Türkiye Terörden Kurtulabilecek mi?
Suriye konusunda istediğimiz hedefe bir türlü ulaşamıyoruz. Suriye’den gelen görüntüler içimizi burkuyor, insanlığımızdan utanır hale geliyoruz. Esat tam anlamıyla terör estiriyor, kardeşlerimizi, Suriye halkını öldürüyor. Müslümanları çoluk, çocuk, kadın, yaşlı, hamile dinlemeden acımasızca katlediyor. Müslüman İran sözde dindarlığı kimseye bırakmıyor, nerede ise din savaşı çıkaracak birçok ülke ile ama öbür taraftan sadece mezhepsel bir dindarlık geliştiği için katil Esat’la birlikte elini kana buluyor ve Müslüman kardeşlerimizin katledilmesine seyirci kalıyor. Sırp keskin nişancılarla, İranlı pilotlarla katil Esat kanının gereğini yapıyor ve her gün yüzlerce kardeşimizi katlediyor.
İçimizi yakıyor, utanıyoruz fakat bu kirli savaşta Türkiye olarak daha etkin bir konumda yer alamıyoruz. Kardeşlerimize yardım ediyor Türkiye ama biliyoruz ki eğer Türkiye katil Esat’a karşı silahlı bir mücadeleye girerse dünyada çok fazla kan akacak. Birleşmiş Milletler etkin rol üstlenmiyor, asıl amaç Türkiye’yi ateşin içine çekmek olduğu için de kimse barışın yanında etkin rol üstlenmiyor… Olan kardeşlerimize oluyor.
Bu konu içimizi parçalasa da, Suriye içimize ateş düşürse de, ülkemizde kirli oyunların oynanmak istendiğini, yalan haberleri ile CHP’nin de tarihin kendisine yüklediği misyon gereği katil Esat’ın yanında yer alarak ülkemize zarar vermeye çalıştığını görsek de yinede başka bir çok gelişme ile birazda olsa kalbimiz rahatlıyor, biraz daha gelecek için umutlanıyoruz.
Evet, PKK teröründen Türkiye kurtulabilecek gibi görünüyor. Bu konuda ilk defa ışık görünüyor. Bu önemli ve biz de, öncelikle net ifade edelim, hükümetin siyasi riskleri de göze alarak attığı bu adımları destekliyoruz.
Bunları izah etmeye çalışalım, yanlış anlaşılmayalım. Öncelikle hükümetin yaptığı doğrudur, PKK ile siyasi müzakere yapılmamaktadır ama bununla birlikte istihbarat birimlerimiz etkin bir şekilde çeşitli yöntemlerle PKK ile görüşmektedirler.
CIA, Mossad ve KGB ve daha birçok ülkenin istihbarat mensubu PKK’nın içinde cirit atarken MİT’in orada olması değil olmaması tuhaftır. Ama şükür MİT şimdi etkin bir şekilde konu ile ilgili çalışmalar yapıyor.
PKK ile silahlı mücadele devam etmektedir. Tarihinde ilk defa yılanın beli net bir şekilde kırılmıştır.
PKK’nın dağlardaki barınakları dağıtılmıştır. Şehir yapılanmaları kontrol altına alınarak engellenmiş ve KCK yapılanması ile yapılmak istenen eylemlerin engellenmesi için, bir kısım medya ile CHP ve BDP’nin provokatif girişimlerine rağmen operasyonlar sürdürülmüş ve terör mensupları derdest edilmiştir.
Sayın Hakan Fidan tam anlamıyla bize güven vermektedir. Ülkemizin güçlü bir istihbaratının varlığını dosta düşmana göstermiş ve MİT, Jandarma, Kara Kuvvetlerimiz, Hava Kuvvetlerimiz ve polisimiz ilk defa bu kadar koordineli bir şekilde, yine kirli medyanın pis oyunlarına ve manipülasyonlarına rağmen birlikte çalışmayı başarmışlardır.
Bütün bunlarla birlikte PKK belirli bir hizaya gelmiştir. Şimdi BDP’nin de sürece desteği sağlanarak PKK’nın silah bırakması sağlanacağı umudu hepimizde oluşmuştur.
Çok açık ifade edelim, isterseniz Kürt kardeşlerimizden birisi olun, yıllarca bu ülkede haklarınızın gasp edildiğini düşünün, isterseniz Türk ya da Kürt kardeşlerimizden olun terörün dış güçler tarafından ülkemizde oynanan bir oyun olduğunu düşünün fark etmez. Netice itibariyle terör hepimize zarar vermekte ve bu ülkede kardeşliğimizin önüne bazı riskleri koymaktadır. Bu kirli oyun bozulmalı, akan kan durdurulmalıdır.
Bu süreçte CHP’nin ne düşündüğünün çok önemi yok, bu ülkenin genel ekseriyeti CHP’nin ne dediği ile ilgilenmez ama MHP önemlidir. MHP konuyu sağduyu ile algılamalı ve sürecin ülkemize getireceği faydaları görmelidir.
Ülkemiz terör yüzünden çok şey kaybetmiştir, üniter yapı diye bir saçma devlet rejimi sadece terör yüzünden bu ülkede nerede ise tartışılamaz olmuştur. Ama akıl var izan var bir ülkenin üniter yapı ile büyümesi mümkün değildir.
Aklımızı başımıza toparlayalım, bu ülke terörden kurtulmalıdır, merkezi yönetimden âdemi merkezi yönetime geçmelidir. 1. Dünya savaşı dönemi ve sonrasındaki Kurtuluş Savaşı sürecinde oluşmuş korkularımızdan artık kurtulma vakti gelmiştir. Kirli bir süreç yaşanmıştır ama şükür Şeytanın Çağı artık bitmiştir…
Bu çağda Türkiye kendisine oluşturulmuş Yunanistan gibi düşmanlarla oyalanmış ve içine kapatılarak çevresi ile bağı koparılmıştı.
Fakat biz İran ile de, Irak ile de, Suudi Arabistan ile de, Çin ile de, Rusya ile de ilişki kurarız. Amerika ile müttefikiz Avrupa Birliği ile ilişkilerimizi sürdürürüz, NATO üyesiyiz, Türkî Cumhuriyetlerle ilişkilerimizi geliştiririz, Afrika’da, Asya’nın en uzak yerleri de bizim ilgi alanımıza girer. Takıntılı olmaya gerek yok, şimdi terörden kurtulma vaktidir, lütfen sağduyulu olalım, basit vehimlerle büyük gelişmeleri baltalamayalım.
Ahmet Davutoğlu gibi bir deha ülkemizde Dışişleri Bakanlığımızı yapıyor, onun açtığı ve Sayın başbakanımızın yürüdüğü bu kutsal yolculukta ülkemizin yolunu Rabbimiz açık etsin.
Ben 2013 yılından katil Esat’a rağmen umutluyum…
Allah (CC) ülkemizle, insanlarımızla olsun… Ülkemizi, milletimizi korusun, düşmanlarına fırsat vermesin, geleceğimiz, ay yıldızlı bayrağımızın görkemli dalgalanışı ile şekillensin.
İçimizdeki güzelliği besleme, kötülüğü yok etme vaktidir…
Yüce Mabudumuz yolundan ayırmasın…