Gizli Teşkilat: “İldırım”
Azerbaycan Türkleri, tarihin hiçbir döneminde işgalciler ile barışmamış, toprakları işgal edilse bile, her zaman bağımsızlığa can atmışlardır. Bunun bir sonucu olarak, tarihte birçok kez düşman ile mücadele edebilmek için, farklı isimlerde gizli teşkilatlar kurmuşlardır.
Bunlara daha önce bahsettiğimiz Kuzey Azerbaycan’da kurulan “Difa-i” ve Güney Azerbaycan’da kurulan “Merkez-i Gaibi”ni örnek gösterebiliriz. Ancak, bugün hakkında bahsedeceğimiz teşkilat, diğerleri gibi aydın kesimin katıldığı geniş bir teşkilat olmasa bile, Azerbaycan Türklerinin azatlık sevgisinin hiçbir zaman sönmediğinin ispatıdır.
“Bağımsız Azerbaycan” sözünün kurşuna dizilmek olarak sayıldığı Sovyetlerin en kanlı dönemlerinden olan 1942 yılında, Azerbaycan’ın farklı üniversitelerinde okuyan 8 genç, Azerbaycan’daki Rus egemenliğine katlanamıyorlar. Azerbaycan Türkçesinde bir mektup yazmanın bile mümkün olmadığı zamanlarda kahraman gençler, toplanarak Azerbaycan’ın geleceğini müzakere ediyorlar. En sonunda Azerbaycan’ı Sovyet işgalinden kurtarıp bağımsızlığını kazandırmak için, Türkiye Türkçesinde yıldırım anlamına gelen “İldırım” isminde gizli bir teşkilat kuruyorlar. İsmihan Rahimov, Hacı Zeynalov, Musa Abdullayev, Kemal Aliyev, Azer Alesgerov, Aydın Vahidov, Kamil Rzayev ve Gülhüseyn Abdullayev’den oluşan bu teşkilat, 3 esas amaçta birleşiyor. Bunlar, Azerbaycan’ı Sovyetler Birliğinden ayırıp bağımsızlığını elde etmek, 1937-1838 yılında Sovyet Rejimi tarafından katledilen veya sürgün olunan aydınlara beraat verilmesi ve Azerbaycan Türkçesinin resmi dil ilan olunması. Bu esaslar amaçlayarak faaliyete başlayan “İldırım” teşkilatının, tüzüğü hazırlanıp birde andı oluşturuluyor.
“İldırım” teşkilatındaki tek yazar olan Gülhüseyn Abdullayev, halk arasında gizlice bağımsızlık fikrini aşılamaya çalışıyor. Ancak, bunda yetersiz kaldıklarını anlayan teşkilat üyeleri, dönemin büyük Azerbaycanlı yazarına “Dönmezler” imzasıyla mektup yazarak, ona teşkilat hakkında bilgi verip, onu teşkilatın başkanlığına getirmek istediklerini belirtirler. Fakat, o yazar, bunu Sovyet İstihbaratının bir oyunu zannederek KGB’yi mektuptan haberdar eder. İstihbarat ise bir oyun kurarak üniversiteler arasında yazı yazma müsabakası tertip eder ve müsabakaya tüm öğrencilerin katılmasını şart koşar. Böylece yazıları inceleyen istihbarat, mektubu İsmihan Rahimov’un yazdığını öğrenir. Artık “İldırım” teşkilatı deşifre olmuştur. Teşkilatın liderleri sayılan İsmihan Rahimov, Hacı Zeynalov, Gülhüseyn Abdullayev’e kurşuna dizilme cezası verilir, fakat savaş dönemleri olduğu için bu ceza 25 yıllık hapis ve sürgün cezası ile değiştirilir. Teşkilatın diğer üyeleriyse 10 yıllık hapis cezasına mahkum ediliyor. Ayrıca, teşkilat üyelerinin sorgulanma tutanağından “İldırım”dan başka da Azerbaycan Türklerinin kurduğu isimsiz bir gizli teşkilatın var olduğunu anlıyoruz. Fakat KGB o teşkilatı deşifre edemiyor. “İldırım” teşkilatının üyelerine gelince ise, ancak 1953 yılında Stalin’in ölümünden sonra teşkilat mensubu gençlere beraat veriliyor.
“İldırım” teşkilatıyla ilgili en güzel söz, Azerbaycan’ın tanınan aydınlarından olan Fuad İbrahimbeyov’a aittir:
“Siz 7 kişi (teşkilat üyeleri 7 kişi olarak biliniyor ancak gerçek sayı 8 kişidir) değil, 7.000 bile olsanız, yine de Sovyet Rejimine karşı bir şey yapamazdınız. Ancak siz tarih yazdınız. Siz, Azerbaycan gençlerinin en zor zamanlarda bile kendi milleti, kendi dili ve kendi varlığı hakkında düşündüklerini ve bununla da yetinmeyerek mücadele ettiklerini gösterdiniz.”
Allah her birinden razı olsun.