FETÖ Operasyonları ve Fırat Kalkanı Harekâtı
Değerli Okurlar;
Bir İletişim Fakültesi mezunu olarak yazmayı hep istemişimdir; fakat kısmet bugüneymiş. Keşke 15 Temmuz Darbe Girişimi hiç yaşanmasaydı da ilk yazımı bunun üzerine yazmasaydım dediğim çok oldu. Ama ne var ki ülkemizin ana gündeminde darbe girişimi sonrası yapılan FETÖ (Fetullahçı Terör Örgütü) operasyonları ve TSK’nın Suriye’de gerçekleştirdiği Fırat Kalkanı Harekâtı var. Devletimiz sınırlarımız içerisinde ve dışarısında bu eli kanlı ve piyon terör örgütleri ile mücadele ediyor. 16 Temmuz sabahı başlayan FETÖ operasyonları inanılmaz boyutlara ulaşmış durumda. FETÖ’ye destek veren kişi, kurum ve kuruluşlara yönelik olarak gerçekleştirilen operasyonlarda kimler gözaltına alınıp tutuklanmadı ki...Operasyonların ülke genelinde sıçramadığı kurum neredeyse yok. TSK, Yüksek Yargı, Adalet, Emniyet, Siyaset, İş, Spor, Medya, Kamu, Özel Sektör ve daha pek çok alanda bir ayıklama söz konusu. Ama asıl operasyonlar, FETÖ’nün en fazla örgütlendiği askeriye, yargı ve emniyet içerisinde yapılıyor. Bu kapsamda aralarında orgeneraller, ordu komutanları, albaylar, subay ve astsubayların da yer aldığı pek çok ordu mensubu ve yine aralarında üst düzey emniyet müdürlerinin de aralarında olduğu binlerce emniyet mensubunun görevine son verilirken, yargıda da bir o kadar hâkim ve savcı FETÖ üyesi olmaktan meslekten ihraç edildi. Operasyonlarda gözaltına alınan ve tutuklananlar arasında kamuoyunun yakından tanıdığı valiler, hakim ve savcılar, kaymakamlar, iş adamları da mevcut. İlk duyduğumuzda hadi ya o da mı FETÖ’cüymüş diyeceğimiz insanlar da yok değil. İşte bu adını duyduğumuzda şaşırdığımız, belki bir yanlışlık vardır demekten kendimizi alamadığımız insanlara da “KRİPTO FETÖCÜ” diyoruz. Bu kişiler bugüne kadar kendilerini açık etmeden yükselebildikleri kadar yükselmişler, devletin en üst kademelerine gelmişler ama bu devlete ve millete değil de; Haçlıların ülkemizi işgal etmelerinin kötü bir şey olmadığını söyleyecek kadar aşağılık bir kişiliğe sahip terör elebaşına ve onun eli kanlı örgütüne hizmet etmişler. Ve bu kişilere biz devlet olarak neredeyse her şeyimizi emanet etmişiz. Ellerine kınalar yakarak askere gönderdiğimiz Mehmetçiğimizi, üniversitelerdeki gençlerimizi, ülkemizin güvenliğini, terörle mücadeleyi ve ülkemizin geleceğini yakından ilgilendiren daha pek çok konuyu… O yüzden durum gün geçtikçe daha ciddi boyutlara ulaşıyor.
Gelelim operasyonların yoğunlaştığı bir diğer alan olan kamu kurumlarına. Burada da durum hiç iç açıcı değil, müsteşarlar, genel müdürler, daire başkanları, il müdürleri, amirler ve on binlerce kamu çalışanı görevden alındı. Burada üzerinde durulması gereken asıl konu operasyonların gerçekten örgüte destek verenleri ayıklamaya yönelik olarak yapılması gerektiğidir. Çünkü 15 Temmuz Darbe Girişiminde başarılı olamayan FETÖ’cüler tarafından halk içerisinde mağdur kitlesi oluşturularak operasyonların güvenilirliği zedelenmeye çalışılıyor. O yüzden sürecin titizlikle yürütülmesi haklıyla haksızın ayırt edilmesi ve kurunun yanında yaş da yanıyor algısının oluşmaması gerekiyor. Bu konu, devlete ve hükümete olan güvenin sarsılmaması adına büyük önem taşıyor.
Aslında yürütülen operasyonların en önemli ayağını siyaset mekanizmasının oluşturması gerektiği kanaatindeyim. Çünkü hiçbir terör örgütü arkasında siyasi destek olmadan bu denli örgütlenemez ve bu denli koordine hareket edemez.17-25 Aralık darbe girişimin ardından FETÖ ile arasındaki bağları koparmayan aksine Pensilvanya’dan gelen emirleri uygulayarak Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı bu terör örgütü ile mücadelede yalnız bırakan bakanlar, milletvekilleri, belediye başkanları, il başkanları ve Yeni Türkiye’nin inşası için yola beraber çıktığı dava arkadaşlarının da 15 Temmuz Darbe Girişiminde en az bu girişimi gerçekleştirenler kadar payı vardır. 15 Temmuz Darbe Girişimin ardından pek çok alanda büyük operasyonlar yapıldığını ifade etmiştim ancak belki de mücadelenin yapılmadığı tek alan siyaset kurumu olarak göze çarpıyor. Asıl mücadele siyasette olmalıdır, çünkü bu teröristlerin korunup kollanacağı, dokundurulmayacağı tek yer siyasettir. FETÖ’cülerin kullandığı şifreli mesajlaşma programı olan ByLOCK MİT (Milli İstihbarat Teşkilatı) tarafından çözülmüş durumda ve kulislerde bu programı kullananlar arasında aktif ve eski bakanların, sayıları hiç de azımsanmayacak milletvekillerinin, müsteşarların, genel müdürlerin, valilerin ve büyükşehir belediye başkanlarının olduğu konuşuluyor. Bunlar tam KRİPTO FETÖCÜ diye tabir edeceğimiz cinsten kişiler olabilir ve daha vahimi ikinci bir darbe girişimi için hazırlık içerisinde olabilirler. Bu programı kullananlar arasında Konya’dan da 1700 kişinin olduğu kulislerde dolaşan bilgiler arasında. Şimdi herkes bu programı ben kullanmadım modundadır herhalde, tıpkı FETÖ’den tutuklanıp ifadelerinde Fetullah Gülen’i ve cemaati televizyonlardan duyduklarını söyleyenler gibi… Ha baştan söyleyeyim ben de gazetelerden okudum bu ByLOCK’u hiç kullanmadım. İşin şakası bir yana bu durumun aydınlığa kavuşturulması adına, devletimizin ve milletimizin birlik ve beraberliğini hedef alan bu terör örgütlerine siyasi destek sağlayan, koruyan ve paye veren herkesin bir an önce Türk Siyaseti’nden ayıklanması ve gereken cezayı çekmesi gerekiyor. Bu elbette kolay olmayacaktır, ülkede infiale bile yol açabilir. Ancak benim şahsi kanaatim sonucu erken seçime bile uzansa eğer bu FETÖ belasından tam anlamıyla kurtulacaksak temiz siyaset için her seçenek masada olmalıdır, çünkü siyaset kurumu temizlenmediği sürece tam bir temizlikten söz edemeyiz.
Fırat Kalkanı Harekâtına gelecek olursak biraz geç ama yerinde bir adım. Bu sınır ötesi operasyon, biz ülke olarak sınırlarımız içerisinde FETÖ, PKK, DAİŞ gibi terörist unsurlarla uğraşırken hemen sınırımızda Suriye’deki savaşı bahane ederek dibimize kadar sokulan terör örgütlerine ve onların efendilerine karşı çok doğru atılmış bir adım. Bugüne kadar bu harekâtın yapılmamasında ordudaki FETÖ’cü askerlerin payının büyük olduğunu da unutmamak gerekir. Harekâtın başında ise 15 Temmuz gecesi büyük bir kahramanlık örneği gösteren Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı bulunuyor. Cumhurbaşkanımızın harekâtın DAİŞ, PKK ve onun Suriye kolu olan YPG gibi terör örgütlerinin vatandaşlarımız için tehlike unsuru olmaktan çıkana kadar devam edeceğini açıklaması millet olarak bizleri memnun etti açıkçası. Görüyorsunuz ya ülke olarak nelerle ve kimlerle uğraşıyoruz. O yüzden bize düşen bir ve beraber olmak kısır ve boş tartışmalardan uzak durmaktır. Allah (C.C.) tüm şehitlerimize rahmet eylesin, yaralılarımıza acil şifa, milletimize sabırlar versin.
İlk yazımda sürçülisan ettiysem affola…