Basketbol pazarlamasında Fenerbahçe fırsatı
Türkiye’de spor deyince ilk aklımıza futbol geliyor. Spor pazarlamamız tamamen futbol üzerine kurulu. Kulüplerimiz tüm yatırımlarını futbol üzerine yapıyor. Bazı tematik kanallar haricinde genel olarak televizyon ve medyanın gündemini yakalayan futbol oluyor. Ancak futboldaki son zamanlardaki düşen grafiğimiz artık yeni bir ürün ihtiyacı doğduğunu ortaya çıkarıyor. Ülke olarak ise basketbolda her geçen sene yükselen bir grafiği yakalamaya başladık. Basketbol Milli Takımımız ile başlayan başarı grafiği son olarak Fenerbahçe’nin TurkishAirlinesEuroleague şampiyonu olmasıyla perçinlendi. Öncelikle bir Fenerbahçeli ve bir Türk vatandaşı olarak bu gururu bize yaşattığı için takımımıza sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
Fenerbahçe Basketbol Takımı uzun zamandır yükselen bir başarı grafiğine sahipti geçen yıl final maçında elden kaçan kupa bu sene müzeye getirildi. Fenerbahçe büyük başarı elde etmesine rağmen ne kulübün kendisi ne de ülke olarak bu başarının pazarlama PR’ını gerçekleştirmekte zayıf kalıyoruz. Spor pazarlamasını futbol üzerine kurgulayan ülkemiz maalesef diğer spor dallarına yer açmamakta kararlı. Basketbol dünyanın birçok ülkesinde çocuk yaştan özendirilen bir spor dalı olmasına rağmen ülkemizde hem çok geç fark edilen hem de henüz istediği değere kavuşamamış bir alan. Fenerbahçe Spor Kulübü diğer kulüplerle kıyaslandığında spor pazarlaması açısından daha doğru kararlar veren ve bundan faydalanan bir kulüp olmasına rağmen basketbolda aynı başarıyı gösterdiğini söylemek zor olur. Gelen Avrupa şampiyonluğu takımın pazarlama değerine mükemmel bir katma değer kattı. Bu süreçten sonra kulübün iletişim ekibi bu katma değeri kullanmayı ve yaymayı becerebilirse başarı istikrarı kaçınılmaz olabilir. Bunun yanında diğer spor dallarında da rekabeti harekete geçireceğini söyleyebiliriz. Fenerbahçe’nin bugüne kadar pazarlama portföyündeki yıldız ürünü futbol olmasına rağmen basketbolun artık bu koltuğu sallayacağı kesin. Yine bayanlar basketbol takımının final maçında kupayı elinden kaçırması da göz ardı edilmeyecek bir başarı. Fenerbahçe öncelikle portföyündeki spor dallarını iyi bir analizle ele almalı ve marka süreçlerini iyi yönetmeli. İki üç yıldır ivme kazanan basketbol başarısı Fenerbahçe’nin eksenini biraz daha basketbola doğru kaydırmasını sağlayabilir. Fenerbahçe yeni yetişen çocukların basketbola ilgilerinin arttırılmasını sağlamada lokomotif olabilirse ki bunu yapabilecek hakkı başarıyla elde etti, bundan beş ya da on yıl sonra ciddi bir basketbol taraftar kitlesi elde etmesi içten bile değil. Futbola olan taraftar ilgisini basketbola kaydırmak kolay olmasa da uzun dönemde büyük başarı ve nakit akışı sağlayacak bir unsur.
Basketbol pazarlaması tabi ki sadece Fenerbahçe ile de sınırlı kalmamalı. Artık Spor Bakanlığı, Spor Genel Müdürlüğü ve diğer kulüp başkanları ülkemizin başarı grafiğini görmezden gelememeli ve bu yeni, bakir taraftar pazarını değerlendirmeli. Futbol için ayrılan kaynak ve ilginin sadece yarısını basketbol için harcamayı başarabilirsek daha birçok takımımız dünyada ismini duyurabilir. Türkiye basketbol açısından tüm dünyanın ilgi odağı haline gelebilir. İyi bir pazar, rekabet ve hedef kitle analizi yapılacak yatırımları belirlemede kolaylık sağlayacaktır. Umuyorum Fenerbahçe’nin son başarısı tüm spor önderleri için bir ışık yakar ve tetikleyici güç olur.