BİZİ AHİLİK ANLAYIŞI KURTARIR
Günümüz çalışma hayatında; yaşanan sorunlar artarak devam etmekte, başta devlet olmak üzere işçi ve işveren tarafları, yaşanan sorunları gidermeye yönelik birtakım tedbirler almaya çabalamaktadırlar. Organizasyonlarda yaşanan sorunlar iç ve dış paydaşlarla ilişkileri zedelemekte, bu da örgütsel ve bireysel amaç ve hedeflere ulaşma performansını olumsuz etkilemekte, önemli riskleri beraberinde getirmektedir.
Ahilik sistemi; istihdam politikaları, çalışma ilişkileri, yönetim, üretim, rekabet, paydaş ilişkileri, kariyer, eğitim ve geliştirme vb. alanlarda ortaya koyduğu ahlak ve insan değer temelli çalışma ilişkileri anlayışı ile günümüz çalışma hayatı sorunlarına çözüm için uyarlanabilecek bir model olarak karşımızda durmaktadır.
Ahlak; Arapça ‘hulk’ kelimesinden türetilmiş, huy, seciye anlamına gelen bir kelimedir. İngilizcede ‘ethic’, Fransızcada ‘moral’ kelimeleri benzer anlamda kullanılmaktadır. Ahlak ilmi; nazari (teorik) ve pratik olmak üzere çift boyutludur. Konusu insan karakteri, iyi ile kötünün tespiti, iyiyi alıp kötüden kaçınmanın yolları, vazifelerden ibarettir.
Ahi zina yapmaz, gıybete bulaşmaz. Yalandan, dolandan, kibirden, iftiradan, hasetten kaçar. İçi dışı birdir, affetmeyi bilir, namahreme bakmaz. Merhametsiz olamaz, lâf taşıyamaz, kin tutamaz. Sözünde durur, hıyanet etmez, emaneti kollar.
İnsanların ayıbını örter, cömert olur ve kul hakkından çok korkar. Bunlara uymayanlar ahilikten çıkarılırlar. Ahiler estetik kaygılar taşır, bed seslileri sokak satıcısı bile yapmazlar.
Ahinin sanatı olmalı ve helâlinden kazanmalıdır. Âlimlere hürmet etmeli, fukarayı kollamalıdır. Temiz giyinmeli ve temiz tıynetlilerle bulunmalıdır. Bir ahi asla namazını kazaya bırakmamalı, nefsine hâkim olmalı, dünyaya düşkün olanlarla düşüp kalkmamalıdır. Bu hasletler zamanla cemiyete mal olur. İşte Osmanlıl bu yüzden 6 asır ayakta kalırlar. Osmanlının düşmanları ahilerden hiç hoşlanmazlardı.
AHİLİK HANGİ NEDENLERLE ORTAYA ÇIKMIŞTIR?
Hangi çağda ve yerde olursa olsun toplumda en önemli konu, o toplumun sosyal ve ekonomik durumunun ahlakla bütünleşerek yükselmesidir. Bu konu, güvenliğin, haber alma, iletişim, yolların ve taşıt araçlarının ilkel ve yetersiz olduğu o çağlarda büsbütün önem kazanıyordu.
Bu koşullar altında yurttaşlara yurt sevgisi ve onu koruma, ülkede sanatı ticareti ve türlü meslekleri geliştirme yeteneği vermek için çok çaba harcamak gerekiyordu.
Ülkenin ileri gelenleri, düşünürleri, halkı her tür tehlikelere karşı güçlendirmeye ve örgütlendirmeye çalışıyorlardı.
Bu gereksinmeler, Türklerin Asya’dan çıkıp Anadolu’ya gelişlerinden sonra büsbütün önem kazandı; çünkü Anadolu, bu yeni gelen Türkler için, çevre, iklim, din, kültür vb. yönlerden bambaşka ve yepyeni koşulları kapsayan bir yerdi.
Böyle bir bölgede kısa sürede her yönden kendilerini tanıtma durumunda idiler. Onların, Selçuklu Türkleri olarak bu yeni yurtlarında kurdukları en köklü, en etkili sosyo-ekonomik kurum, Ahilikti.
AHİLİK NEDİR?
Ahilik, sanat, ticaret ve mesleğin, olgun kişilik, ahlak ve doğruluğun iç içe girmiş bir alaşımıdır. Ahi diye anılan kişi kesin olarak bir sanat, ticaret ya da meslek sahibidir. O bununla birlikte olgun, ahlaklı, merhametli, iyiliksever ve her işinde, her davranışında dürüst ve güvenilir bir kişidir.
Ahlakla sanatı ve onun kollarını, dallarını yoğurarak kişinin ruhunda, etinde kemiğinde özümlemiş bir kurum olan bu ahilik, Türkler dışında hiç bir ulusta yoktur.
Bu basamakların birinden ötekine geçiş süresi fütüvvet namelere göre 1000 gün yaklaşık üç yıla yakın bir aradır; ama yamaklıktan çıraklığa, iki yılda geçilebilirdi. Çıraklıkla kalfalık, kalfalıkla ustalık arası, sanatına ve mesleğine göre üç yılı da aşabiliyordu.
Dükkânda, tezgâhta geçirilen bu sürelerin türlü basamaklarındaki genç, kendi ustasından yaşam ve ahlak kurallarını öğrenirdi.
Ahilerin ahlak dışı saydığı, ahiyi ahilikten çıkaran şeyler şunlardı:
1- İçki İçmek, 2- Zina, 3- Münafıklık, dedikodu ve iftira etmek, 4-Gururlanmak, kibirlenmek, 5- Merhametsizlik, 6- Kıskanmak, 7- Kin Beslemek 8- Sözünde durmamak, 9- Yalan söylemek, 10- Emanete hıyanet etmek, 11- Kişinin ayıbını örtmemek, bu ayıbı yüzüne vurmak, 12- Cimrilik, eli sıkılık, 13- Adam öldürmek...
Sonuç
Meslek ahlakı, hakseverliği kendimiz için izlenecek yol bilirsek, bizler de öteki uluslardan saygı görür, kalp huzuru duyar, uzun süre güven içinde yaşayabiliriz. Fırsat düşkünü, vurguncu, haksız kazanç yolunu tutan kısa bir süre için çok para kazanabilir ama bu kazancının hayrını görmez, onu rahat yiyemez, hep fakirin ilenci onu vicdanen rahatsız eder. Yabancıların güvenini de sarstığından ekonomimize de zarar verir.