Büşra Aksakbağı Ay
Büşra Aksakbağı Ay Erdoğan adına Erdoğan’a kötülük yapmak..

Erdoğan adına Erdoğan’a kötülük yapmak..

Ülke öyle bir dönemden geçiyor ki tüm dengeler değişti, düşman kim dost kim bilemez olduk, pusulalarımız şaştı. Öyle ki artık iktidar muhalefet mücadelesine bile ara verildi, CHP Kılıçdaroğlu – Baykal atışmasında, muhafazakarlar ben daha İslamcıyım kavgasında..

Toplum olarak acaba cinnet mi geçiriyoruz.. Sağcı – solcu, İslamcı - pelikancı.. Oysa eskiden sadece masonlar vardı düşman dediğimiz.. Nefretimiz o kadar arttı ki masonlar yetmedi başka başka yaftalamalar üretmeye geçtik.

CHP yine demokrasi destanı yazıyor..

Her mücadeleye yenildiğini kabul ederek başlayan CHP son zamanlar da hararetli tartışmaların içerisinde. Referandum sonuçlarını kabul etmeyip, AİHM’ye başvuracaklarını söyleyenlerin gündemi 2019 Cumhurbaşkanı adayı..

Deniz Baykal, Kemal Kılıçdaroğlu’na çağrıda bulundu; “2019’da aday olmayacaksan çekil. CHP Kurultayı yeni genel başkanı seçsin.”

Çelişkileriyle meşhur olan sol cenah referandum boyunca partili Cumhurbaşkanı’na karşı çıktı. Şimdi gelinen nokta ise, genel başkanları aday olmayacaksa partili de olmasın..

Bitmek bilmeyen entrikalarla taht oyunları sergileyen CHP, Deniz Baykal’ı skandal bir kasetle koltuğundan ayırmıştı. Doğan medyası da bu sırada Kılıçdaroğlu’nu allayıp pullayıp halk adamı diye pazarlaması ile koltuğa oturtmuştu. Şimdi CHP’de intikam çanları çalıyor. Kasetle giden Baykal, Kılıçdaroğlu’nu köşeye sıkıştırıyor, ardı ardına bombalıyor.

Diktatör argümanını ağzında sakız eden Kılıçdaroğlu, parti içi muhalefet yapanı kapının önüne koyarım diyor. Öbürü tehditle sopayla parti yönetilmez diyor.. Tek adam olmak için birbirlerini yiyorlar..

Şu sıralar, demokrasi en çok CHP’nin ihtiyacı..

*

Son günlerde özellikle gazeteciler arasında yaşanan İslamcı – Pelikancı kavgalar var.

Her parti içine döndü, her parti içerisinde bir kavga veriyor.

Devlete sızabilmek için her şekle, her kabuğa giren tabiri caizse takiyenin kralını yapan ihanet çetesi FETÖ, darbede başarılı olamasa da maalesef bunu başardı. Toplumu paranoyaklaştırdı, ayarlarını bozdu.

Bana göre bu tür tartışmalara dahil olanların derdi, ne dava ne de millet tamamen rant ve çıkar..  Bunun adı düpe düz dönem adamlığıdır. Zira bu tür tartışmaların zarardan başka bir getirisi yok.

Siyasetin kara lekesi olan Pelikancılık nedir? Tek cevapla; Erdoğan adına Erdoğan’a kötülük yapmak..

CHP’de yaşanan ‘Gerçek Atatürkçü biziz’ kavgası, şimdi Ak Parti’de ‘Gerçek Reisçi biziz’ olarak karşımızda.

Keşke bu tartışmaların çıkmasına neden olan büyükler(!) çıkıp bir iki kelime ederek ortalığı sakinleştirebilseydi. Çok yazık..

Her zaman söylüyorum, Erdoğan mücadelesinde yalnız.

Yine bu tartışmalara da en güzel cevabı Cumhurbaşkanı Erdoğan verdi.

“Yol arkadaşlığı pazara kadar değil mezara kadar!”

17 – 25 Aralık, 7 Haziran, 15 Temmuz.. En ufak sarsıntıda gemiyi ilk terk eden o kadar çok fare oldu ki.. Birçoğu şuan herkesten fazla “Reisçi” olduğunu iddia edip, yolunu bulmaya, ekmeğine bakmaya çalışıyor.

“Tekkeye mürid aramıyoruz!”

İşte verilebilecek en güzel cevap. Kimsenin ben doğruyum, sen yanlışsın, ben daha çok Müslümanım demek haddine değil! Erdoğan’ın bu açıklamasından sonra hala ben daha İslamcıyım tartışmasına girenler zarardadır, zarar vermektedir.

*

Son olarak yaşanan bu sancılı süreçlerde en güzel duruşu MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Ak Parti Genel Başkanı Binali Yıldırım sergiledi. Allah onlardan razı olsun.

Devlet Bahçeli, kendi tabanını karşısına alma pahasına, koltuğundan olma pahasına ülkesi için doğru gördüğü ne ise onun arkasında durdu. Koltuk sevdalısı olanlara, vatan nasıl sevilir çok güzel gösterdi, öğretti.

Binali Yıldırım.. Partiye ilk geldiğinde çoğu kişi yadırgamıştık. Zamanla da alıştık. Fakat bu süreçte nasıl bir adam olduğunu gördük, tanıdık ve sevdik. Muhalefet “bir başbakan nasıl miting miting dolaşıp kendisinin gereksiz olduğunu anlatır” gibi saçma sapan dalga geçen eleştirilerde bulundu. Koltuğu bırakmamak için türlü entrikalar çeviren liderlere alışkın olanlar, ülkesinin bekası için ne koltuk ne de makam tanımayan bir adamı zaten anlayamazlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Büşra Aksakbağı Ay Arşivi