Hayrettin Atak
Hayrettin Atak Bir Sanat Kahramanı; Dr. Portakal

Bir Sanat Kahramanı; Dr. Portakal

“Ulaşabileceğiniz bir nokta” yoktur kültür hizmetlerinde…

 İnsanınıza yaptığınız katkıdan başka kazancınız da…

….

Okul, Kültür merkezi, Spor kompleksi yaptırırsınız, vergi kazancınızda olur yada  tabelasına kondurduğunuz isminizle avutabilirsiniz kendinizi… Düşünceniz varsa ‘reklam’ da artınız olur… 

Yıllar sonrasına aktarılabilecek böyle hizmetlerin yanında bir sanat çalışmasını ya da bir kültür hizmetini akşam eve gittiğinizde unutur ve hatırlamazsınız bir daha çoğu zaman… Sanıyorum, bu nedenle çok az kuruluş, çok az iş adamı veya çok az insan kültürel alanda yatırımlar ve çalışmalar yapar… Bu alandaki boşluğu kapatmakta ya resmi kurumlara ya da bu işlere gerçekten gönül vermişlere düşmüştür hep…

Ancak şu var ki, bir konferansın bir söyleşinin ya da bir serginin kazanımı yıllar geçse de ne insanın ne şehrin nede ülkenin hafızasından silinir…

…..    

Dr. Portakal, “İnsanın sadece bir ceset olmadığını anlatan bir doktor ve şehirlerin de sadece binaların bir araya gelmesiyle oluşmayacağını göstermeye çalışan bir işadamı olarak” son dönemde sıkça karşımıza çıkıyor… Şair ve fikir adamları buluşmalarıyla, tanınmış isimlerin söyleşileriyle, insan ve şehrin ruhu üzerine yaptığı yatırımla, bu alanda aslında bir büyük açığı da kapatıyor...  

Şehrin ‘ruh’una yaptığı yatırımla övgüyü hak edenlerden yani.

Çünkü bu cephe Konya için hep terkedilmiş bir alan olarak karşımızda duruyor.  

….

Bu bağlamda, düzenledikleri programların tamamını göz önünde bulundurduğunuzda, ‘Dr. Portakal’ tarafından yapılan organizelerin ‘dostlar alışverişte görsün’ tarzından uzak, samimi, faydaları ve katkıları düşünülerek gerçekleştirildiğini fark edebiliyorsunuz…   İşin temelinde tek seferlik ve ufuksuzluk değil, sürekliliğin ve yüksek niteliğin esas alındığını görebiliyorsunuz;  Ancak kültürel bakış açısıyla sanatın ve düşüncenin Konya’da daha geniş bir alana yayılması için sağlanabilecek bütün katkıları fedakarane sunan ve buna göre adımlar atan Dr. Mehmet Portakal ve onun düşüncesine sahip İş adamlarının, bu tip çalışmaların niteliğinin artması ve süreklilik arz edebilmeleri konularında ayrıca desteklenmeleri de gerekiyor…  

…..

Vahşi kapitalizmin, insanı her geçen gün biraz daha boğan acımasız dünyasından, sanatın güzelliklerine çekebilmek şu an belki de en önemli mücadelelerden biri… Çünkü biz ‘hisse senetlerinin’ değil ‘hissi senetlerin’ yükselttiği bir medeniyetiz sonuçta…   -Mesele, kültür ve sanat olunca bazen tek bir kişiye ulaşmak, bir kişinin dimağında kalıcı bir iz bırakmak bile yeterli sayılabilir. Kültürel etkinliklerin bir tüketim nesnesi olduğu yargısının kendisi, yürürlükteki tüketim anlayışının bize dayattığı bir yargı sanki. Bizim anlayışımıza göre bir kültür merkezi bir yıl boyunca yaptığı kültürel etkinlikler boyunca bir tane gerçek sanatçının, bir fikir adamının yetişmesine katkıda bulunmuşsa, o kültür merkezi artık bildiğimiz manada tüketim anlayışı dairesinden çıkmış, amacını yerine getirmiştir.-

….

Bu amaçlarla Şehrin ruhuna katkı sağlayan, onu beslemek için bir uğraş veren herkes takdire şayandır…  Her şeyin ve her hizmetin bir bedeli vardır, ancak sanatın ve kültür hizmetinin hiç bir bedeli ve kazancı olmuyor… O nedenle DR. Mehmet Portakalı ve onun yolundan giden diğerlerini takdir ve takip etmekten başka bir şey gelmiyor bizim elimizden… Bir takdir de hayatı ve hizmeti sadece para kazanmak olarak değil, kazandıklarını bir bakıma şehir ve insanıyla yeniden paylaşma anlayışında olduğu için… 

….

Konya olarak, millî hafızamıza, ulusal kültürümüze yeni, taze fikirler, bakışlar, duruşlar katabilecek, mazimizden birikimlerle günümüzü yakalayabilen projeler, etkinlikler önceliğimiz oluyor belki ama bir kültürün bir medeniyetin yükselmesi zıttını kabulleniş ölçüsüyle mümkün olabiliyor… Bu bağlamda bu şehirdeki dinamikleri düşündüğünüz de Sunay Akın’ı dinleyebilmeniz ve konuşabilmeniz pek de mümkün görünmüyor…

Mehmet Portakal tarafından organize edilen Sunay Akın söyleşisi, bana kattıkları açısından muhteşemdi… ‘Çanakkale’ konusunda bilinmeyenleri, bilinen ancak göz ardı edilenleri anlatan Sunay Akın, şunu gösterdi; “Çanakkale” bu ülkedeki herkesin zaferi… Ayrıca, Çanakkale cephede kazanılan ne denli büyük bir zaferse, öncesiyle ve sonrasıyla da bir o kadar hezimetti… Ve son olarak da, 100. Yıl kutlamaları en az söylemlerimiz kadar muhteşem olmalıydı… 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hayrettin Atak Arşivi