Bu sistemle nereye gidiyoruz?
Bizim titri yüksek akademisyenlere, gazetecilere, salt entelektüel akımlar oluşturan aydınlara her ne kadar ihtiyacımız olsa da asıl olan bizim öncülere ve rehber kuşaklara olan ihtiyacımızdır. Bu çağda yaşayan ancak bu çağı yaşamayıp bizlerin önünü, ufkunu, vizyonunu açacak; bizleri gelecek çağlara taşıyacak gerçek alim, arif, hakim ilim erbabı ve eğitim liderlerine ihtiyacımız var. Bu şekildeki insanlar yalnız insanlardır. Hedefleri vardır. Geleceğe kilitlenirler. En zor zamanlarda olayların ve gelişmelerin yönünü değiştirip en riskli çalışmalarda bulunurlar. Tarihe meydan okurlar ve dünya tarihine yön verirler. Dünya medeniyetleri içerisinde en önde giden Türk İslam medeniyetinin sıçramaları ve ileri seviyelere gelmeleri bu insanların özverili etkin ve yetkin çalışmaları sayesinde olmuştur. Eğer Endülüs İslam Medeniyeti’nden bahsediyorsak tarih, coğrafya, astronomi, matematik, tıp, botanih ve felsefe gibi ilimlerde akımlarının öncüsü; Ömer Hayyam, İbn Battuta, İbn Cübeyir, İbn Eflah, El Kalihi, İbn Bitruci ,Hafizmi, İbn-i Zühr (Batıda Avenzoar), Errasi, Ebu Cafer, El Galihi, İbn Bacce , İbn Tufeyl, İbn Rüsti; Selçuklu ve Osmanlı’dan bahsedersek İmam-ı Gazali, Nizamülmülk, Muhittin Arabi, Mevlana, Yunus Emre, Caca Bey, Şirazi, Uluğ Bey, Farabi, Biruni, Ebu Heysem, İbn-i Sina’lar Türk İslam Medeniyeti’nin Dünya’ya hakimiyetini perçinlemiş şahsiyetler, ilim adamları ve alimlerdir. Bizim artık bu düzende az sayıda önümüzü açacak stratejileri oluşturacak ilim irfan sahibi şahsiyetlere ihtiyacımız var. Böylece onların liderliğinde bilimde icraatlarımız olabilsin ki bizler de bu çok az sayıdaki öncülerimiz sayesinde ilerleme kaydedebilelim.
Bu ilim irfan sahibi şahsiyetlerin liderliği ve bizim icraatlarımız gelecek neslimizin, toplumumuzun inşası için çok elzemdir. Eğer bu önümüzdeki 8-10 yıl içerisinde bu sıçramayı her alanda; ilimde, bilimde, yüksek teknolojide, ekonomide ve benzeri temel esaslarda yapamazsak önümüzdeki yüzyıllar boyunca gelecek neslimiz yok olmaya tutsak kalacak, birilerine bağlı ve köle olmaya yüz tutmuş olacaktır.
Okullarımıza, liselerimize, üniversitelerimize bir göz atalım; çok ciddi çalışkan, zeki, gayretli öğrenci ve öğretmenlerimiz var. Ancak son yüz yıldır bu eğitim öğretim sisteminden öncü, ilim erbabı, arif hiç kimseyi çıkaramadık. Standartlar dahilinde olagelmiş birçok çalışma olmuştur. Fakat bizim ihtiyacımız, çağın ötesini yakalayacak insanlar ve çalışmalardır. Günümüzde hala birkaç yabancı dili anadili gibi kullanabilen, her türlü münazaraya girebilen çapta kaç ilahiyat hocamız, kaç tıp doktorumuz, kaç mühendisimiz var? Uluslararası ve uluslar ötesi kaç markamız ve patentimiz var? Dikkat! Bunun vebali ve sorumluluğu şu an 83 milyon Türk milletinin boynundadır. Yine değerli bir ustanın sözü ile bitirelim isterim “Melikşah nasıl ki Nizamülmülkünü, Nizamülmülk her nasıl ki Gazalisini buldu?” ise biz de bu değerlerimizi derhal bularak geleceğin tohumlarını şimdiden ekmeliyiz. Aksi halde bu vebalin altından kalkamayız vesselam. Gelecek neslimizin yoluna ışık tutan ve bu konuda dertlenen, tüm bu ifadeleri farklı mecralarda dile getiren yol arkadaşlarımıza da buradan selam olsun.