Necmettin Şimşek
Necmettin Şimşek Çürük Çarık Saadet Zinciri

Çürük Çarık Saadet Zinciri

* Türkiye’de korkunç bir ahlaki yozlaşma, hızlı bir çürüme süreci yaşanıyor. Saadet zincirinde dönen, dolandırılan milyonlarca dolar gösteriyor ki daha ve daha çok şeklindeki hırsın sonu yok. Para hırsı, yarattığı algı gibi muazzam servetler de yaratabilir. Yüksek ahlak sahibi insanlar elbette azınlıkta. Doğrusu ise şeffaflık, denetim, denge gibi ilkeler ve bunları gerçekleştirecek güçlü kurumlara ve geleneklere sahip olmak.

** Modern ekonominin büyük servetler yaratan mali yapısı saadet zinciri ve kısa yoldan kazanç iştahını körüklüyor. Doların TL karşısındaki değer artışıyla doymayan dolar milyonerleri böyle kayıt dışı yollardan vurgun peşine düşüyor. Bu durum çağımızda kurumların, kuralların, denetimin her çağdan daha önemli hale geldiğini gösterir. Bu olay kayıt dışı kavramının önemini zihnimize kazımalı. Türkiye gibi kuralları gevşek, kurumları zayıf ülkelerde kayıt dışı alanlar çok geniş. Bir de iktidarlar gereken tavrı göstermezse yozlaşma, çürüme akıl almaz boyutlara ulaşmakta. Gri liste utancımız. İçişleri Bakanı Yerlikaya’nın 6 aylık bakanlık döneminde yapılan operasyonlarda 35 organize suç örgütü çökertildi. Uyuşturucudan 2.242 kişi yakalandı. Yerlikaya’dan önceki Türkiye nasıldı? OECD’ye bağlı Mali Eylem Görev Gücü FATF tarafından, kara para, uyuşturucu ve terör finansmanı trafiğiyle gereken düzeyde mücadele etmediği için 21 Ekim 2021’de gri listeye alındı. Soylu, Osman Kavala’yı serbest bırakmadık, Demirtaş’ı serbest bırakmadık, PKK ve FETÖ ile mücadelede kimseden talimat almadık diye Türkiye’yi gri listeye aldılar diyerek 23 Ekim 2021’de açıklama yaptı. Bakan Şimşek ise gri listeden en kısa sürede çıkmak için gerekenleri hızla gerçekleştirip ülkemizin uluslararası kamuoyu nezdindeki olumlu intibaını güçlendireceğiz dedi. Suç örgütleri adalet dâhil her yere el atmış. Normal ülkelerde iktidarlar değişince kazanımlar kaybedilmez, kimse tedirgin olmaz, çünkü kazanımlar kurallar içinde ve kurumlar yönetiminde olur. Yolsuzlukla mücadele olmazsa olmazımızdır. İnsanoğlu muhteristir. İhtiraslarını kendi iradesiyle terbiye etmek çok yüksek düzeyli değerler ve kişilikle mümkün. Asıl lazım olan, ihtirasları ahlak ve hukuk içinde tutarak doğruya yöneltecek toplumsal ahlakı iyi örneklerle ve etkili yaptırımlarla güçlendirmektir. Yapanın yanında kalmamalı. Bunun için de siyaset sınıfının ahlak örneği olması şarttır. Sağlam hukuk kuralları ve güçlü kurumlar şarttır. Bu olmayınca siyaset de kirlenmektedir. Siyasi Etik Kanunu nerede? Türkiye’nin bu çürümeye karşı bir ahlak devrimine ihtiyacı var; hamasetle değil… Şeffaflığı, dengeyi, denetimi, bağımsız yargıyı, hesap verirliliği, gerçekçiliği hayata geçiren bir hukuk devleti anlamında ahlak devrimi...

***Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Merkez Bankası’nın toplumsal kredi notu adlı bir konu üzerinde çalışma yaptığını açıkladı. Sistemin temelinin belli alanda kredi veren bankaları düzenlemelere teşvik edeceklerinin altını çizdi. Yılmaz sözlerine şöyle devam etti: “Batı’da bu tür uygulamalar var. Şöyle diyelim ki teknolojik yatırımlara siz daha fazla kredi verilmesini istiyorsunuz veya sosyal birtakım konulara da sosyal açıdan önemli gördüğünüz birtakım işlere daha fazla kredi sağlanmasını istiyorsunuz. Bankacılık sistemi kanalıyla. Bunu yapan bankaların karşılık oranlarını ayarlayabiliyorsunuz. Büyüme performanslarına daha fazla esneklik sağlayabiliyorsunuz. Yaptığınız düzenlemelerle, tabii objektif bir şekilde, ölçerek bu çalışmayı Merkez Bankamız, Bankacılar Birliği’yle bankalarla birlikte yürütülüyor. Çalışma tamamlanınca kamuoyuna duyuracaklar ve detayları hep beraber öğrenmiş olacağız. Ancak bu projeyi biraz irdeleyerek mantığını çözmeye bakalım. Yılmaz’ın açıklamasından yola çıktığımızda, bu projenin Avrupa’da da kullanılan bir kredi sistemi, kredi sağlanma kolaylığı ve karşılık oranlarının ayarlanması gibi görüyoruz. Bu açıklamayı duyan ve okuyan bir kişi, Bankalar Birliği ile Merkez Bankası’nın birlikte hazırladığı ve bankaları ilgilendiren bir konu olduğunu düşünebilir. Belki de öyle. Benim okumam farklı. Daha önce size Dijital Bankaları anlatmıştım. Bu da onun devamı. Benim anladığım “Sosyal Kredi Sistemi. Sosyal Kredi Sistemi, işletmelerin, bireylerin ve devlet kurumlarının güvenirliğini izlemek ve değerlendirmek için geliştirilmiş bir sistemdir. Finansal piyasalarda bankaların müşterileri için uyguladığı Kredi Notu gibi. Adı neden Toplumsal Kredi Notu anlamak zor. Demek ki direkt bireyleri ilgilendiriyor. Sosyal Kredi/Puan Sistemi. Kovid-19 sürecinde dünya insanı zaten dijital olarak kayıt altına alınmıştı. Aşı kartları, test sonuçları, HES gibi birçok uygulama ile bu iş tamamlandı. Her şey yapay zekâ ile dijitalleşiyor. Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek Kayıt dışılıkla mücadelemiz artarak devam ediyor. Denetimlerde yapay zekâyı devreye alıyoruz. Yenidünya sistemi beklediğimizden hızlı ilerliyor. 2030 için başarılı olacaklar. Dijital vatandaşlık, dijital paralar, dijital puanlama. Yapay zekâ ile her şey kayıt altına alındı. Şimdi söz sırası sistemde. Eski dünyayı unutamayan gelenekçiler için bu kötü bir haber. Vergisini veya borçlarını zamanında ödemeyenler Nasıl olsa seçimde af gelir deyip ödemiyordu. Ya tamamen af geliyordu ya da faizlere. Bankaya borcu olan uzatabildiği kadar uzatıyordu. Çek ve senet borçlarında da öyleydi. Yeni sistemde böyle bir şey yok. En korkulan şey NOTUNUN DÜŞMESİ olacak.

***Sonuç olarak, Ülke olarak neden gri listedeyiz. Gri listeye alınan ülkeler; dış yatırım çekme sürecinde uluslararası otoriteler, kredi kuruluşları ve yatırımcılar nezdinde itibar kaybına uğramaktadır. Bu durum, ihracat ve ithalat ağı yüksek olan şirketlerin çeşitli yaptırımlarla ve ek yükümlülüklerle detaylı durum tespit çalışmaları, denetim, sıkılaştırıcı tedbirler vb. karşılaşması sonucu pazar paylarının daralmasına sebebiyet verebilecek. Tüm bu etkenlerin sonunda ise, ilgili ülkelere sermaye akışı olumsuz etkilenebilecek olup hem finans sektörünün hem de reel sektörün likidite sıkıntısı yaşaması muhtemel olacaktır. Örnek vermek gerekirse, 2018 yılında gri listeye alınan Pakistan’dan bugüne kadar 35 milyar $ tutarında yabancı sermaye çıkışı gerçekleşmiştir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Necmettin Şimşek Arşivi