Ali Kaya
Ali Kaya Bize Ne Oldu  ? 

Bize Ne Oldu  ? 

              Değerli kardeşlerim bu hafta sizlere birkaç mevzu gibi görünse de tek bir mevzu anlatacağım. Mevzumuzun ana teması sevgi hoşgörü ve güven üzerine olacaktır. Bizim medeniyetimiz İslam Medeniyetidir ve bu medeniyet yaratılmışları yaradandan ötürü şefkat etme, sevme düsturuna dayanır. Ne yazık ki bizler medeniyetimizin ne olduğunu ve ne olmadığını tartışmaktan öte gidememişiz diğer taraftan kendi medeniyetimizi yaşama yerine batı medeniyetini yaşamayı seçmişiz ve buda toplum içinde bazı sapıklıkların ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Buyurun başlayalım.

 

Çocuk hikayelerini bilirsiniz ve bunlardan biri de kırmızı başlıklı kız hikayesidir ki bilmeyenimiz nerdeyse yoktur. Geçen sosyal medyada gördüğüm bir resmi de sizlere anlatmak isterim; elinde sepeti ile kurt kırmızı başlıklı kıza seslenerek kaç saklan ortalık sapık dolu seslenişi günümüzde toplumun içinde bulunduğu durumu göstermektedir. Toplum içinde sapık ruhlu kişilerin olması bu toplumun temel taşlarından olan güven taşının sarsılmasına yol açmıştır. Geçenler de bir arkadaşım ben bir çocuk veya bebek gördüm mü tanıyayım veya tanımayayım gider o çocuk veya bebeği severim MaşaAllah derim, şimdi bırak sevmeyi gözlerimi dahi kaçırarak yüzümü dönüyorum diyerek hayıflandı. Sevmeye kalksam ailesi tarafından sapıklıkla suçlanırım endişesi taşıyorum bizim milletimize ne oldu diyerek hayıflandı. Evet bu arkadaşımın düşündüklerini toplumun çoğunluğunun da düşündüğünü ve aynı endişeleri taşıdığını düşünmekteyim.

 

 Bu hafta içi abim ile Ankara ziyareti dönüşü gece 1:30 civarı  aracımızın lastiği patladı ve yolun en sağına dörtlüleri yakarak park ettim ve lastiğin bijonlarını sökelim derken bijon anahtarını kırdık ve ben cep telefonumun ışığını kullanarak gelen araçları durdurmak için hareketler yaptım geçen araçların çoğu durmaya dahi tenezzül etmeden bir de gaza bastılar  bir iki tanesi durdu lastiğimiz patladı bijon anahtarını kırdık bize bijon anahtarı lazım dediğimiz de gaza basıp tabiri caizse kaçtılar,  abim ağam gecenin ikisinde kimse durmaz, boş ver yardım çağıralım dese de ben inat ile  yardım için araçları durdurmak için ışıkla hareketler yaptım ve Konya eski sanayisinde mobilyacılık yapan aslen Altınekinli Mustafa Arslan  isminde bir yiğit insan bana göre değeri ölçülemez kocaman yürekli yardım sever bir kardeşimiz durarak bize yardım etti nitekim onun da bijon anahtarını kırdık ve ben yine gelen araçlara telefonumun ışığı ile yardım etmeleri için hareketler yaptım, fakat nafile insanlar yardım etmek istese de toplumun içindeki sapkın üçkağıtçı tiplerin varlığı buna engel olduğunu gördüm. Neyse Konya’dan yardım çağırdık ve lastiğimizi değiştirerek Konya’ya ulaştık. Ertesi günü gece bize yardım eden Yiğit Mustafa Arslan kardeşimin iş yerini bulup kendisine tekrar bir teşekkür etmek ve bir bardak çayını içmek istedim. Kendisi işyerinde yokmuş ve çalışanlardan cep numarasını alarak aradım ve şöyle dedim Mustafa sen gece yolda lastiği patlayan birilerine yardım ettin mi cevap; ettim abi! Niye yardım ettin cevap; Allah rızası için ve bende Allah senden razı olsun dedim ve işyerine geldi çayını içip sohbet ettik.

 

Ecdadımız bırakın insanlara hayvanlara dahi şefkat ile yaklaşmış ve hayvan hastaneleri veya hayvanların bakımları için vakıflar kurmuştur.Dinimiz eziyet veya işkenceyi yapmayı insana yasakladığı gibi hayvanlara yasaklamıştır. Gelin görün ki böyle bir ecdadın torunları bizlerin yaşadığı toplumuzda insan veya hayvana eziyet veya işkence edenlerin varlığı toplumun tüm kesimlerini rahatsız etmektedir. Dağda yaban hayatı yaşayan hayvanlara dahi kışın yiyecek ve yazın da su bırakan ecdadın torunları sahipsiz bir hayvana işkence eden veya babası iş vermedi diye  yedi yaşındaki kızına tecavüz edip öldüren sapıklara ancak ve ancak caydırıcı bir önlem İdam yasasının tekrar getirilmesi ile önlenebilir diye düşünüyorum.  Peygamber efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmaktadır; “Merhamet etmeyene Merhamet olunmaz !”. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ali Kaya Arşivi