Hız Mı Haz Mı ?
Günümüzde evlenmek zor, evliği devam ettirmek ise daha da zor. Boşanmaların gittikçe arttığı toplumuzda ömür boyu aynı yastığa baş koymak niyetiyle evlenenler bile ilk zorlukta pes eder oldu. Genç kuşaklar birlikte yaşlanmayı seçtikleri eşlerine bir süre sonra tahammül edemez hale geldi. Hal böyleyken, evlenmek isteyenler de bu olumsuz tabloları gördükçe kendi başlarına aynı şeylerin geleceği düşüncesiyle mutlu bir yuva kurmaktan ümidini kesiyor.
Aileyi bir arada tutmanın yolu fedakârlıktan geçiyor. Fedakârlık derken, eşlerin fedakarlık adı altında mutlak tavizler vermelerini, kendi hayatlarını tamamen bir kenara bırakmalarını kastetmiyorum. Karı-kocanın birbirlerini ve çocuklarını mutlu etmek için karşılıklı ve birinin kendini diğerinden değersiz hissetmesini önleyecek oranda fedakârlıkta bulunması önemli.
Ama biz napıyoruz mutluluğu Sokakta tüketiyoruz.
Eskinin ve yeninin mutluluğu yakalamış ailelerini bir tarafa bırakırsak tablonun geneline yansıyan verilerin pek de iyi olmadığını görüyoruz. Artan boşanmalar, aile kavgaları, mutsuz ebeveynler, mutsuz çocuklar ve mutsuz bir toplum... Hep beraber ödediğimiz bu ağır faturanın daha da ağırını gelecek nesillere miras bırakma gerçeği de oldukça acı. Modern insan, şehir hayatında her konuda büyük emek sarf ederken ailesiyle birlikte olmaya vakit ayırmıyor. Ayıranlar ise bu vakti kaliteli kullanamıyor. sarf edilirken ailelerde birlikte zaman geçirme ihmal ediliyor. Erkek olsun kadın olsun dış mekanda harcanan emek ve enerjiden sonra evde sadece görüntü olarak televizyon karşısında oluyorlar. Böyle bir aile birlikteliği de kısa süreli oluyor. Hanımların en çok şikayeti erkeğin evine vakit ayırmaması; konuşmanın, muhabbetin özlemi duyuluyor, ihtiyacı hissediliyor ailelerde. Evdeki aile fotoğrafı genelde; kadın ve çocuk bir aile, erkek de ikinci bir kişi şeklinde olabiliyor. Böyle bir durum zamanla kişilerin tahammül sınırlarını zorluyor malesef...
Çünkü eskiden yaşam tarzı hız merkezli değil can merkezli idi haz merkezli idi...
Bi düşünün bu yazdıklarım ekseninde Eski ailelerin neden günümüzdekilerden daha sağlam, uzun ömürlü ve mutlu olduklarını bi düşünün . Eski ailelerin uzun soluklu olması toplumsal kabullerin aile değerlerine sahip çıkmasıyla olmuştu haz ve yürektenlik kalpte idi Boşanma sadece kadın için değil erkek için de olumsuz bir değerdi ve aile büyükleri boşanmayı engelleyen en önemli mekanizma idi. Erkek ve kadının rolleri kesin sınırlarla ayrılmıştı. Bir rol karmaşası yaşanmıyordu. Aile büyükleri, komşu, yakın ilişkiler hep insan insana ilişkileri içeriyordu. Muhabbet de üzüntü de dalga dalga yayılıyordu. Bu da insanı ferahlatıyordu. Daha doğal ve anlaşılabilir, anlamlandırılabilir bir hayat yaşanıyordu. Ve hepsinden önemlisi dini değerlere saygı vardı. İnsanlar kul olduklarını unutmuyor ve hesaplarını yakın ilişkilerinin nasıllığına katkıları bağlamında da ele alıyorlardı.
Asıl mevzu da bu değil midir ?
Kalbi yaralayan dili lâl eden
Kalın efendim sağlıcakla..