“BASKI”
Seçimlerde yolsuzluk ve hile şayiası her dönemde gündeme getirilir. Bu hile ve yolsuzluk uygulamaları yeni değildir. İkinci Meşrutiyet’in ilanından sonra yapılan 1912 yılındaki genel seçimde İttihat ve Terakki Partisi sayesinde Türk milleti baskı nasıl yapılırmış öğrenmiştir. İttihat ve Terakki Partisinin hakim olduğu 1913-1918 arasındaki dönem, Türkiye demokrasi tarihinin ilk tek partili dönemidir. Bu dönemde İttihatçılar kendilerine muhalif olarak itiraz eden herkesi “hain” olarak görmüşler ve “itlaf” etmişlerdir.
İkinci tek partili dönem 1930-1945 yılları arasıdır. Bu dönemde de ittihatçılık yöntemi tatbik edilmiştir. Mesela bu dönemde aklı başında CHP’lilerin bilgisi dışında olması ihtimali yüksek olan, birçok baskı, zulüm tehdit ile oyların değiştirilmesi gibi antidemokratik uygulamaların yaşandığı bilinmektedir. Bunlardan birisi Ankara/Çubuk olaylarıdır. Gerçekten 1946 seçimlerinin en talihsiz uygulaması burada yaşanmıştır. Kaymakam Turgut Göle yanında belediye başkanı ve jandarma komutanı ile birlikte seçimden önce köyleri dolaşarak tehditler savurmuş, halkın Demokratlara oy vermesi muhtemel köylülerin listesini almışlardır. Bu yapılanların, devletin tarafsız olması gereken görevlilerine yakışmadığını “söyleme cüretini” gösteren Demokrat Parti Esenboğa Semt Ocağı Başkanı Ahmet Küçüklü bizzat kaymakam tarafından dövülmüştür. Kaymakam başkanlığındaki heyet, Ocak’taki DP belgelerini tahrip etmişler ve küfürler savurarak gitmişlerdir. Kaymakam çevre köylerde Demokrat kalmamasını, aksi takdirde jandarma ile gelip hepsini “toplayacağını” söylemiştir. Çubuk ve diğer yerlerde köylülerin bıyık ve sakalları cımbızla yolunmuştur. Benzeri uygulama Konya’nın Bozkır ilçesinde de tatbik edilmiştir. Buradaki mülkî amir DP teşkilatına bir yazı yazarak, kayıtlı üyelerin bildirilmesini istemiştir. Seydişehir Kaymakamı ve Jandarma komutanı aynı baskıyı uygulamışlardır.
Tek partili döneminde Nevşehir, Polatlı, Arslanköy ve Senirkent’te 1946 genel seçimlerinde, oyların CHP’ye verilmesi konusunda akla hayale gelmedik baskı ve zulümler yapılmıştır. Muhtarlık seçimlerinde, Aslanköy’de DP’ye eğilimi olan adayın 566 oy alması, CHP’li adayın 157 oy alması üzerine CHP’liler sonucu kabul etmeyerek, sandığı alıp il seçim kuruluna götürüp orada tekrar “saydırmak” istemişlerdir. Köylüler de oyların değiştirileceği endişesiyle sandığa sahip çıkmışlardır. Bundan sonra jandarma köyü basarak, köylünün isyana teşebbüs ettiği gerekçesiyle, bir kısmı hamile ve çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 92 kişi tutuklamıştır. Bu tutuklular Konya cezaevinde, 27 Şubat-11 Aralık 1947 tarihleri arasında, yapılan sorgulamalarında, seçimde yolsuzluk yaptıklarına dair suçu kabule zorlanmışlardır.
GÜNÜMÜZDE BU DEVREDE YAPILANLARA SAHİP ÇIKILMAMASI TEMENNİSİYLE.