AB Mİ ?
Türkiye-AB arasındaki ikili ilişkilerin seyrinde değişiklik olup olmadığı ve bu konu ile ilgili detaylı çalışmaların yapıldığını biliyoruz. Biliyoruz ki çıtasını sürekli yükselen ve ekonomisi ile sürekli bahsedilen Türkiye'miz var.
Her ne kadar seçim propagandalarında ekonominin büyük darbe aldığı bahsedilse de ki bu o kadar komik ki bunu iddia edenlerin gözleri görmek istemiyor bu başarıyı büyümeyi. Sadece güzel yurdumuzda bu büyümeleri görmek istemeyenler değil Avrupa'da da Türkiye karşıtlığından ve bu görüşü savunanların seslerinin günümüzde daha fazla duyulmasından söz edebiliriz.
Aslında Türkiye'nin başarısı bazı AB ilerlemelerini beraberinde getirecektir; ancak Avrupa gündeminin ekonomik buhranlarda çalkalanması ve sosyal kriz gibi çeşitli konulara odaklanmış olması bunu malesef erteliyor. Zaten AB nin baş etmeye çalıştığı konulara bakınca nasıl bir girdap yaşadığını net olarak görebiliyoruz. Son derece zorlu meseleler olduğunu görürsünüz. Ekonomik krizler, yönetim zafiyetleri, karar alma mekanizmalarının reforme edilmesi yani başlıkları artırabiliriz. Yani bu şu demek oluyor; Türkiye’nin durumu uzun vadede ertelenmiş görünüyor. Türkiye ile AB arasındaki istenmeme vakası Avrupa’da da kendini gösteriyor.
Mesele şu ki görülen dalgalanmalar daha durulmayacağa benziyor.
Bu büyük dalgalanmalar pek iyiye işaret etmiyor
Nasıl bir dalgalanma?
Bir bakıyorsunuz Türkiye-AB ilişkileri büyük bir coşkuyla yaşanıyor başka bir dönem bir bakıyorsunuz karamsarlığın ve ümitsizliğin rüzgârı esiyor. Yaşanan bu hızlı gelişmeler keskin dönüşler Türkiye-AB ilişkilerindeki kırılganlığı da artırıyor. Yaşanan bütün bu gelişmelere rağmen bu konuda AB ye mesajlarımız net olarak verildi ve gerekli restler çekildi.
Bu açıdan Türkiye'nin duruşu net ve güçlüdür.
Birilerinin işine gelmese de yeni ve güçlü bir Türkiye var hamd olsun.
Sözüm şudur ki ne dersek diyelim; Toplumsal dinamiklerin altyapısını oluşturmadığı bir AB sürecinin ekonomik ve siyasi boyutları eksik kalıyor ve hatta anlamsız bir hal alıyor. Ayrıca Sürekli hassas ve kaygan bir zeminde ilerlemeye çalışmak zaten yeni krizleri ortaya çıkacaktır.Olaya bir de bu açıdan bakıp tabloyu öyle okumak gerekir diye düşünüyorum.
Kalın efendim sağlıcakla…