Ümmetimizin çıkış yolları: Vahdet boyutu
Ümmetimizin sorunları ile başladığımız yazı serisine, çıkış yollarından biri olarak gördüğümüz vahdet boyutunu ele alarak bitiriyoruz.
Geçen hafta ümmetimiz için birey olarak ne yapabiliriz? Sorusuna cevap aramıştık. Bu hafta da bir bütün olarak yani vahdet olarak ne yapabiliriz? Sorusuna cevap arayacağız.
***
Ümmet olarak siyaseti çok iyi bilmemiz gerekmektedir. Meydanda kazandığımız savaşları masada da kazanmalıyız. Zamanlara, zeminlere ve zihinlere göre siyasi adımlar atmalıyız. Attığımız siyasi adımlarda bütün ümmeti temsil edecek şekilde olmalı.
Ümmetin son kalesi olan Türkiye gerek meydanda gerekse masada İslam coğrafyasının bir abisi olarak adım atmaya çalışıyor. Nerede bir mazlum varsa onun yanında durmaya, nerede bir zalim varsa da onun karşısında durmaya çalışıyor. Attığı adımı daha da güçlendirecek bir anlaşma var: D-8
D-8 ümmetimizin son yüzyılda attığı en önemli adımlardan birisidir. Hatta en önemli adımdır. Sebebine geçmeden önce D-8’i tanıtmak istiyorum;
15 Ağustos 1997'de kurulmuş olan D-8, 20. yüzyılın en önemli olaylarından birisi ve 20. yüzyılın 21. yüzyıla en kıymetli bir hediyesidir. Yine D-8’lerin kurulması baştan sona harplerle ve çatılmalarla geçen 20. Asrın sonunda, aydınlığa açılan bir kapı gibidir.
Dünyada artık huzur, barış ve saadetin tesisi için, bir an evvel yanlışlardan vazgeçilmesi, doğrulara dönülmesi ve Yeni bir Dünyanın kurulması gerekmektedir ve D-8 hareketi bu manada bir çalışma olarak değerlendirilmelidir.
İşte 20. Asrın gerçekleri, yaşanan olaylar, alınması lazım gelen dersler sonundaki zorunluluk, D-8’in doğuşunun gerekçesi olmuştur.
D-8’lerin bayrağında yer alan 6 tane yıldız D-8’lerin temel ilkelerini sembolize etmektedir. Bu ilkelerden her biri 20. Asır boyunca hep yanlışlarda ısrar edilmesi ve bu ısrarın bir fayda vermemesi yüzünden, artık dönülmesi gereken doğruları göstermektedir.
D-8’lerin bayrağında 6 temel ilkeyi sembolize eden altı yıldızın anlamlan şunlardır:
1. Savaş değil, barış!
2. Çatışma değil, diyalog!
3. Çifte standart değil, adalet!
4. Üstünlük değil, eşitlik!
5. Sömürü değil, iş birliği!
6. Baskı ve tahakküm değil, insan haklan hürriyet ve demokrasi!
Bu felsefeyle harekete geçen D-8, 8 güçlü ülkenin bir araya gelmesiyle kurulan bir yapıdır. Bu ülkelerin nüfusları kuruluş itibariyle;
Endonezya (216 milyon), Malezya (21 milyon), Bangladeş (130 milyon) Pakistan (138 milyon), İran (65 milyon), Mısır (67 milyon), Türkiye (72 milyon),Nijerya (113 milyon) yani toplam 820 milyondur.
820 milyon insan D-8’le bir olmuş ve insanlığa umut olmuştur.
***
Peki D-8’i şu an aktif hala getirmek mümkün mü?
Eğer inanmış, adanmış adamlar varsa da mümkündür.
Eğer D-8’in sadece edebiyatını yapmayarak, D-8 Ümmet için ne kadar elzem bir şey olduğu bilincinde hareket edenler için mümkün.
Çünkü Allah’u Teala ayeti kerime de şöyle diyor;
Ey mü’minler! Hepiniz birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın ve ayrılığa düşmeyin… (Ali İmran 103. Ayeti kerime)
Ayetten de anlaşılacağı üzere Ümmetimizin bir bütün olması D-8 gibi teşkilatlar kurulması gerekmektedir.
Bu zor bir şeydir belki ama imkânsız değil. Çünkü D-8 kurulurken de insanlar imkânsız görüyordu. Ama kuruldu çünkü her şeyin başında inanç yatar, inanırsak başarırız.
D-8 de kurulurken inandılar ki;
Şia merkezi İran’la, Sünniliğin merkezi Mısır bir araya geldi.
İnandılar ki;
Müslüman alimleri asan Hasina yönetimi D-8 mecbur kaldı.
İnandılar ki;
Süleyman Demirel D-8’i imzaladı.
Tekrar ederek;
İnanıyorsak üstünüz ve başarırız Bi İznillah,