Seyfullah Koyuncu
Seyfullah Koyuncu Bildiğin bir şey varsa açıkla!

Bildiğin bir şey varsa açıkla!

Kılıçdaroğlu iki de bir FETÖ’nün nün siyasi ayağı açıklansın diyor. Üzerinden bir hafta geçiyor, FETÖ’nün siyasi ayağını açıklayacağım diyor. 1 hafta daha geçiyor, FETÖ’nün siyasi ayağını gelecek hafta açıklayacağım diyor.
 
Ama ne hikmetse bir türlü isim vermiyor, belge paylaşmıyor. Kılıçdaroğlu yine her zaman olduğu gibi eline tutuşturulan bir belgeyle esip, gürlüyor.
 
Kılıçdaroğlu’nun elinde iktidarı yıpratacak bir bilgi var ama şuan canı açıklamak istemiyor, günden güne erteliyor sanırım?  Ya da Kılıçdaroğlu, elindeki belgenin gerçekliğine güvenmiyor! Sonuçta daha önce seslendirdiği belgelerin neredeyse hepsi boş çıktı…
 
Emin olun ki; Kılıçdaroğlu’nun bildiği bir şey olsa şimdiye kadar çoktan açıklamıştı zaten…
 
Kılıçdaroğlu ya yanlış argümanlarla kameraların karşısına çıkıyor, ya da kılavuzu pek sağlam değil… İşin püf noktası aslında burada. Asıl yanlışlık; FETÖ’nün ürettiği, CHP’nin kullandığı argümanlarda…
 
FETÖ ne ürettiyse CHP onu alıyor ve pazarlıyor. CHP bile isteye FETÖ ile dolaylı yoldan organik bir temas kurmaya hala devam ediyor.
 
CHP yönetiminin bu tavrı gösteriyor ki; karşımızda, pervasızca ama sistematik olarak yalan söyleyen, üstelik bunun için bir metodoloji geliştiren, artık sabitleşmiş bir yönteme başvuran bir muhalefet anlayışı var.
 
Basitçe, ‘Çamur at izi kalsın’ kampanyası yürütülüyor.
 
Herkes biliyor ki FETÖ’nün bulaşmadığı neredeyse hiçbir tüzel kişi ya da kurum yoktu zaten. FETÖ elbette siyasi partilere de çengel atmıştı. Fakat 17-25 Aralık itibarıyla hem AK Parti hem de MHP açık olarak FETÖ ile adı anılan isimlere tasfiye süreci başlattı. 15 Temmuz itibarıyla ise bu tasfiyeler hız kazanmıştı.
 
Özellikle 15 Temmuz sürecinden sonra daha sert bir kırılma yaşanması beklenirken, tiyatro ya da, kontrollü darbe söyleminin FETÖ ile senkronize bir şekilde ilk defa CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından dillendirilmesinin anlamını da Kılıçdaroğlu’nun kendisine sormak lazım.
 
Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz’un devamında ise ‘Darbe 20 Temmuz’da başladı’, ‘15 Temmuz’daki kontrollü darbe idi’ söylemine yöneldi.
 
Kılıçdaroğlu daha önce 120-180 arası ByLock kullanıcısı milletvekili var demişti. Fakat MİT raporlarında bunun gerçek olmadığı ortaya çıkınca, ‘ben onu halka açık bir yerde değil, kendi arkadaşlarımın olduğu ortamda bir duyum olarak söyledim’ diye çark etmişti.
 
Özet olarak, Kılıçdaroğlu’nun bugüne kadar ortaya attığı argümanlar hep boş çıktı. Fakat o kadar kullanışlı bir argüman ki her fırsatta bunu kullanıyor Kılıçdaroğlu.
 
Her fırsatta kullandığı, FETÖ’nün siyasi ayağı suçlaması, genel geçer yaftalama malzemesi olarak Kılıçdaroğlu’na muhabbet mezesi olmaya devam ediyor.
 
Daha önce avukatı, danışmanı, başdanışmanı, akıl hocası, milletvekili ve genel başkan yardımcısı FETÖ’den alınan Kılıçdaroğlu’nun, Urla Belediye Başkanı İbrahim Burak Oğuz daha geçenlerde FETÖ/PDY’den tutuklanmadı mı?
Oğuz, adaylık sürecinde CHP Genel Merkezi’nin defalarca kez uyarılmasına rağmen aday gösterilmişti. CHP, ceketini assa seçileceği Urla’da FETÖ’cü bir isimden başkasını bulamamış mıydı acaba?
 
Her 15 Temmuz yıldönümünde, daha doğrusu her konuşmasında FETÖ ile hesaplaşmak yerine Erdoğan’la hesaplaşma yolunu seçen Kılıçdaroğlu’nun CHP’si, anlaşılan Konya’da da kimseyi bulamamış olacak ki FETÖ’cü Hüseyin Fatih Tamer’i partiye dahil etmiş.
 
Konya 9. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilen iddianamede, FETÖ'nün Konya yapılanmasında bölge talebe mesulü gibi görevler aldığı anlaşılan Tamer, ByLock'u 2 bin 572 defa kullanmış bir isim. Tamer'in, FETÖ'den yargılanan ve örgütün şehir dışı talebe mesulü, bölge ilköğretim mesulü ve mahrem imam olduğu belirlenen birçok kişiyle de telefon irtibatının olduğu araştırmalarda tespit edildi…
 
2015 yılında CHP’ye üye olan Tamer, hızlı bir yükselişle 2016 yılında CHP İl Gençlik Kolları Başkanı oldu.
 
Evet bence de FETÖ’nün siyasi ayağı iyi araştırılsın!
 
Bildiğin bir şey varsa açıkla Kılıçdaroğlu!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Seyfullah Koyuncu Arşivi