Hazel Pekacar
Hazel Pekacar GÜLMENİN DE FELSEFESİ VARMIŞ!

GÜLMENİN DE FELSEFESİ VARMIŞ!

Felsefe pratik hayatımızda  ne işe  yarıyor, çok  soyut  bir alan değil  mi, felsefede sorular amaçsız  mı ya da sonsuz mu, felsefenin götürdüğü bir yer var mı diyenlere hitaben ! Hayır,  felsefe soyut bir alan değil,  felsefede sorular amaçsız değil, felsefe hakikate götürür. Amacı,  hakikate gerçeğe ulaşmak ve ulaştırmaktır. Felsefe ahlaktan bilgiye ,insan zihnine, evrenden varlık  bilgisine, eğitim anlayışından  insan anlayışına kadar daha sayamayacağımız  bir çok  alanın  mimarı desek yanlış bir şey  söylemiş  olmayız.  

Gelmiş geçmiş tüm filozoflar, dilsel problemlerden insan zihninin nasıl çalıştığına kadar her problemle ilgilenmiş, sadece soru sormamış,  tüm bunlara cevap vermiş,  açıklama yapmış, temellendirmiş ve yol göstermiştir.  

Hayattaki tüm etkinliklerimiz insan-evren-yaratıcı arasındaki bağlantı  ile ilgili olup; felsefe bizatihi bunlarla ilgilenirken nasıl oluyor da felsefe hayattan kopuk olarak algılanabiliyor. Gayet çelişkili bir ifade doğrusu. 

Felsefe, önce düşünmenin yasalarını öğretiyor  mesela, düşünmek öğrenilir mi? Tabiki öğrenilir.  Sistemli düşünmeyi, ve çıkarım  yapmayı bilmeden insan nasıl  doğru  sonuca varır.?  İnsana bahşedilen  en büyük ayrıcalık zihin belkide. Bizi diğer canlılardan ayıran akıl ve irade. İnsan zihnini ve iradesini kullanarak oluyor, oluşuyor, gelişiyor, geliştiriyor, katkı  sağlıyor  ve bir medeniyet kuruyor.  

Örneğin, Felsefe alanında okuduğum en son kitaplardan biri Fransız filozof Bergson'un Gülme (‘le Rire) adlı  kitabıydı.  Filozof gülmek eyleminin felsefi tabanda eleştirisini  yapmış. Gülmek nedir? Neye gülüyoruz? Niçin gülüyoruz? Meğerse gülmenin de bir felsefesi varmış.  Altta yatan bir düşünce kritiği varmış.   

Önce komik kavramını ele alıyor. Komik onun için, insanların grup halinde  toplanarak bütün dikkatlerini , duygularını bastırıp sadece zekalarını kullanarak aralarında birisi üzerinde toplanmalarından doğuyor. Insanlık  dışında hiç birşey komik değil onun için. Ancak insana gülünür. Hayvana gülerken de onda insana benzeyen yanlarını gördükleri  için gülündüğünü  düşünür. 

Duygusuzluk ve merhametsizlik gülmenin kaynağı olarak görülüyor. İnsanın güldüğü anda sevgisinin bir anda olsa unutulması gerektiğini ve acı  duygusunun ise bastırılmış  olması gerekmektedir. İnsanın hallerine gülmenin yanı  sıra yüz ifadelerindeki katılık ve otomatizmden kaynaklandığını görür. Karikatürler mesela !insanlardaki katı  yüz hatlarının abartılı çizimlerinde kendini bulur. Komik olan şey, çirkin ve katıdır ona göre. Yüzünde donmuş  ve tek  düze  ifade bulunan insanlar hep başka insanlara komik gelir.  

Komik bir sonuç,  komik bir sebepten ileri geldiğinde eğer bu sebep ne kadar doğalsa o kadar komikmiş  meğer! 

Örneğin insanların mimikleri ne kadar komikse diğer insanlara basit mekanikleri hatırlattığı için gülme ihtiyacı teşkil edermiş.  Bergson’a göre İnsanların eşya gibi davranması ya da insanlardan eşya gibi bahsedilmesi insana gülünç gelmektedir. Genelde bizi güldüren şeylerin ahlaki kusurlar değil topluma uygunsuzluk  kusurları olduğunu belirtir. Saçma ve komik de birbirinden farklıdır.  Her saçma komik değildir. Saçmalık komiğin  bir sonucudur sadece.  Ve çok ilginçtir ki kitapta, insanların başka insanlara gülme eylemini gerçekleştirme sebebi olarak gülmeyi,  toplumun bir intikam duygusu ile hareket ettiğinden ileri geldiğini söylemektedir.  

Her davranışın, her düşüncenin alt yapısına inildiğinde nelerle karşılaşmaktayız. Hiç  bir eylem ya da hamle insanda sebepsiz olmuyor ve çeşitli duyguların sonucu olarak ortaya çıkıyor.  

Gelişi güzel  yaşamamak dileğiyle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hazel Pekacar Arşivi