bir şey bu, basitçe anlamamız gerekiyor. Giriş biraz uzun ama kesinlikle sonuna kadar okunmalı bu yazı. Bir sistemin başlangıç verilerindeki küçük değişikliklerin büyük ve öngörülemez sonuçlar doğurabilmesine verilen teoridir. Amazon Ormanları'nda bir kelebeğin kanat çırpması, Amerika'da fırtına kopmasına neden olabilir. Kelebeğin kanat çırpması, dünyanın yarısını dolaşabilecek bir kasırganın oluşmasına neden olabilir. Oluşan bir karmaşanın büyüyerek artmasını ifade eder. Kartopunun büyüyerek çığ oluşturması da güzel bir örnektir. Kripto grafik öz işlevi, girdinin boyutundan bağımsız olarak sabit değer üretecek biçimde hazırlanır ve veri bütünlüğünün güvence altına alınmasında kullanılır. Bundan dolayı, verideki en küçük bir değişiklik, sonuç değerinin yarısından fazlasının değişmesine neden olur. Bu etkiye kriptografi de çığ etkisi denir. Fonksiyon algoritmaları veriyi tek yönlü olarak işler ve algoritmanın özelliğine göre belirli bir genişlikte 128 bit, 512 bit kriptografik özet çıkartır. Bir anlam bütünlüğü içermeyen ve rastgele seçilmiş sayılar görüntüsü yaratan bu çıktı o dosya veya bilgiye özeldir. Her işlem yapıldığında, hep aynı sonucu verir. Ancak dosya veya bilgide 1 bit değişiklik dahi gerçekleşmesi durumunda bu çıktı tamamen değişir. Böylece 2 kontrol arasında veri bütünlüğünde bir değişiklik olup olmadığı anlaşılır. Özet fonksiyonları tek yönlüdür. Terabaytlar boyutunda bir bilgi dahi olsa özeti algoritmanın ön tanımlı anahtar genişliğini geçemez 128 bit ve bu özet fonksiyonundan asıl veriye ulaşılması veya özet fonksiyondan asıl veri ile ilgili bilgi edinilmesi teorik olarak mümkün değildir. Özet fonksiyonlarının anahtar genişlikleri ne kadar fazla ise güvenilirlikleri de o kadar artar. Anahtarın genişliği gerek, 2 ayrı verinin özetinin istatistiksel çakışma olasılığını gerekse özet sonucunun değiştirilmiş bir veri ile taklit edilme olasılığını düşürür. Algoritmanın yapısal durumu da güvenilirlik ile ilgili karara varılırken mutlaka dikkate alınmalıdır. Bu algoritmaların hepsinin ortak özelliği girdilerdeki değişiklik karşısında kelebek etkisi davranışı sergilemeleridir.
**Kelebek etkisinin, ne kadar küçük olursa olsun, tek bir küçücük olayın bundan sonra olacakların gidişatını değiştirebileceği teorisini tanımlamak için kullanılan terim olduğu oldukça iyi bilinmektedir. Bu neredeyse görünmez değişimler, geleceği tahmin etmeyi veya olayların sonucunu kontrol etmeyi neredeyse imkânsız hale getirdiğinden, herhangi bir tahminde bulunmanın mümkün olup olmadığı sorulur. Kaos teorisinde kullanılan bir terim olarak kelebek etkisi, küçük bir değişikliğin sonraki bir durumda büyük farklılıklara yol açabileceği başlangıç koşullarına hassas bağımlılığı temsil eder. Kitlelerin kelebek etkisinin arkasındaki ilkeyi anlamalarının en yaygın yolu, Meksika'da kanatlarını çırpan bir kelebeğin Çin'de bir kasırgaya neden olup olmadığı sorusudur. Görünüşte bağlantısız ve uzak, yine de bir neden-sonuç ilişkisi oluşturmak için birbirine bağlanan ve kesişen olaylar. Bu teori nasıl ortaya çıkacaktı ve nasıl kanıtlanabilirdi? Hava durumu modeli simülasyonlarını çalıştırırken, meteorolog ve matematikçi Edward Lorenz, veri sonuçlarındaki sayıları yuvarlamak gibi basit bir şeyin çok farklı sonuçlar ürettiğini keşfetti. Sıcaklık ve rüzgâr hızı gibi 12 değişkene dayanan bir bilgisayar modelinde, yuvarladığı değişkenler, programının ürettiği tüm kalıbı tamamen değiştirdi. Böylece, başlangıç koşullarındaki çok küçük bir değişiklik, sonuçta önemli farklılıklar yarattı ve neredeyse tesadüfen elde edilen bu keşif, bilimin gidişatını değiştirdi. Bilim ve matematik dışında, günlük yaşamda benzer sonuçlar görüyor muyuz? Kesinlikle.
***Kelebek etkisi teknolojiyle nasıl bir araya gelir?
Kelebek etkisinin esasen hiçbir şeyi herhangi bir doğruluk ölçüsünde tahmin edemeyeceğimizi garanti ettiğini bilerek, bunu neden yapıyoruz? Özellikle herhangi bir zamanda çok fazla hızlı değişimin meydana geldiği teknolojide. Şaşırtıcı bir dizi yanlış tahmin gördük, bunların hepsi gerçek olabilirdi… Sonra bir kelebek kanat çırptı ve aniden tahminler, en azından basitçe miyop değilse bile, tamamen alakasız hale geldi. En ünlü miyoplardan biri: 1943'te IBM'in başkanı Thomas Watson, " Sanırım 5 bilgisayar için bir dünya pazarı var " dedi. IBM'in o zamandan beri işletim sistemini ve yazılım odaklı geleceği görememesi gibi.
****Sonuç olarak; herkesin kendi fikirleri var ve herkes teknoloji hakkında konuşuyor, çeşitli tahminler üzerinde hak iddia ediyorlar. Neyin geleceği ve hangi eğilimlerin ana akıma olacağı konusunda bilinçli tahminlerimin mümkün olduğunu düşünsem de, tahminin bir bilim olabileceğini veya hatta bazı eğilimler hakkındaki kendi şüpheciliğimin üstesinden gelebileceğimi düşünerek kendimi kandırmıyorum. Gözüken yakın gelecek web3.0 ve internet protokolünün 4. versiyonu olan IPv4, bir yol ayrımında, küresel IP adresi kaynağı tükendi. İnternet, bir sonraki sürüm olan IPv6'ya kademeli olarak geçiş başladı. IPv4'e ve IPv6'ya sadece sayılardaki bir fark olarak bakmak kolay. IPv4'ün dünyanın kullanması için yaklaşık 4,3 milyar adresi varken, IPv6'nın 340 undesilyonu (10 üzeri 36) var.