Lokman Koyuncuoğlu
Lokman Koyuncuoğlu Diyanet’in TOP 10’unda bilin bakalım kim var?

Diyanet’in TOP 10’unda bilin bakalım kim var?

(Bu yazı 15 Temmuz 2014'te yayınlanmıştır)

               Başbakan Erdoğan’ın nerdeyse tek başına girdiği mücadelede paralel unsurları, devlettten temizlemeye çalışırken yeni ve anlaşılmaz durumlara şahit oluyoruz. Ramazan mahmurluğu herhalde bende olan dedim önce. Sonra emin olmak için kendim gittim gördüm. Türkiye Diyanet Vakfı Yayınevinde, gelenin ilk göreceği şekilde onlarca kitabı orta yere serilmiş, alıcısını bekliyor. Şaşkınlığımdan anladınız. Kitaplar, Pensilvanya’daki emekli hainin-vaizin son yıllarda çıkardığı kitaplar.

              Biz son 8 aydır neyin mücadelesini veriyoruz bu ülkede. 17 Aralık’ta ne oldu. 25 Aralık’ta ne yapmaya çalıştılar. Türkiye faizler niye  okadar arttı. Ülkenin milyarlarca doları nasıl buhar oldu? Ülkenin seçilmiş Başbakanını nasıl derdest edip, hükümetten uzaklaştıracaklardı. Hükümeti düşürüp, Türkiye’yi eski karanlık günlerine götürme planı, bir strateji oyunu muydu? İyide tüm bunların neden yapıldığı bilenler, acaba asıl soruna neden cevap bulmazlar?

              Son olarak sipariş bir Cumhurbaşkanı adayı getirip, Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı olmasında kim olursa olsun, organizasyonunun içinde yer almadılar mı?  Evet yer aldılar, hatta Ekmeleddin için üstü açılmamış Ekmek hikayeleri bile yazdılar.

                     Türkiye Diyanet Vakfı, Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı bir vakıf. Yani devletin resmi bir kuruluşu. Peki, Başbakan ve Cumhurbaşkanı adayı Erdoğan tarafından neredeyse günde üç vakit paralel yapılanma ve Pensilvanya uyarıları yapılırken, buralarda onların kitapları kör göze parmak satılması meşru mu?

                 Bende mi bir gariplik var, yoksa olay gerçekten bir yazıya konu olacak kadar ciddi bir şey değil mi? Samimi soruyorum. Nasıl olurda Başbakan Erdoğan’ın devlet için tehdit olduğunu sürekli söylediği birinin kitapları, devletin din işleri için normal karşılanır. Asıl tehlike bu değil midir?

                Zaten bu süreçte, Paralel devlet, paralel yargı, paralel polis gibi unsurların nasıl deşifre olduklarını gördük. Ancak kabul edelim ki en büyük tehlike Paralel din unsurudur. Yani sizin temel inanç ve itikat kaideleriniz bozacak etmenler. Sorunun temelinde bu yok mu aslında, Paralel bir din anlayışı. Kuran ve Sünnnetten uzaklaşırsınız. Sonrası ahiretiniz mahvolur. Paralel yargı dünyanızı, paralel din de ahiretinizi bitirir. Bunu, temel din eğitimini Kuran merkezli alan herkse bilir.

                Türkiye’de sadece kendilerine şehirlerin din işleri emanet edilen müftüler mi habersiz bu paralel din tacirlerinden.  Eğer öyleyse durum çok daha vahim söyleyeyim size. Zira okuluna, dershanesine gitmez, gazetesini okumazsınız, bunlar dünyalık işlerdir. Ama din anlayışına dokunmazsanız vay halinize.

                Allah Başbakan Erdoğan’ın yardımcısı olsun. Bu paralel mücadelede ne kadar yalnız kalıyor. Bakanları, milletvekillerin çoğu, belediye başkanları ve partililer hiç destek vermiyorlar. Sanırım çoğunluğu kavgayı kimin kazanacağına daha emin değil. Denge güdüyorlar, omurgasızlık yapıyorlar. Onlar emin olmasa da millet ve mazlumlar hem sonuçtan emin hem de duaları var. Hele bu günlerde Gazzeli mahzun ve yetimlerin duası en büyük güç. Allah onların da yardımcısı olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Lokman Koyuncuoğlu Arşivi