TRAFİK SAYGIDIR
Ekonominin baş Düşmanı! Kanla beslenen bir Vampir! Tifo, hepatit, dizanteri gibi enfeksiyonların yıl içinde görülme sıklığından ve terörden daha yüksek can alma oranına sahip, ülke ekonomisi ve refahına önemli şekilde zarar veren Canavar! Ülkemizde trafik sorunu hızla artan taşıt sayısına paralel olarak artmıştır. Trafik canavarıyla mücadele etmenin tek yolu, trafik kurallarına uymaktır. Kazalara sebep olan kusurlardan en önemli nedeni hayvanların(!) kurallara uymamasıdır. Sürücü ve yayaların hatalı davranışları, kurallara uymamaları ya da araç ve yola ait kusurlar kazaya neden olabilmektedir. Manevi ve maddi kaybın yanı sıra, kişilik zafiyetinden kaynaklanan bencillik, tedbirsizlik, ihmal, aşırı hız, içkili araç kullanma gibi hususlarla kazalara sebep olanlar, dinen günahkar sayılırlar.
Sevgili Peygamber’imiz (s.a.v.) buyuruyor ki:
— ‘’Adamın birini Cennet’te gezinir gördüm, buna sebep yol üzerinde gelip geçenlere zahmet verdiği için kestiği bir ağaçtı.’’
O halde trafik kaidelerine uymak da aynı şekilde Cennet'e girme vesîlesi olabilmektedir. Kurallar insanların can ve mal güvenliğinin teminidir. İslam Hukuku açısından Mekasıdü’ş-Şeria’dır yani şeriatın koruma altına aldığı maksatlardır. Buradaki sır; canın, malın ve neslin korunması ilkelerine dayanmaktadır. “İnsanlara eziyet veren yoldaki bir taşı kaldırmayı” imanın gereği sayan bir dinin mensupları için bu kaidelere uymak hukuken, ahlaken ve dinen vaciptir. Nerede insan varsa, orada İslam olmalıdır. Maalesef ballar balı Türkiye’mizde ve dahi Aşk Sultanı diyar-ı Mevlana’mızda insanlar trafik kurallarına uyma alışkanlığı kazanmış bir toplum değildir. Yayaların hakkı olan kaldırımlarda park eden araç sayısı ve buna paralel olarak kaldırım yerine yolda yürüyen yayaların sayısı gün geçtikçe artarak devam etmektedir. Kafanızı kaldırın, yollara ve çevrenize bakın, ne ararsanız var; emniyet kemeri takmayan, yaya geçitlerinde yayaların geçiş önceliği hakkını hiçe sayan, hatalı sollama yapan, sinyal vermeden dönüş veya şerit değiştiren, seyir esnasında cep telefonu ile konuşan, geçiş önceliği kurallarına uymayan, öndeki araç ile takip mesafesine uymayan nice kusurlar hayatımızın ve acı haberlerin bir parçası olmaya devam etmektedir. Nerde saygı, söyleyin hoşgörü nerde? Trafik edeptir. Nerde insan varsa orda edep olmalıdır. Çünkü edep imanın şubelerindendir. Sözleri Ab-ı Hayat dolu, dupduru bir ırmak gibi saf, Aşk eri Koca Sultan Yunus Emre (k.s.) şöyle buyuruyor:
Edeb bir tâc imiş nûr-ı Hûdâ’dan
Giy o tâcı emîn ol her belâdan.
Teneffüs ettiği havayı, yaşadığı toprakları paylaşan insanoğlunun trafikte yolları paylaşmaması cahilliğinin eseridir. Trafik sorunları genel olarak ülkelerin gelişmişlik düzeylerine paralel bir görünüm sergilemektedir. Kurallara uyulduğunda, asayiş ve diğer suçlarda da azalma meydana gelecektir. Türkiye, araç sayısına oranla ölüm sıralamasında dünyada ilk sıralarda yer almaktadır. Kazalara sebep olan etkenlerin ortadan kaldırılması için her yaştan insana olduğu gibi, devletin ilgili kurumlarına da önemli görevler düşmektedir. Taşımacılıkta halen yoğunlukla karayollarının kullanılması can ve mal kaybını artırmada önemli sebeplerden biridir. Ulaşım ağında ve yatırımlarda denge sağlanmalı, yük ve yolcu taşımacılığında karayolu dışında demiryolu, deniz ve havayolu gibi alanlara öncelik verilmelidir. İçi boş sloganlar üreterek kan gölünü andıran yol katliamlarının önüne geçilemez. Trafik güvenliği konusunda okulların eğitim faaliyetleri, basın yayın organlarının trafik ile ilgili programları faydalı olacaktır. Özellikle alkollü ve yüksek hızda araç kullanma davranışı, kaza sayısı yönünden en önemli bir trafik ihlalidir. Dolayısıyla, bu çeşit ölümlü kaza olmuşsa, cinayet hükmünde değerlendirilebilir. İslam fıkhında buna şibh-i amd (kasta benzeyen öldürme) denir. Kazaların, trafik cezası yazılarak önlenemeyeceğinin bilinci benimsenmeli ve trafik kurallarına uymayan, başkalarının hayat hakkını hiçe sayarak, direksiyon başında kişilik değiştiren ve sürüş yeteneğini kaybeden alkollü araç sürücüsüne, akıl yerine araba ile yarışan, hız limitini aşana para cezası yerine, hapis cezası uygulanması, ehliyetine süresiz el konulması trafik güvenliğimizi geliştirecektir. Aksi halde trafikteki can kaybı devletin buğday taban fiyatını açıkladığı gibi sıradan bir haber olarak kalacaktır. ‘’Dolu başak eğik durur” sözü gereğince tek çözüm saygıdır. Kul hakkı, trafik kurallarına uyulmaması halinde en yoğun yaşanan alandır. ‘’Yürüyüşünde (bile) ölçülü ol.’’ (Lokman Suresi 19) buyuran Rabbimiz, kul hakkıyla huzuruna gelinmesini istemez. Kanundan kaçabilirsiniz ama; her şeyi işiten ve gören Celal ve Kerem sahibi Allah'tan kaçamazsınız. Cennete giren bazı müminlerin başkalarının sevabı ile Cennet’e, bazılarının da yine başkalarının günahlarını yüklenerek Cehennem’e girecekleri alimler tarafından bildirilmektedir.
Cahim Vadisi, Cehennem…
Zulüm, fücurdan yaratılmıştır kapısı. Burası: üzerinde kul hakkı kalan Füccar’ların yurdudur ve alt alta, yedi yüz yirmi bin çukuru vardır. Azapları birinci tabaka ehlinin azabından çok çetin ve şiddetlidir. Bunların azabı, azabın şerlisi olacaktır. Derileri yanıp, piştikçe; azabı tadıp durmaları için, derileri yeniden değiştirilir. Gulguleler fayda vermeyecek. Cehennemde öyle bir ateş yayılır ki, hararetinden diğer ateşler başka vadilere kaçarlar. Çünkü Cehennemin azap işinde bir Son yoktur..
Bu, şu âyetin manasıdır:
“- O gün Cehenneme:
- Doldun mu?..
Diye soracağız, şöyle diyecek:
- Daha fazla yok mu?...” (Kaf Süresi 30)
Allahu Azimüşşan kul hakkı vebalinden, hesabından, girdabından, iflâsından korusun! Bilen bilmeyene, duyan duymayana söylesin...
Bazıları hızı seçer, siz yaşamayı seçin…