Bayram Harçlığı İstemeyen var mı?
Bayramların mana ve derinliğine dünden çok ihtiyacımız var belki de. Ramazan Bayramının ikram edilen ağız tadından başka şekerle ilgisi olmadığını, kesilen kurbanın et tedarikinden öte bir şey olduğunu ısrarla belirtmeli ve yaşamalıyız.
Feda edebilmekten paylaşabilmeye kadar birçok önemli erdemi içinde barındıran bir bayramdır Kurban Bayramı. Yaklaşmaktır, yardımlaşmaktır, tarihi anımsamaktır, tekbirleri unutmamaktır. Güzel bir şeyler yapabilmenin fırsatıdır ve zaten güzel işleri yapmak güzel insanlara yakışır.
Kurban Bayramını ve kutsal Hac yolculuğunu sevinç ve heyecanla karşılıyoruz. Bayramın küçükten büyüğe hemen her yaştan vatandaşımıza getirdiği bir bereket ve bolluk var. Ekonomiye katkısı ve getirdiği hareketlilik göz ardı edilemez.
Bayrama has haberlerimiz vardır bizim. Kurbanlık fiyatlarındaki dalgalanma, kurbanlık satış yerlerindeki manzara ve telaş, bayram alışverişi derken ana haber bültenlerine kadar çıkmayı başarabilen firari kurbanlıklar. Önde en saf halleri ile ipini koparmış boğalar arkalarında tekmili birden polisi, zabıtası, itfaiyesi derken kovalamaca tüm heyecanıyla ekrana yansır. Siyasilerin, sanatçıların bayramı nerde kimlerle geçirdiği, havanın ve dolayısı ile bayramı bir tatil fırsatı olarak görenler için tatil beldelerinin durumu hep bayram hikâyeleri içinde verilir.
Son zamanların garip ve anlayıştan uzak bir başka modası da kurban için sözde aydınların sarf ettikleri sözlerin vitrine çıkması… Güya kurban kimilerine göre “insana yakışmıyormuş” da “bu ülkeden sırf bu yüzden gidesi varmış” da tarzında laf kalabalığı… “Bayrama ve tatiline evet, kurban kesimine hayır” kampanyası düzenleyecek serkeşliğe çıkacaklar neredeyse. Dinin ve ona ait olmanın getirdiği iman meselesini idrak etme gibi bir çabası olmayanlar kendi milletine ve toprağına böyle yabancı düşüyor.
Kimileri, kurban kesiminin kendince olumsuz yönlerini söylemekten vazgeçmiyor. Mesela çocukların kurban kesimini görmeleri onlara göre kesinlikle sakıncalıdır. Oysa televizyonlarda, bilgisayar oyunlarında gördükleri şiddet içerikli görüntüler zarar bakımından kıyas edilemeyecek kadar muzırdır. Bir Müslüman gereği gibi ibadetini yerine getirirse ne kurbanlık ne kesimi zarar verir, meraklanmayın.
Her ne kadar kendimize göre bayramlık hikâyeler yazılsa da, bu bir ibadettir. Rabbimiz istediği için yerine getirilen bir vücubiyettir. Bu haliyle özellikle Kurban Bayramına “et” yenilen, depo edilen bir imkân olarak bakmak yerine, Allah’ın bu zamana ve kurban kesme imkânına dolayısı ile paylaşmaya ulaştırdığı için şükrü hatırlamak daha yerinde olacaktır.
Yardım halkası, paylaşabilme sayısı ne kadar fazla olursa kim bilir belki o kadar hatırlanabiliriz. Kurbandan yakınlarımıza, akrabalarımıza, komşularımıza vermek bir görevdir, vecibedir. Doğu da, güneydoğu da, kuzey de, güney de aslında bize yakındır. Yakın olana uzak durmak bize çok şey kaybettirdi.
Bayramların böyle önemli bir görevi yerine getirebilme imkân ve yolunu açabileceği ihtimali unutulmamalı. Bir çift lafım da kurbana ileri geri laf edenlere olacak; bayram tebrikine filan gelmeyin, size bahşiş yok…