Şenol Metin
Şenol Metin Toplu Sözleşme’yi kritize etmek!

Toplu Sözleşme’yi kritize etmek!

3.5 milyon memurun 2022-2023 maaşlarını belirleyen 6. Dönem Toplu Sözleşmesi 23 Ağustos’ta imzalandı. Toplu sözleşme süreci ‘sendikalar ne işe yarıyor?’ diyenler için önemli dersler içerdi. Biz de altını çizelim;

2021,2022 ve 2023 yılında uygulanacak  ekonomi politikalarının referans metni Orta Vadeli Mali Plan’da personel giderleri için  2021’den 2023 yılına % 16,2’lik bir artış öngörülürken,

6. Dönem toplu Sözleşmesinde,  hizmet kolları sözleşmelerindeki artışlar hariç % 28,6 artış sağlanmıştır.

 %16,2’lik artış, kamudaki memur sayısının hiç artmayacağı varsayımındaki orandır. Memur sayısının artacağı ve de sendikalı memurlara ödenen yıllık 1600 TL’lik Toplu Sözleşme İkramiyesi dikkate alındığında;

Memur-Sen imzaladığı bu Toplu sözleşme ile Orta Vadeli Mali Plan’da öngörülene ilave olarak fazladan en az 40 milyar TL’yi çalışanların cebine koymuştur. 

Sendikalar ne işe yarıyormuş?

40 milyar TL’yi çalışanların cebine koyuyormuş. Tıpkı daha önce promosyon alamayan üniversite çalışanlarının cebine,

Selçuk Üniversitesinde 5 yıl için 6.000, Necmettin Erbakan ve Konya Teknik Üniversitesinde 3 yıl için 3.600 TL’yi koyduğumuz gibi…

6. Dönem Toplu sözleşme sürecini kritize ettiğimizde;

Çalışma Bakanı Vedat Bilgin, sendikalarla güvene dayalı ilişkisini ve akademik birikiminin avantajını iyi kullandı.

Memur-Sen, bundan önceki 5 toplu sözleşme tecrübesini, memurların önceliklerine dair saha bilgisini hep hissettirdi. Pandemi, yangın, sel gibi afet zincirinde dahi Toplu sözleşme sürecinde sosyal desteğini maksimize edecek bir stratejiyi, Memur-Sen başarı ile yönetti. Masada psikolojik üstünlük açık bir şekilde Memur-Sen’de idi.

Memur-Sen neyi önceledi, ne kazandı?

Cumhurbaşkanımızın 2 yıl önce açıkladığı 3600 ek gösterge olarak kodlanmış çalışma ile ilgili hükümetin Memur-Sen ile bir çalışma yapılacağı açıklaması son anda krize dönüşmeden imzalanması önemlidir. Muhataplık artık Memur-Sen üzerinden kurgulanacaktır. Kamuda birlikte çalışmaya dair önemli bir aşamadır. Yalnızca 3600 ek gösterge çalışması dahi bu Toplu sözleşmenin imzalanması için yeterlidir. Aynı değerlendirmem sözleşmeli memurların kadroya aktarılmasına dair mutabakat içinde geçerlidir.

Yıllarca kurumlararası atama cenderesinde annenin Tekirdağ Üniversitesinde, babanın Selçuk Üniversitesinde çalıştığı, çocukların babaannelerince büyütüldüğü, parçalanmış aile dramını her daim yaşayan üniversite idari personelinin;

bu dramına son verecek merkezi tayin sisteminin 2022 yılına kadar kurulacak olması çok önemli bir kazanım.

Üniversiteler için çok daha önemli olan ancak tüm kurumları ilgilendiren Görevde Yükselme Sınavının bir takvime bağlanması da kamuda liyakatı tesis edecek önemli bir kazanım.

Memur-Sen neyi başaramadı?

Gelir dağılımında adaletin tesisi için çok önemsediğimiz seyyanen artışı başaramadık. İnşallah bir sonraki toplu sözleşmeye…

Son 2 toplu sözleşmede oransal artışlar hep enflasyonun gerisinde kaldı. Enflasyon farkı uygulaması olsa da, büyüyen Türkiye’den memurlar payını alamadı ve bu nedenle de 2014’te emeğin milli gelirden aldığı pay % 52 iken 2020’de % 48’e düştü. Bunun telafisi için refah payı istemiştik, olmadı. İnşallah bir sonraki toplu sözleşmeye…

Bir dezenformasyona ve maniplasyona ‘dur’ deme adına;

Sendika üyeleri sendikalarına bir aidat öderler ve bu oran maaşın binde 5’i ile binde 8’i arasındadır. KESK’e bağlı sendikalar dışında bu oran binde 5 olarak uygulanmaktadır ve aidatlar tevfikat dediğimiz bir yolla maaş birimleri tarafından sendika üyesinin maaşından kesilir. Aidat tutarı maaşa göre değişmekle birlikte 20-50 TL arasındadır. İşçilerde bu oran genellikle 1 yevmiyedir.

Özü sendika aidatını üyeler öder, Devlet ödemez.

375 sayılı KHK ile belirlenen Toplu Sözleşme İkramiyesi ise memur maaşlarının bir bölümü olup sendika üyesi memurlara daha önce 120 TL civarında iken 6. Dönem Toplu sözleşmesinde 400 TL’ye çıkarılmıştır. Sendika üyesi olan memurlara tamamı maaşın bir parçası olarak ödenmektedir. Bu 400 TL’nin sendikalara ödeneceğini söyleyenler yalancıdır, yapılan dezenformasyondur,  maniplasyondur. Geçmiş yıllara göre değişen hiçbir şey yoktur.

Peki yeni olan ne?

Toplu Sözleşme İkramiyesinden yararlanabilmek için memurun üyesi olduğu sendikanın örgütlenme oranı % 1’i aşmalıdır. Artık 3-5 kişinin biraraya gelip ‘dernek kurmakla sendika kurmak arasında fark yok, bari büronun masraflarını çıkaralım.’ diyemeyecekler. Çalışma Bakan Vedat Bilgin’in ‘merdivenaltı sendikalar’ dediği sendikalara üye olan memurlar bu ikramiyeden yararlanamayacaklar.

Hayırlı olsun…  

Önceki ve Sonraki Yazılar
Şenol Metin Arşivi