Cuma Hutbeleri Komedyası
Aslında bugün başka bir konuyu yazacaktım, Sayın Konya Milletvekilimiz Hüseyin Üzülmez ile geçtiğimiz Cuma günü çok önemli bir telefon görüşmesi gerçekleştirdik, bu telefon görüşmemizden tuttuğum notları bugün sizinle paylaşacaktım ama konu çok önemli olduğu için bir gün daha bekletmeyi ve biraz daha olayı tahlil etmeyi yeğliyorum. İnşa Allah yarın bu görüşmemizle ilgili ayrıntıları sizinle paylaşacağız…
Bugün geçtiğimiz Cuma günü bizi de hutbe dinlerken güldüren ve Cumanın feyzini de bize yaşatmayan kanserli hutbe ile ilgili düşüncelerimizi sizinle paylaşmaya çalışacağız.
Cuma günü Cuma Namazını kıldıktan sonra işe gelip bilgisayarımın başına oturunca Yeni Haber Gazetemizin kaptanı Lokman Koyuncuoğlu ağabeyin sosyal medyada “Cuma namazı güzel ama hutbe değil” şeklindeki mesajını gördüm. Tabi ardından da uzun uzun kanserle ilgili bilgiler yer alıyordu. Bu arada “Abi kansere niye merak saldın”, türü mesajlarda gelmeye başladı. Tabi Lokman Ağabey kansere merak salmadı ama bizim Konya Müftülüğü kanser haftası olmasından mütevellit durumdan vazife çıkartıp kanser konusuna müdahil olmuş. Hutbenin konusu kanserdi yahu…
Bu arada İmam Efendilerin hepsi aynı hutbeyi okuduğu için bütün camilerde Eğitim Araştırma Hastanesinin de bedava (yani bunun için her halde müftülüğe Eğitim Araştırma Hastanesi para falan ödemiştir diye düşünüyoruz) reklamı yapıldı… Lokman Ağabey bana da “Hamdi çalışmıyorsun”, şeklinde bir şaka mesajı yazdı. Tabi Meram Tıp Fakültesi adına Kanser ile ilgili haber gönderilmişti, ayrıca Selçuklu Tıp Fakültesinin haberini de gördüm onlar da göndermiş. Biz çalışıyorduk ama piyasada kurum değiştirmek için koşturan imamlar gibi müftülükte başka konulara merak sarmıştı, yani sorun bizde değil…
Konya Müftümüz Sayın Şükrü Özbuğday hocamıza net bir şekilde ifade etmek istiyorum, Cuma Hutbeleri bu haliyle feyiz vermiyor, bu haliyle 28 Şubatı Konya Müftülüğü hala aşamamış, Konya’daki din adamlarının Cuma Hutbesi yazmasına müsaade edilmiyormuş, merkezden gönderilen ve saçma sapan hutbeleri okuması için dayatma yapılıyor, görüntüsü veriyor.
Ya da imamlarımız hutbe yazmayı başaramıyorlar müftülük böyle kanserli hutbeleri imamlara gönderiyor. Ayrıca kim yazıyor bu hutbeyi? Nerede ise Cuma hutbesini adam seküler hale getirdi. Cuma namazında dini mevzular konuşulmuyor artık. Ot, çöp, hayvan, kanser, hatta sevgililer günü konuşuluyor ama din konuşulmuyor, kim bu 28 Şubat kafalı adam?
Müftülük ya da Diyanet bize şunu söyleyebilir, “biz sosyal konulara değiniyoruz, sosyal sorunlarında hutbelerden konuşulmasını sağlamış oluyoruz”.
Hocam gerek yok, kanser gibi konularda toplum medyadan, hastanelerden, devletin kurduğu ve sivil toplum kuruluşu olarak varlığını sürdüren kurum ve kuruluşlardan zaten bilgileniyor. Hatta bilgi o kadar çoğalıyor ki bilgi kirliliği baş gösteriyor, siz bu konulara lütfen müdahil olmayın. Bakın söylemedi demeyin bu haliyle hutbeler devam ederse camilerde sesli itirazlar başlar, Hutbe isyanı çıkararak da tarihe geçmeyin. Birde tamam siz böyle konuları hutbede konu edeceksiniz de dini konuları kim konu edecek, toplumu kim irşat edecek?
Bu ülkenin bir sürü sorunu var, fuhuş sokaklarımızda cirit atıyor, imani zafiyetler almış başını gitmiş, zinanın, kumarın, faizin haramlığını artık nerede ise insanlara ikna etmek için uğraşır olmuşuz, İnsanlar para için, makam için yalan söylüyor, Müslümanların çoğu borçlarına sadık değil... Toplumun, tasavvuf, itikat, irfan, akait, fıkıh, siyer, Kuran Sevgisi, sünnet, Peygamberlerin anlatılması ve sevdirilmesi, Peygamber Efendimizin sünnetinin önemi gibi birçok konuda aydınlatılmasını kimden bekleyeceğiz?
Bakın Konya’da bir ilahiyat fakültesi, bir eğitim merkezi var. Buralarda onlarca değerli Hocamız var, eğer imamların iyi hutbe hazırlayamayacağını düşünüyorsanız bu kurumlarla farklı ve nitelikli hutbeler hazırlamaları için ortak proje yapın ve camilerimizde bu hutbeler okunsun.
Bazı imam efendileri ben görünce şaşırıyorum, sanki İmam Hatip’i bitirmemiş, sanki hiç hitabet dersi almamış… Ama eğitin kardeşim bu insanları, eğer olmayacaklarsa da zaten çoğu imam kurum değiştirmeye çok meraklı, bırakın gitsinler. Siz yeni programlarla bu işi sevecek imamlar alın. Bu konuda bir kanuni düzenleme ihtiyacı varsa hükümette üzerine düşeni yapsın. İlahiyat mezunu olmayı imamlık kriterinde mecburi kılın. Hatta ilahiyat bitince de 1 yıl da kendi kurumlarınızda eğitime tabi tutun, dil öğretin, ilim öğretin, yazmayı öğretin, konuşmayı öğretin, yapamıyorsa almayın. Ülkede hekim, pilot, mühendis, savcı, hâkim vs. yetiştirme kriteri var, neden imam yetiştirme kriteri olmasın?
Konya Müftümüz Sayın Şükrü Özbuğday Hocam ya da Diyanet İşleri Başkanımız Sayın Prof. Dr. Mehmet Görmez Hocam, bizi hanginiz ne seviye de muhatap alırsanız alın, bilin bu haliyle hutbeler bizi kansere karşı koruyamaz ama toplumu kanser ediyor. Lütfen bu ülkeye haksızlık etmeyin, bu sistemden Türkiye’yi kurtarın ve 21. yüzyılda ülkemizin irfan açığını kapatması için daha gerçekçi bir uygulama ile politika geliştirin. Bu iş sadece irfan sahibi müftü atamakla bitmiyor, bizden söylemesi…