Dindarların Durumu ve Paran Kadar Müslüman Olmak
Çağdan mıdır, insanlardan mıdır, Müslümanlardan mıdır bilemiyorum? Bildiğim bir şey var yaptıkları işler ne yazık ki yüz güldürmüyor, topluma büyük vizyonlar veremiyorlar.
1980’li yıllarda çok iyi hatırlıyorum, İslami kaygılı insanlar (bu siyasette olabilir, cemaatte olabilir, tarikatta olabilir) bir araya geldiklerinde sıkıntılardan bahsederken iki konuya öncelik vermeleri gerektiğini ifade ederlerdi. Bunlardan birisi medya, diğeri ise eğitim. Yıllarca bunun için altyapılar yapmaya, bir şeyler oluşturmaya çalıştılar.
Okullar açtılar, gazeteler, radyolar, televizyonlar kurdurlar, bir şeyler yapmaya çalıştılar. Yıl 2012 bence artık oturup ne nasıl yapıldı, doğru mu yapıldı, yanlış mı yapıldı, ne doğrudur ne yanlıştır, tartışmak ve genel görüntü ile ilgili bir envanter hazırlama vakti gelmiştir.
Biz her zaman ifade ediyoruz, tekrar ifade edelim burada bunları yazmamızda amacımız yıkıcı olmak değil, yapıcılığa vesile olmaktır.
Bugünkü görünüşü isterseniz ben size şöyle kabataslak bir ifade edeyim, yanlış olursa siz de düzeltirsiniz.
1- Bugün Müslümanlar gazetelerde arzu edilen satışı ve ilgiyi yakalayamamışlardır.
2- Günceli çok iyi tahlil eden, toplumları etkileyen gazete yazarları çıkaramamışlardır. Yani belirli bir süre İslami hareketin içinde yer alsa bile bir kişi, bir yerlere gelince geldiği yeri unutmakta ve tam bir liberal oluvermektedir.
3- Bu çerçevede televizyon habercisi, programcısı da yetiştirilememiştir. Yine aynı şekilde belirli bir süre İslami Hareketin içinde yer alan insanlar eğer muvaffak olurlarsa ve bir yerlere gelirlerse geldikleri yerleri utanmakta ve tam bir liberal, çağ insanı, homoekonomikus olmaktadırlar.
4- Müslümanlar büyük prodüksiyon şirketleri, yapım şirketleri, reklam yapım şirketleri, sinema, dizi yapım şirketleri kuramamışlar, kurdukları cılız kalmış ve toplumda etkili olamamıştır.
5- Toplumun izlediği bir televizyon programı yapılamamıştır.
6- Müslümanların paralarıyla kurulan birçok kurum şimdi şahısların olmuştur ve bu kurumlar İslam’a hizmet yerine bazı (âdete baronlaşmış, zayıf karakterli insanlara) hizmet eder olmuştur. Bu sadece Konya’da değil İstanbul’da ülkemizin birçok şehrinde görebileceğimiz bir zavallılık durumuna dönüşmüştür.
7- Kurulan eğitim kurumlarında sadece parası olanlar okuyabilmektedir. Buralarda zengin olmayan, zeki köy çocukları, şehrin içinde parası olmayan, arka mahallelerdeki çocuklar okuyamamaktadır.
8- Müslümanlar eğitim kurumları kurmuştur ama parası olan okuyabilmektedir, buralar mesela bizim şehrimizde, Konya’nın zenginlerine hitap etmektedir, onların çocukları da genelde okumaya meyilli değiller ve onun içinde bu okullar eğitime tam anlamıyla hizmet edememekte, adeta toplumumuza, paran kadar Müslüman olabilirsin, demektedir.
9- Bu okullar mutlaka sınavla en az yüzde otuzunu fakir öğrencilerden almalı ve kapasiteli insan yetiştirmelidir.
Evet, kıymetli arkadaşlar, dostlar kardeşler, bugün içinde bulunduğumuz durum budur. Yahudilere hala küfür ediyoruz, çağ ne olursa olsun gerekeni yapamıyoruz, yıllarca yetiştirdiğimiz eğitimcilerimiz zenginlerin karşısında üç kuruş için el ovuşturuyor, birileri bu arada makamlara gelmiş, mevkilere gelmiş fakat hassasiyetlerini kaybetmişler. Düşünün dünden bu güne ne değişmiş. Hiçbir şey…
Zina ülkemizde yasak değil, çocuklarımız internetin, televizyonun arzu ettiği şekilde büyüyor, Filistinliler hala İsrail zulmünde…
Bir değişen var birilerinin artık iyi bir makamı var ve bir başka büyük zatta lüks otomobillere binebiliyor ve parası olmayan Müslümanların okullarında okuyamıyor…
Bu kabataslak bir tarif…
Ne yapalım, soruyoruz, Ey Müslümanlar yanlış mı ifade ediyoruz ve GİDİŞ NEREYE…