Ömer İnal
Ömer İnal Zalim Derken?

Zalim Derken?

Ülkemizde, son dönemlerde yaşanılan olayların mahiyetinin daha iyi anlaşılabilmesi adına Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yaptığı şu açıklamalar büyük önem arz ediyor:

Dünyada uluslararası medya networku var. Her şeyi yapıyoruz ama bu network bir karar vermiş. Türkiye’nin başarı hikâyesi bitirilecek ve Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan şeytanlaştırılacak. Hedef bu. 2010’dan yani Davos’taki “one minute”den sonra düğmeye basılmış gibi Türkiye aleyhine harekete geçildi. Türkiye’de davalara ve iddialara bakın hepsi bu tarihten sonra başlıyor. Mursi’ye ve Mısır’daki demokrasiye verdiğimiz destekten sonra Türkiye aleyhtarı bu cephe daha da genişledi. Türkiye demokrasiyi savunmanın bedelini ödüyor. Arap baharı demokratikleşme yönünde olsaydı Türkiye bütün bu ülkelerin hamisi olurdu. Bu çok korkuttu.”

‘’Dönemin Başbakanı’’ Recep Tayyip Erdoğan, Davos’da İsrail Cumhurbaşkanı’na ‘’Öldürmeye gelince siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz.’’ Demişti yüzüne karşı… Katledilen masum çocuklara, sivillere kayıtsız kalmayıp, hiçbir siyasi geleceği hesap etmeksizin tamamen insani duygularla bu gerçeği dile getirdi…

Yaşanan bu olaydan sonra ülkemizde bazı garip hadiseler baş gösterdi… Terör olaylarının artmasının yanı sıra Mavi Marmara olayı yaşandı, 10 Vatandaşımız uluslar arası karasularında şehit edildi… Cumhuriyet tarihinin en iyi ekonomik verilerinin yakalandığı bir ayda ‘’Gezi’’ olayları zuhur etti… Batı dünyası, Türkiye aleyhindeki kara propaganda yayınlarını aralıksız verme yarışına giriştiler…

Lakin sahneye konulan oyun, Ukrayna’daki iç kargaşa gibi ya da Mısır’da darbeyle sonuçlanan seçilmiş iktidarı devirme şekliyle sonlanmadı, olaylar yatıştırıldı… Bu tür olaylara halkın gösterdiği sağduyu nedeniyle iktidarı bu tarz nümayişlerle alaşağı edemeyeceğini anlayan çevreler başka çareler peşindeydiler…

‘’Gezi’’ olaylarının etkisi henüz silinmemiş iken 17-25 Aralık operasyonları yaşandı… Ne gariptir ki bu operasyonlarda ‘’Gezi’’ olaylarının temsilcilerinin Başbakanlık çıkışında açıkladıkları, ‘’3. Köprü, 3. Havaalanı ve kanal İstanbul projeleri durdurulsun’’ istekleriyle Paralel olarak bu projelerin yüklenici firma sahipleri ve ABD’nin İran nedeniyle rahatsızlık duyduğu Halkbank hedef alınmıştı…

Yapılan Operasyonu can havliyle savunan malum yapı, kamuoyunda ‘’yolsuzluk’’ algısını yerleştirmek için her türlü yola başvursalar da, yapılan iki seçimde de Halk oyunu iktidardan yana kullanarak en net cevabı vermiş oldu…

Gerek ‘’one minute’’ hadisesi, gerekse de Arap Baharıyla Müslüman halkların seçtiği dindar siyasilerin batıdan bağımsız politika izlemesinden rahatsız olan egemen güçler, bu siyasi yapıları değiştirmeyi hedeflediler… Mısır’da bunu başardılar, Suriye’de ise demokrasinin kendilerine faydası olmayacağını gördükleri için çözümsüzlüğe mahkûm ettiler… Türkiye’de de iktidarı devirmek istediler ve bunun için emirlerine amade olan, uykuda bekletilen yapıya bu işi havale ettiler…

Kendilerini, dinden-imandan bahsedip, dürüstlük abidesi olarak lanse eden bu malum yapı, Başbakanken ‘’one minute’’ dediği için,  Egemen güçlere boyun eğmediği için Tayyip Erdoğan’ı devirmek isteyenlerin maşalığını yapmakta ve tüm bunlara rağmen de ‘’zalim, Yezid’’ diye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret etmektedirler...

Malum yapı, azılı zalimleri ‘’güneydeki sevilen ülke’’ diyerek sahiplenip, ‘’Amerika’yla aramızı bozmayalım’’ diyerek saygıda kusur etmeme telaşında iken; Lenin’e, Hitler’e benzettikleri Tayyip Erdoğan, zalimin zulmünü, zalimin yüzüne karşı çekinmeden tüm dünya önünde dile getirmiştir… ‘’Allah’ın en çok sevdiği cihad; zalim hükümdarın yüzüne haykırılan doğru sözdür değerinden yola çıktığımızda; kimin mazlumun yanında kiminde zalimin yanında saf tuttuğu rahatlıkla anlamak mümkündür…

Rabbim, doğru olanların yardımcısı olsun, kötü niyetlilerin tuzaklarını boşa çıkarsın…

Selametle… 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer İnal Arşivi