YENİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI HAYIRLI OLSUN...
Selamün Aleyküm aziz okuyucularım. Bugün burada ilk köşe yazımı kaleme alıyorum. İnşallah yazacaklarım ülkemizde birlik ve bütünlüğün ve de huzurun oluşmasına katkıda bulunur.
Gündemde yeni eğitim-öğretim yılının başlaması var. Milyonlarca öğrencimiz ve 1 milyona yakın öğretmenimiz için zahmet dönemi başlayacak. Hatta 1. Sınıflar ve ana sınıfı öğrenci ve öğretmenleri 10 Eylül 2018 günü derslere başladılar bile. Çoğu ülkenin toplam nüfusundan çok daha fazla genç nüfusa sahibiz elhamdülillah. 18 yaşın altında 25 milyon civarında evladımız var. Bu evlatlarımız sadece anne ve babalara değil tüm topluma aittir. Ve herkese bu yavrularımızın iyi eğitimi ve geleceği için vazife düşüyor. Her çocuğu kendi çocuğumuz gibi görmek zorundayız. Aksi takdirde yanlış yapan çocuklar dolayısıyla ileride hepimiz rahatsız oluruz Allah korusun. Elbette anne ve babalara ve de öğretmenlere çok daha büyük görev düşüyor. Çünkü bu dünyayı kurtaracak sihirli değnek annelerle öğretmenlerin elindedir. Başarının sırrı, Öğretmen, öğrenci ve veli işbirliğinde gizlidir.
Özellikle 1. Sınıfa ve ana sınıfına yeni başlayan çocuklar oldukça heyecanlıdırlar. Onların heyecanlarını yatıştırmak anne-babalara ve öğretmenlere düşmektedir. Okula çok istekli başlamalarına rağmen bir süre sonra okul fobisi oluşan çocuklarımız oluşmaktadır. Bunun pek çok nedeni olsa da anne ve babaların ve öğretmenlerin ortak işbirliği içinde olmamaları temel nedenlerden en önemlisidir. Bu yüzden çok dikkatli olmak zorundayız. Çocuklar henüz oyun çocuğu iken birden ağır ödevler verilerek ve baskı yapılarak öğretmek, onların okuldan nefret etmelerine kadar varabilir.
Okullar açılırken yapılan yanlışlar çocuklarımızın tüm hayatlarını etkiler. İyi bir başlangıç yapmaları halinde sonuç daha iyi olacaktır elbette. Ama anne ve babalar şunu hiçbir zaman unutmamalıdırlar. Çocuklar günlük düzenli bir şekilde kontrol edilmezlerse ve gerekli programlar yapılıp uygulamaları sağlanmazsa asla başarılı olamazlar. Bu yüzden çocukları asla kendi hallerine ve de özellikle odalarında kapalı olarak bırakmayalım. Mümkünse 9. Sınıfa kadar ellerine cep telefonu vermeyelim. 9. Sınıftan sonra da günlük 1 saatle sınırlayalım. Çağımızda çocuklarımızın ve hatta yetişkinlerimizin önündeki en büyük engel, maalesef teknolojiyi yanlış kullanmaktır. Özellikle cep telefonu çocuklarımızı her türlü başarıdan yoksun bırakmaktadır. Bunları anne ve babalar sınırlamazlarsa suç anne ve babalarındır.
Başarılı bir eğitim öğretim yılı geçirmemiz dileklerimle.