Kazananı belli, kaybedeni de…
Ak Partinin dünkü seçim beyanname sunumu ve aday tanıtımı seçim sonuçları hakkında bir kez daha önemli ipuçları veriyor herkese… Bunun için tecrübeli siyasetçi, Anket şirketi sahibi, iyi gazeteci, kahin falan olmaya da gerek yok öyle…
Süreci baştan beri başarıyla sürdüren, ne istediğini ve ne alacağını bilen, ona göre plan ve proje üreten, vizyonunu ona göre belirleyen ve ona göre adımlar atan partiler yüzde 45-49 aralığında oy alacaklar…
Tüm siyasetini karşı tarafın hata yapma ihtimaline göre ayarlayan, yeni bir şeyler söyleme cesaretini gösteremeyen, çağdaş söylemler arzulamasına rağmen genetiği buna bir türlü müsaade etmeyen partiler 25-28 aralığında…
Geleceğe dair söyleyecek hiçbir söz bulamayıp, temelini sadece millet sözcüğü etrafında şekillendiren, bir açılım gerçekleştirmek için uğraş vermek istemesine rağmen bir türlü bunu gerçekleştiremeyip sadece savaştan da, barıştan da nemalanmak isteyenler yüzde 15-18…
Kendini bir bölgeye hapsetmiş, faşist mi solcumu, ulusalcımı, bireysel cimi, liberal mi karar verememiş batıda söyleyecek sözü olmayanların barajı geçme şansı bile yok…
Başka bir denkleme ne gerek…
GÜLSEREN HANIM NEREDE?
Ak Partinin Aday tanıtım toplantısından sonra kocaman bir soru işaretimiz daha oldu.
En büyük sürprizlerden biri olan ve onca gün geçmiş olmasına rağmen tüm gizemini koruyan, 10. Sıra Milletvekili adayımız Rüveyde Gülseren Kozak Işık’ın bu toplantıya neden katılmadığı konusunda…
Hasta olduğu için tanıtım toplantısı için Başbakan Davutoğlu’ndan özel izin aldığı söylendi ama daha önceki toplantıların hiçbirinde de görülmemesi, Adayların birlikte katıldığı yemekli toplantıda da sadece birkaç dakika kalıp izin istemesi, ya da birlikte yapılan ziyaretlerde bulunmamasının üstüne, bu toplantıya da –ki en önemlisiydi- katılmaması işin tuzu biberi oldu… İstifa ettiği ya da istifaya zorlandığı şeklindeki dedikoduların en yakın bölgeden en uzak ilçeye kadar uzanması bu konuda acil bir açıklama yapılması gereğini ortaya koydu… Kamuoyu Başbakanın özel olarak belirlediğini düşündüğü bu ismin akıbetini ve yaşananları merakla bekliyor…
…
Bunun dışında Davutoğlu dahil tüm isimlerdeki şevk ve heyecan gözlerden kaçmadı… Birbirlerinin ellerini tutup havaya kaldırırken bile salona yansıyan heyecanın gerek Türkiye için gerekse Konya için büyük bir fırsat olduğunu düşünüyorum… Umarım bu heyecan önümüzdeki seçime kadar ilk anki şiddetini muhafaza eder…
…
Bir zamanlar ekonomik savaş yüzünden Avrupa’ya kaçan Türkler, sonrasında bölgelerindeki çatışmalar yüzünden batı illerine kaçan Kürtler şimdi de ülkelerindeki iç savaştan kaçan Suriyeliler… Karşı çıkanlar olsa da sebeplerinin de sonuçlarının da aynı olduğunu düşünüyorum bu sosyolojik vakıaların…
Özelliklede sonuçlarının…
Suriyelilerin göç dalgasından en çok nasibini alan bölge, Güneydoğu Anadolu… Bölgede yaşayanlarla, göç eden Suriyeliler arasında büyük gerginlikler yaşanıyor, büyüklü küçüklü… Sebep; Suriyelilerin göç ederken örflerini adetlerini geleneklerini ve yaşayış biçimlerini de beraberlerinde getirmesi ve bunu bir kimlik çerçevesinde kabul ettirmeye çalışması… Ya da bölgenin kurallarına göre yaşamak istemeyişi…
Ya da Bölge halkının kendi yaşayış biçimini Suriyelilere dayatmak istemesi, onları kendi kalıplarına sokmak istemesi… Tıpkı göç eden Türkler ve göç eden Kürtler gibi…
Her zaman kavgalara, kargaşalara dönüşmese de bu çatışmanın herkesin bilinçaltında var olduğunu düşünenlerdenim…
Yani buna kaderin bir cilvesi mi dersiniz, su testisi su yolunda olur mu, eden bulur mu, kınadığınız şey başınıza gelir mi, ironi mi? Ne dersek diyelim doğudan batıya göçün sonuçları hep böyle yaşanıyor... Avrupalılar Türkleri, Türkler Kürtleri, Kürtler Arapları dışlıyor yada tersten bakarsak Araplar Kürtlerin, Kürtler Türklerin, Türkler Avrupalıların kendini dışladığını ve ötekileştirdiğini düşünüyor…
Urfa’da, Antep’te her Kürt-Arap mahalle kavgası haberi gördüğümde ben başka bir şey düşünemiyorum…
……
İngiltere de kadın haklarını savunan siyasetçi, kadın haklarını savunurken yakalanmış… !
Kaderin cilvesi mi? Su testisi su yolunda kırılır mı? İroni mi?
Allah insanı hep en zayıf noktasından test ediyor sanıyorum…