TÜRKİYE İÇİN SEÇİM VAKTİ
Türkiye için seçim vakti. Pazar günü ülkemiz sandık başında olacak. Çok partili demokratik seçimler tarihimizde her seçim önemli olmuştur. Bu seçim de çok önemlidir. Bu seçimi önemli kılan sebeplerin başında kazanımların korunması geliyor.
Nedir bu kazanımlar?
Öncelikle artan refah seviyesi. Bakmayın muhalefet partilerinin kriz söylemlerine. Etrafımıza baktığımızda ülkenin refah seviyesinin ne kadar yüksek olduğunu görmemek için kör olmak gerekir. Bu refah seviyesinin korunması hatta artması için istikrarın devamı çok önemli. Dünya’nın krizlerle boğuştuğu yıllarda ülkenin kalkınması, etrafının ateş çemberi olduğu bir zamanda ekonomik büyüme sağlaması görmezden gelinemez. 13 yılda biriktirdiklerimizin heba olmaması için ekonomik kazanımlarımıza sahip çıkmalıyız.
Demokratik kazanımlarımız. Kalkan yasaklar, itibarı ve etkinliği artan meclis ve siyaset. Birileri sürekli olarak demokratik olarak ülkenin geriye gittiğini düşünüyor. Ben aksi kanaatteyim. Demokrasinin tadına varmış toplumlarda uzun süreli demokrasiden uzaklaşmalar mümkün değildir. Türkiye yıllarca silahlı-silahsız bürokratik vesayetle uğraştı, sermaye sahiplerinin tamamen kendi çıkarları doğrultusunda ülkenin zararına ekonomisine yön vermeleri ile uğraştı, medya patronlarının ki hepsi aynı zamanda büyük sermaye sahipleriydi, hükümetler değiştirdiklerini, istediklerini bakan yapıp istemediklerini görevden aldırdıkları günleri yaşadı, medya baronlarının devletin başbakanını pijamaları ile evlerinde kabul ettikleri günler vardı…Bunların yanında devlet gücünü kullanarak illegal yapılanmalar kuranlar, insanları fişleyenler, ülkeyi korku tünellerine sokanlar, faili meçhuller, siyasi parti kongrelerine müdahale edenler, istedikleri kişiyi genel başkan yapanlar, İslam adına ne varsa nefret edenler, halkın kimliğine, kültürüne yabancılaşanların hatta düşmanlaşanların baş tacı edildiği günler vardı…bunlar demokratik bir düzendi de Tayip Erdoğan dönemi demokrasiden uzaklaşılan dönem öyle mi?
Yazılarımda sıklıkla vurguladığım gibi Türkiye hala devlet-millet ayrımını kapatamadı, bu konuda bir mutabakata varmış değil. Egemenliğin sahibinin kim olacağı, İslam’ın bu devlet için ne ifade edeceği gibi temel konularda iktidar muhalefet arasında bir birliktelik var mı?
Muhalefetin de ülkenin temel değerlerinde mutabık kaldığı gün, yani egemenliğin millete ait olduğunu içselleştirdiği, İslam’dan korkulmadığı, İslam’ın kovalanmadığı gün….. Türkiye’nin temel değerlerinde ortak bir noktaya gelinceye kadar yüksek tansiyonlu siyaset devam edecek. Bu siyasi çekişmede milletten yana olanların tek bir gücü var, yüksek oy. Bu ülkeyi yöneteceklerin sandıkta galip gelmesi gerektiğinin herkes tarafından kabullenmesi lazım. Siyaset ve siyasi partilerimiz güçlü olacak ki iktidar emaneti kendilerine verildiği zaman ülkeyi yönetme kudretini göstersinler. Halkın siyasete ve geleceğine sahip çıkması gerekir.
Ayrıca Konya’nın Sayın Ahmet Davutoğlu’na özel olarak destek vermesi gerekir. Başbakan’ın Konya’da yüzü gülmeli. Haydi Konya….