Sezai Keskin
Sezai Keskin CENNETİN SÜSLENDİĞİ AY

CENNETİN SÜSLENDİĞİ AY

Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem buyurdu ki;

“Cennette Reyyan denilen bir kapı vardır. Kıyamet Gününde o kapıdan ancak oruç tutmuş olanlar girer, onlarla birlikte o kapıdan başka hiç kimse giremez. O vakit, ‘Dünyada iken oruç tutmuş olanlar nerededir?’ diye bir ses yükselir. Onlar gelir, Cennete o kapıdan girerler. Oruçluların en son kalanı da girince kapı kapatılır, artık başka hiç kimsenin girmesine müsaade edilmez. O kapıdan kim Cennete girerse ebedi olarak susuzluk çekmez.”
“Şüphesiz ki, Cennet, bir sene boyunca Ramazan ayının girmesi için süslenir.

Ramazan’ın ilk gecesi olunca “Müsire” denilen bir rüzgar, Arş’ın altından eser.

Cennet ağaçlarının yaprağı ve kapılarının halkaları şiddetle sallanır ve bundan dolayı tatlı bir ses işitilir ki, dinleyiciler bundan daha güzelini hiç işitmemişlerdir.

Böylece Cennet hurileri meydana çıkıp Cennetin en yüksek yerinde dururlar ve şöyle seslenirler:

“Evlenmek isteyen yok mu?” Allah onu evlendirir.

Sonra huriler derler ki:

“Ey Cennetin bekçisi! Bu gece nedir?” Bekçi saygıyla cevap verir:

“Bu gece, Ramazan ayının ilk gecesidir. Muhammed’in Sallallâhu Aleyhi Vesellem ümmetinden oruç tutanlar için Cennetin kapıları açıldı.”

Sonra Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem buyurdu ki:

Allah (Azze ve Celle) şöyle buyurur:

“Ey Rıdvan (Cennetin bekçisi)! Cennetlerin kapılarını aç ve ey Malik (Cehennemin bekçisi)! Cehennemin kapılarını Muhammed Sallallâhu Aleyhi Vesellemin ümmetinden oruç tutanlara kapat! “Ey Cebrail! Yeryüzüne in, şeytanların azgınlarına kelepçe vurup zincirlerle bağla, sonra onları denize at ki, Sevgili Habibim Muhammed’in (Sallallâhu Aleyhi Vesellem) ümmetinin oruçlarını ifsat etmesinler.”

Allah (Azze ve Celle) Ramazan ayının her gecesinde, bir münâdiye (çağrıcıya) üç defa şöyle nidâ etmesini (seslenmesini) söyler:

“Bir şey isteyen yok mu, isteğini vereyim.

“Hiç tövbe eden yok mu, tövbesini kabul edeyim.

“Mağfiret dileyen yok mu, bağışlayayım.

Ramazan ayının her gününde iftar anında Allah (Azze ve Celle) hepsi de Cehennemi hak etmiş olan bir milyon kişiyi Cehennemden kurtarır. Ramazan ayının son günü olunca Allah Teâlâ ayın başından sonuna kadar Cehennemden kurtardığı kimselerin toplamı kadarını daha kurtarır. Kadir Gecesinde Allah(cc) Cebrail’e (Aleyhisselâm) emreder. Cebrail Aleyhisselâm meleklerle beraber yanlarında yeşil bir sancakla yeryüzüne inerler. Sancağı Kâbe’nin üzerine dikerler. Bu sancağın yüz kanadı vardır. Bunlardan ikisi bu gecenin dışında açılmaz.

Cebrail o iki kanadı bu gece açar ki, bunlar doğudan batıya ulaşır. Cebrail bu gece melekleri teşvik eder. Onlar da her ayakta durana, oturana, namaz kılana ve zikredene selâm verirler ve onlarla musafaha ederler. Yaptıkları dualara “Âmin” derler.

Bu iş, tan yeri ağarıncaya kadar devam eder. Tan yeri ağarınca Cebrail Aleyhissalâm:

“Ey melekler topluluğu! Gitmeye hazırlanınız” der.

Melekler:

“Ya Cebrail, Allah Teâlâ Muhammed’in (Sallallâhu Aleyhi Vesellem) ümmetinden olan mü’minlerin ihtiyaçlarını ne yaptı?” derler.

Cebrail Aleyhisselâm şöyle cevap verir:

“Allah Teâlâ, bu gece onlara rahmet nazarıyla baktı ve onları affedip bağışladı. Ancak dört grup hariç.”

Râvi der ki:

“Ya Resulallah! Onlar kim?” dediğimizde, buyurdu ki:

“İçki içmeye devam eden, anne-babasına âsi olan, akrabalık bağlarını gözetmeyen ve müşahin.”

“Ya Resulullah! ‘Müşahin’ nedir?” dedik:

“İnsanlar arasındaki dostluk bağlarını kesen, fitne ve fesat çıkartan kimsedir” buyurdu.

Şüphesiz, Ramazan’da yapılan ibadetler çok mühimdir. Cenab-ı allah oruç hakkında ‘’Oruç Bana ait bir ibadettir; onu Nefsime izafe ediyorum. Mükafatını da Ben vereceğim.’’ Buyurmaktadır. Bu itibarla da onun genişiliğini, derinliğini ve kadri kıymetini de kavramak mümkün değildir. Dolayısıyla, onun mikafatını vermeye Allah’tan başkasının gücü yetmez. Allah-u Teala Hazretleri, oruç sevabını bizzat takdir etmiş ve onu öbür alemde bir süpriz olarak verme vaadinde bulunmuştur.

Biz de Hoşgeldin ya şehr-i Ramazan, gönüllerimize şenlik, hanelerimize bereket getirdin diyoruz.

Hayırlı Ramazanlar efendim...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Sezai Keskin Arşivi