Hamdi Bağcı
Hamdi Bağcı Devletimiz Olup Bitenin Farkında…

Devletimiz Olup Bitenin Farkında…

Dün Konya’da yayınlanan gazeteleri dikkatli bir şekilde inceledim, Konya ile ilgili gündem de genel olarak baktığımızda Sayın Veli Tolu’nun iftar yemeği var. Şu işe bakın ki, Konya orada ve biz davetli olduğumuz halde ne yazık ki iftara katılamadık… Tabiî ki Veli Beyden özürlerimizi diliyoruz…

Diğer taraftan yazarları okurken şaşırarak Gezi Provokasyonlarının bir yazar tarafından Konya’da da desteklendiğini gördüm.

Şaşırtıcı ama böyle, demek ki eğer Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan medyanın önemini anlayıp dinozor medyanın etkisini kesecek şekilde ülkemizin medyasını şekillendirmemiş olsaydı, öyle anlaşılıyor böyle günlerde kin, nefret ile beslenen, cuntacı kesimin sesi daha çok çıkacaktı.

Türkiye’nin frenlenmesi için görevlendirilmiş, buna göre genetik kodları oluşturulmuş cuntacı Hürriyet Gazetesi gibi yayın kuruluşlarının kamuoyumuzda etkisinin azalması ile provokasyonlarında etkileri azaltmış oluyor.

Aslında bunu 2006 yılında görmüştüm. O dönemde Konya’da bazı isimler vardı bana her gün darbe tarihi veriyorlardı. Önceleri bu insanların yalan söylediklerini düşünüyordum, sonra Ergenekon ve Balyoz operasyonları ile bu girişimlerin gerçekten var olduğunu fakat Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın büyük bir liderlik göstererek bunlar ile başa çıkarak Türkiye’yi düzlüğe çıkardığını anladık.

Netice de her konu yaşandığı dönemde anlaşılmıyor, anlaşılmayan konulardan birisi de PKK konusudur ve Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgemizde yürütülen barış sürecidir.

Bakın Devlet Bahçeli’nin açıklamalarına, bakın Gezi Provokasyonlarında PKK’lılar ile birlikte hareket eden kendine ulusalcı diyen göbeğinin nerede kesildiği ileri de anlaşılacak çakma Türkiye sevdalılarına…  

Sanki devlet aciz, sanki AK Parti PKK’ya taviz veriyor, sanki hükümet PKK’nın bugün ne yaptığından habersiz, sanki bölücüye, haine fırsat veriliyor…

Arkadaş bu ülke sıradan bir ülke mi? Bu ülke dostunu düşmanını bilmez mi? Bu ülke çok ağır badireler atlatarak bugünlere gelmedi mi?

Hükümet, devlet, Silahlı Kuvvetlerimiz, Milli İstihbarat Teşkilatımız bugün PKK’nın ne yaptığını, Türkiye’yi terk edip etmediğini, silahı bırakıp bırakmadığını bilmez mi?

Öncelikle herkes emin olsun, Türkiye bugün PKK’nın yurt dışına çıkmadığını kesinlikle bilmektedir. Ayrıca şundan da emin olsun, PKK’nın BDP öncülüğünde ne tür ayak oyunları içinde olduğunu da çok iyi bilmektedir. Zaten devletimiz Doğu ve Güney Doğu Bölgesinden askerimizi geri çekmedi ki… İç İşleri Bakanımız Muammer Güler çok net bir şekilde, PKK’nın çekilmediği için çözüm sürecinde ikinci aşamaya geçilmeyeceğini bildirdi.

Türkiye Doğu ve Güney Doğuda bir oluşuma müsaade eder mi? Etmez, bunun bedeli ne olursa olsun etmez. Ama Devletimiz hükümetimizin geliştirdiği siyaset çerçevesinde bölge insanına şunu göstermeye çalışmaktadır;

“Bu devlet hepimizindir, Kürt Türk kardeştir. Biz size huzur getirmeye çalışıyoruz ama BDP ve PKK bu huzur baltalıyor. Siz eğer PKK ile aranıza mesafe korsanız bilin, Bitlis, Diyarbakır, Şırnak, Hakkâri batı illeri gibi gelişecektir.

Elbette Bu ülkede devlet eli ile katliamlar yapılmış, kendi halkına zulümler yapılmış ama bundan sonra böyle bir şey olmayacak. Bu ülkenin bütün dinamikleri canlı olacak. Kürt Kürtçesini konuşacak, Kürt kalacak, Türk Türklüğünde bir sıkıntı görmeyecek. Dindar dinini rahat bir şekilde yaşayacak, kimse kimseye baskı yapmayacak”

Büyük Türkiye kurulacaksa zaten devletimizin bu anlayışına, bu dirayetine ihtiyacımız var. Enseyi karartmaya hiç gerek yok, PKK’nın ne olduğunu hükümetimiz hepimizden, özellikle Devlet Bahçeli’den çok çok iyi biliyor.

Gerektiğinde gerekli adımlarda zaten atılıyor. Bugün Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgesinde terörün mali kanalına, zehir tarlalarına yapılan operasyonlar ülkemizde hiçbir zaman yapılmamıştır. O zehir tarlaları bitmeden terörün bitmesinin imkanının olmadığını en iyi hükümetimiz biliyor. Bu kadar zehir tarlasını yok etmiş bir hükümet PKK’nın varlığına müsaade eder mi? Etmez ve etmiyor da zaten…

O bölgedeki devletimizin inşaatlarına yapımına hiç ara verilmeden devam ediliyor. Suyun uyuduğunu fakat düşmanın uyumadığını Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığındaki bir iktidar bilir, atalarından bilir, geçmişlerinden bilir.

Önemli olan, bizlerin Kürtler ile Türklerin kardeş olduğunu bilmemizdir. Kürt kardeşlerimizin PKK eşkıyalarına pirim vermeyerek devletimizin samimiyetine samimiyetle yanıt vermesidir…

Bırakalım, herkes istediği gibi konuşsun, istediği gibi düşünsün, istediği gibi yaşasın, başkasına zarar vermediği sürece yaşamını kutsal görelim.

Unutmayalım, bizim düşüncelerimiz, büyük düşünme kabiliyetimiz asıl Büyük Türkiye’nin mayasını oluşturacak…

Gün birliğin ve dirliğin kıymetini bilme günüdür…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hamdi Bağcı Arşivi