Ali Küçükceran
Ali Küçükceran HÜSRAN!

HÜSRAN!

Passolig uygulamasının başladığı Türkiye’de uzun zamandır böyle bir stadyuma hasret kalmıştık. Konya halkı maça oldukça ilgi göstererek yeşil beyazlıların tarihindeki en kalabalık seyirci sayısına ulaştı. Büyük takımlar bu ortalamaya ulaşamazken Konya’da böyle bir seyirci ile karşılaşmak gurur verici. Stat her yönüyle harikaydı, zemin kusursuza yakındı. Atmosfer de mükemmel olunca her yönden güzel futbola açık bir ortam vardı.

 

Maç öncesi düşüncelerde Torku Konyaspor’un maçı galip bitirebileceğine inanç oldukça yüksekti. Hiç olmazsa bir beraberlik olur diye düşünülüyordu. Herhalde böylesi bir yenilgi kimsenin aklının ucundan bile geçmezdi.

 

Maça atmosferin de etkisiyle iyi başlayan taraf yeşil beyazlılardı. Pozisyon da buldular fakat bunu cömertçe harcadılar. Takımın istekli olması bir o kadar güzelken dengeli oyundan uzak ve heyecanına yenik düşen bir takım izledik bu durum işlerin kötüye gideceğine bir işaretti. İlk dakikalarda yeşil beyazlılar iyi olmasına rağmen orta sahası çok çabuk geçiliyor, orta saha oyuncuları orada hiçbir direnç gösteremiyordu. Galatasaray hafiften etkili olmaya başlayınca da bu tehlike daha da ciddileşti ve Torku Konyaspor golü kalesinde gördü. Golden sonra şok geçiren yeşil beyazlı ekip bir daha da kendine gelemedi. Ne beraberlik için bir atak gerçekleştirebildi ne de orta sahasını dirençli hale getirebildi. Böylesine zor bir deplasmanda karşısında bu derece organize olmaktan uzak ve telaş içinde tecrübesiz bir takım bulan Galatasaray bu fırsatı geri tepmedi ve Torku Konyaspor kalesine akın akın hücumlar düzenledi.

 

Birinci golden sonra konuk takımı izlemekle yetinen yeşil beyazlılar ilk yarının son bölümlerinde Galatasaray savunmasını az adamla yakaladı. Bu atak golle sonuçlansaydı ikinci yarıda taraftarın da coşkusuyla farklı bir Torku Konyaspor izleyebilirdik fakat futbolda yeteneğin tek başına yeterli olmayacağı tecrübenin de bir o kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Genç futbolcu Ömer Ali pasını zamanında Hleb’e aktarabilseydi şimdi belki de başka şeylerden bahsedecektik.

 

İkinci yarıya başlarken artık hiçbir umudum kalmamıştı. Takım geri dönüşün sinyalini vermiyordu. Rangelov oyundan çıkarken Djalma oyuna girdi bence bu doğru bir değişiklikti ama zamanlaması yanlıştı. Maça direkt Djalma ile başlansa daha etkili bir takım izleyebilirdik. Djalma’nın sürüklediği atağı cömertçe harcayan Hasan maça daha o anda son noktayı koydu. Sonrasında da Galatasaray oynadı Torku Konyaspor seyretti.

 

Oyuncu performanslarına bakacak olursak öne çıkan bir futbolcuyu göstermek gerçektende oldukça zor. Ömer Ali’nin performansını her ne kadar yetersiz bulsam da en azından mücadele etti. Aynı şekilde Hasan Kabze’de mücadelesiyle öne çıktı. Tolga sağ tarafta oldukça kötü oynadı, umarım bu oyununu daha fazla sürdürmez.

 

Bu kadar güzel bir atmosferde motive olmuş ve stadı doldurmuş taraftara ise yazık oldu. Yenilgi normaldir fakat böylesine ağır bir yenilgi tüm Torku Konyaspor camiasını hüsrana uğrattı. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ali Küçükceran Arşivi