İstanbul Sözleşmesi
Kıymetli okurlarım kamuoyunda tartışılan İstanbul Sözleşmesi nedir diye merak ettim, tam metnini internetten indirdim.34 sayfalık bir metin. Pazar günü evde başından sonuna kadar inceledim. Görüş ve düşüncelerimi sizinle paylaşmak istedim.
Bu sözleşme 11 mayıs 2011 de İstanbul’da imzalandığı içinde adına İstanbul Sözleşmesi denmiş. Sözleşme Avrupa Konseyi ile üye ülkeler arasında imzalanmış. Biz de imzalamışız. Konusu: Kadınlara yönelik şiddet ve aile İçi şiddetin önlenmesi. Başlık ne kadar güzel değil mi? Avrupa bizim erkeklerimizin şiddetinden bizim kadınlarımızı koruyacakmış.
Bu sözleşme:
1-Erkekleri kadın düşmanı olarak gösteriyor.
2-18 yaşından küçük kızları kadın sayıyor.
3-Eşcinselliği yasal gösteriyor.
4-Nikahsız yaşamayı özendiriyor ve nikahsız yaşamayı hukuka uygun buluyor.
5-Kadınları aşağı bir cins olarak görüyor.
6-Örf , adet, gelenek ve görenekleri ortadan kaldırıyor.
7-Eş cinselliğin resmi müfredat içerisine girmesini ve eğitimin her seviyesine eklenmesi için adım atılmasını istiyor.
8-Kadınların ekonomik bağımsızlığını savunarak, aileyi parçalamayı hedefliyor.
9-Mağdurun sadece şikayeti yeterli oluyor. Şikayetin aslının olup olmadığı bile araştırılmasına gerek duymuyor.
10-Mağdurum diyene öğretim ve iş bulma desteği vererek, sahte mağdurları artırıyor.
11-Sığınma evleri aileyi parçalamanın ilk adımıdır. Herhangi bir tartışmada kadını alır sığınma evine koyarsanız o aileyi bir daha birleştiremezsiniz.
12-Devleti mağdura tazminat ödemeye mahkum ediyor.
13-Zorla evlendirildim diyenlerin evliliklerini sonlandırarak aileleri parçalıyor.
14-Psikolojik şiddet sözü tanımlanmamış, Ucu açık nereye çeksen oraya gidiyor.
15-Tehdit edildim diyenin karşı tarafına ceza veriyor.
16-Sözü cinsel taciz olarak kabul ediyor. Hukuki işlemin başlatılmasını istiyor. Bu ifadede ucu açık bir ifadedir.
17-Sözleşme eşler arasındaki arabuluculuk ve uzlaşmayı yasaklıyor.
18-Sözleşme şiddet eylem faillerinin ateşli silahlara sahip olduklarını kabul ediyor.
19-Suçun mağdur tarafından bildirilmesine gerek olmadığını, mağdurun şikayetini geri alsa bile hukuki işlemin yapılmasını ve tedbirlerin alınmasını istiyor. Hanım şikayetinden vazgeçse bile, beye hukuki işlemleri yaparak aileyi birleştirme yoluna değil, parçalama yoluna gidiyor.
20-Sözleşme kişinin ikamet ettiği bölgeyi terk etmesini emrediyor. Yani aileyi anlaştırmayı değil, ayırmayı hedefliyor.
Hülasa İstanbul Sözleşmesi ile AVRUPA Çanakkale’de yapamadığını yapmak istiyor. Ailenin altına etrafı çiçeklerle sarılmış bir DİNAMİT koyuyor. Ailenin parçalanmak istenmesi bu memleket te bir BEKA sorunudur. Boşanma oranları evlenme oranlarını aştığı bu zamanda yetkililerin oturup, zararın neresinden dönersek kardır diye bir daha düşünmeleri gerektiği kanaatindeyim.
ALLAH ailelerimizi sinsi düşmanların şerrinden korusun. Amin. Selam Ve Dua İle