Üç ayların tamamını oruçlu geçirmek caiz midir?
Malum üç aylar içerisindeyiz, haram aylar dahilinde sırasıyla; Recep ve Şaban ayını idrak ederek, gönüllere huzur veren o mübarek Ramazan-ı Şerife ulaşacağız. Geçen ki köşe yazımızda üç aylar hakkında ve kandil gecelerinden bahsetmiştik, ama bugünlerde en çok konuşulan konulardan biri de “Üç ayların tamamını oruçlu geçirmek caiz midir?” konusudur.
Öncelikle şunu ifade edelim ki Oruç, bayram günlerine denk gelmedikçe bidat olma durumu yoktur. Tamamını oruçla geçirebilir, kefarete kalan orucumuz varsa yerine getirebiliriz. (Kefaret borcu olanlar Şubat ayının 29 gün çekmesi hasebiyle 61 güne denk gelmiyor diye sorsada Recep ve Şaban birer ay sayılır, kalan 1 gün Kefaret değil kaza olduğu için sonrada tutulabilir.) “Ama bu ayların Ramazan ayından farklı olması, Ramazan ayına benzememesi gereksiniminden dolayı, Recep ve Şaban ayında bazen tutup bazen tutmamanın daha uygun olacağı hadislerde aktarılmıştır.” Hz. Peygamber "Haram aylarından bazısını tut, bazısını bırak, haram aylarda tut ve bırak, haram aylarda tut ve bırak."(bk Ebu Davut, Savm 54) buyurmuş yine bir başka hadisinde ise Hz Peygamberimiz İbn Abbas’tan (ra) rivayetle “Bazen oruç tutardı, öyle ki hiç iftar etmeyecek zannederdik. Bazen de mütemadiyen iftar ederdi, öyle ki hiç oruç tutmayacak sanırdık” (bk. Buharî; Müslim) buyurmuştur. “Ramazan ayı dışında hiçbir ayın tamamını oruçlu geçirmenin dini bir kaynağı bulunmamaktadır.”
Allah Resulü Hz Muhammed (sas) Şaban ayında, Recep ayına göre daha fazla oruç tuttuğu da yine ravilerin aktardığı rivayetlerde yer almaktadır. Recep ayının fazileti ve bu ayda oruç tutulmasıyla ilgili rivayetlerin zayıf olmasından dolayı bu orucun hükmü hakkında âlimler değişik görüşler ileri sürmüştür. “Bazı âlimler recep ayında oruç tutmayı Müstehap kabul ederken bazıları, Receb ayına özel bir kutsiyet atfedilmesi ve halkın bunu zorunlu bir ibadet şeklinde algılaması endişesiyle bu ayda oruç tutmayı sakıncalı görmüştür.” Peygamber efendimizin üç aylara girdiğinde “Allahım Recep ve Şabanı bize mübarek kıl ve bizi hayırlısıyla Ramzan’a ulaştır” (Taberânî, el-Muʿcemü’l-evsaṭ, IV, 189; Ebû Nuaym, VI, 269; ayrıca bk. Müsned, I, 259) şeklinde dua ettiği aktarılmaktadır
Özet ile hasıl olmak gerekirse; Kişi Ramazan ayı dışında dilediği kadar nafile oruç tutabilir. Efendimizin bazı şeyleri arada terk etmesi “ümmetime farz olmasından korkarım” diyerek yine ümmetini düşünmesindendir. Ama Hz. Peygamberin; Bazen yapıp bazen terk ettiği sünnetlerini, bizim sevaba daha çok muhtaç oluşumuzdan, devamlı yapmamız daha hayırlı ve daha çok sevaba ulaşmamıza yardımcı olacaktır. Oruç madden ve manen bir temizlenme vasıtasıdır. Tamamını oruçlu geçiremesek dahi rast gele tutmak yerine “ Eyyam-ı biyd (Aydınlık günler) olarak geçen ayın en parlak olduğu hicri ayların 13, 14 ve 15. Gecelerinde tutulması” yine hadisler ve sünnetler ışığında sabitlenmiştir. Hz. Peygamberimiz (sas), her ayın bu günlerinde oruç tutmayı tavsiye etmiş ve o günlerde oruç tutmanın senenin tüm günlerini oruçlu geçirmek gibi olduğunu belirtmiştir.
Rabbim üç aylarımızı hayırlı kılsın ve bizi manevi değerimiz olup Sonu Cehennemden kurtuluş olan Ramazan ayına ulaştırsın. (AMİN)