Çıkmaz Sokak
Sevdiğinin sevgilinin sokağında olmayı arzu ediyor insan. Onca yol yürüyüp hep o sokağa dönmek istiyor. Yuvam deyip kapısına varılan ve sofrasına oturduğun evin sokağı oluyor kendi sokağın. Verdiğin selamı çıkarsız ve hesapsız alabilen bir bakkalın olduğunu bilmek ferahlatıyor insanı ve başka sokaklar çıkmaz geliyor tüm yabancılığıyla.
Kimi kapılar ne zaman varsanız önüne aynı sıcaklık ve samimiyetle açılır. O kapının size açık olacağını bilmek çıkmaz bir sokakta kalsanız bile korkutmaz sizi. Bir sağanak yağmurda ıslanıp gelseniz, yorgunluktan kesilse nefesiniz çaldığınız kapıyı açan birilerinin olması ne bahtiyarlıktır.
İnsan kendine takdir edilen ömrü yürüyor ve her adımında bittiğini biliyor sürenin. Kesin olarak bilinen bir tarihe yol alıyoruz ve o tarihi sadece biz bilmiyoruz. Çıktığımız yol tercihler çıkarıyor karşımıza, bilgimize, tecrübemize, hissimize kimi zaman da gönlümüze danışıp iki yoldan birini seçiyoruz.
Düştüğümüz yolların geniş, engelsiz, rahat olmasını istiyor, eza ve meşakkat görmekten kaçınıyoruz. Buna rağmen insan, zorlu ve müşkül olsa da sokaklara girip çıkıyor ve bunu çoğu zaman bilerek yapıyor. Tercihen girdiğiniz sokaklar olduğu kadar içinde doğduğunuz, büyüyüp hayat sürdüğünüz sokaklar da var. Kimisi sizi bir ömür tutuyor kimisi yürüdüğünüz yolda bir dinlenme vakti kadar yer buluyor.
Sokağın anlamı bizim o sokakta bulduğumuz kapılarla şekil alıyor olmasın. Daha ötesi o sokağın bizim ikamet adresimiz olma ihtimali de yok değil. Sokağı yaşanılır kılan sokağın sesi, iklimi ve hatta kokusu… Sokağı çekilir kılan kapıların vefası, rengi, soluğu… Sokağı unutulmaz kılan sevdan, yaşadıkların ve hatıraların… Sokağı vazgeçilmez kılan aşkın…
Sokaktan başlıyor hayat, sokakta çiziliyor sınırlar ve sokağın rengiyle boyanıyor sokağın sakinleri. Sokakta huzur isteyenler sokağı inşa edenler oluyor ve bu yüzden sokağın da bir hissi bir nefesi oluyor. Fert olarak benim hangi sokakta bulunmayı arzu ettiğim kadar senin bu sokakta var olma çaban da mühim oluyor.
Çalacak kapısı olmayanlar kapısına geleni kovanlar mıdır acaba? Evsiz barksız olmak değil sokağın yoksa daha zor. Çünkü şimdinin evleri kentlerde kurulu, şehir bitiyor ve sokak yok oluyor ağır ağır. Kendi sokağında bir köşe başı soğuk da olsa o kaldırım taşı yetecek gibi geliyor.
Unutmak zor sokağı… Hani daha çocukken düşüp dizini kanattığın arka bahçe, ilk kavganı burada yaptın, bu sokaktan uğurladın sevdiklerini, bu sokakta sevdin kara sevdayla sokağın en güzel kızını. Çıktın büyüdün ekmeğin peşinde koşup durdun ama bu ilk sokağı unutmadın. Sevdiğin insanı bu sokağa getirip hatıralarını nasıl da anlattın.
Unuttuğun, doyduğun, barınıp yaşadığın sokağın bir adı da sensin ama sen sevdanla, sevdalınla, inançlarınla yeniden bir isim koymayı istedin durdun. Ne çok şey ister insan ve ne çok şey olmaz istediklerinin. İnsan, sokağının kendi sokağı olmasını ister o sokak çıkmaz sokak da olsa…