HAMASET
Sayın Devlet Bahçeli dürüst, ilkeli, namuslu, özverili, sakin bir Türk milliyetçisi. Zor zamanlarda yaptığı kritik hamlelerle bazı odakların hesaplarını bozacak kadar da sağduyulu.
Mesela cumhurbaşkanlığı seçiminde yaptığı çok önemli müdahaleyle derin oyunları bozup, maçın kaderini değiştirmesi fevkalade tutarlı bir duruş idi. Bu duruş, bin yıllık devlet geleneğinin efsanevi ak saçlılarının (eğer böyle bir heyet varsa) duruşudur.
Ülkücü tabanı her türlü derin odakların, gizli servislerin oyuncağı olmaktan kurtarma hassasiyeti de partisini sermaye gruplarının etki alandan uzak tutmaya çabalaması da yine aynı sağduyunun eseridir.
Bu ve buna benzer icraatlarıyla her kesimden olumlu tepkiler alan Sayın Bahçeli, sürekli gergin yüz ifadesi ve donuk-sert mimikleri eşliğinde yürüttüğü can sıkıcı, eski tarz muhalefetle de maalesef çoğu zaman beklentileri boşa çıkarmaktadır. Hemen her cümlesinde gaflet, hıyanet ve ihanet sözcükleri olan bu kutuplaştırıcı hamasi nutuklara artık prim verilmediğini, gerçek milliyetçiliğin vatana hizmetle ölçüldüğünü birisinin kendisine anlatması gerekir.
Kamuoyu nezdinde; plansız, programsız, çözüm önerisi olmayan, ölümüne eleştiren ve tümü asabi insanlardan müteşekkil bir partinin genel başkanı algısı oluşmaktadır.
Bir önceki Cumhurbaşkanı’nı andıran renksiz, tepkisiz, soğuk memur tavırlarıyla karizmatik bir lider olmaktan ve kitleleri peşinden sürüklemekten hayli uzak olan Sayın Bahçeli’nin küçümsenmeyecek ölçüde bir iletişim ve kendini ifade etme sorunu olduğu aşikardır.
Avazı çıktığı kadar bağırmak ile dinleyiciyi etkilemek arasında ciddi fark bulunduğunun kendisine anlatılması gerekir. Sesini yükseltince söyledikleri önem kazanacak zannediyor olmalı ki, kıpkırmızı kesilmiş bir surat ve çakmak çakmak yanan gözlerle sürekli bağırarak ve aynı tonda konuşuyor. Bağırdıkça çatallanan ses telleriyle de dinleyicilerin kulaklarında geçici duyma kayıplarına yol açmasından da ayrıca korkulmaktadır.
Ne dediğini anlamak için illa ki ertesi günün gazetelerini beklemek gerekiyor. Susarak siyaset yapması halinde, daha fazla kişiyi etkilemesi çok muhtemeldir.
Zaten kendisinin hitabet yeteneği sıfırdır. Eline tutuşturulan metni daha önce hiç görmemişçesine, hiç kafasını kaldırmadan okumaktan ibaret bir hitabet anlayışıyla nereye kadar bilemiyorum.
Beni esas bu yazıyı yazmaya iten sebep ise Sayın Bahçeli’nin konuşma metinlerinin içeriğidir. Bu konuşma metinlerini yazan her kim ise o ismin veya ekibin değiştirilmesi zaruridir. Zira bu metinlerdeki içerik ilk mektep talebelerinin yazdığı 23 Nisan kompozisyonlarından daha düşük seviyededir.
Hiçbir derinliği ve gerçekliği olmayan zoraki benzetmeler ve çok basit esprilerle bezeli, hamaset yüklü konuşma metni bir de Sayın Bahçeli’nin hitabeti ile birleşince bir fecaat halini almaktadır.
PAPA
- Yeni papa seçilmiş abi, ne diyorsun?
- Allah kendisine hidayet versin !
- ????
LAZİO
- Peki Lazio takımına ne diyorsun?
- Nassı yani !
- Abi aslında lazlar kurmuş bu takımı diyorlar.
- Allah sana akıl fikir versin diyorum..
- ????