Terörizmi Bitirmenin Yolu Nedir?
Orijinal ismi, "Jack Ryan: Shadow Recruit" olan ve Türkçeye, "Jack Ryan: Gölge Ajan" olarak çevrilen, Yönetmenliğini Kenneth Branagh’ın yaptığı ve Chris Pine, Keira Knightley’in başrollerini paylaştığı Amerikan yapım filmi izlemişsinizdir.
Filmde Amerika’nın finansal hareketleri nasıl takip ettiği ayrıntılı bir şekilde anlatılıyor. O kadar net bir tahlil yapılıyor ki, para nereden geliyor? Kimler tarafından yönetiliyor? Kazanan kim oluyor? ve Kazanılan para nereye harcanıyor? Bütün bu ayrıntıları Amerika Devletinin tek tek takip ettiğini ve kendince terörist gördüğü, Amerika için tehdit gördüğü kişi, kurum, kuruluş ya da devletlerin bütün finansal hareketlerini engellediğini görüyorsunuz.
Bunu CİA ajanları ile yapıyor ve hatta filmde de ortaya konduğu gibi, gerekirse bir başka ülkede silahlı operasyon bile yapılabiliyor. Silahlı operasyonun yapıldığı ülkede Rusya, bilmiş olun, sıradan bir ülke değil.
“Basit bir film işte”, deyip geçemeyiz. Sinema ile uzaktan ya da yakından ilgilenen herkes çok iyi bilir ki, Hollywood, Vietnam yenilgisi sonrası tamamen ABD devletinin kontrolüne alınmıştır ve buradaki filmlerin tamamı ABD hükümetinin denetiminde, CİA ve diğer ilgili kanallarca kontrol edilmekte ve buna göre ABD’nin çıkarlarına hizmet eden filmlerin dışındaki yapımlara müsaade edilmemektedir.
Şu anda Hollywood’daki bütün yönetmenler, yapımcılar, oyuncular ya da bağımsız filmciler, ABD çıkarlarına hizmet etmeyecek, ABD’nin çıkarlarına ters bir filmi kesinlikle yapamazlar, yapsalar yayınlayamazlar, yayamazlar, dağıtımını yapamazlar.
Konumuz film endüstrisi değil elbette ama burada şunu ifade etmek istiyorum, bakınız bugün en gelişmiş demokrasi diye lanse edilen ABD’de bile teröristlere ya da ülkesinin çıkarlarına ters insanlara bizim ülkemizde olduğu kadar rahat tolerans gösterilmemektedir.
Çünkü devletimizi, insanımızın güvenliğini tehdit, özgürlük olmaz, bir hak olamaz.
Bu açıklamayı yazdıktan sonra dün gazetelerde yer alan bir haberi size aktarayım:
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısının ardından İstanbul Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Kulübü öğrencileriyle bir araya geldi. Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, “Bizim için YPG terör örgütü değildir. YPG kendi vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşumdur.” Dedi.
YPG’nin PKK ile irtibatlı olduğunu herkes bilir. Bu millet, “HDP- BDP bile terör örgütü haline dönüştü derken”, 40 kişinin öldüğü Kobani ayaklanmasında en az 40 kişinin ülkemizin huzurunu bozmak için Kobani’den geldiği tespit edilmişken, CHP lideri YPG’yi sorunlu görmüyor ama YPG- PKK teröristleri ile mücadele eden devletimizi sorunlu görüyorsa, bu nasıl izah edilebilir?
Vatanperver CHP’liler bunu nasıl izah edebilir? İnanın merak ediyorum.
Kılıçdaroğlu, YPG’yi savunuyor ve alenen terör örgütü IŞİD’e Türkiye devletinin destek verdiği iftirasını ifade etmekte bir beis görmüyor.
Bu görüşleri paylaşan, CHP ve CHP ile aynı çizgide olan parti, kurum, vakıf, dernek, oluşum, her ne varsa, bırakın Türkiye Cumhuriyetini bir tarafa, kesinlikle insanlığa, çocuklarına, nesillerine ihanet ediyorlar. Peki, farkındalar mı?
Tabi bu örnek terörü siyasi olarak desteklemektir, bir başka terör destekleme metodu ise mali destektir ki, inanın bu konuda da tam anlamıyla felaket yaşanmaktadır.
Bir polis dostumuz anlatıyor, Konya’da HDP- BDP ve dolayısıyla da PKK yandaşları bir gece düzenliyorlar. Bu gecenin önemli finansörlerinden, katılımcılarından birisi Konya’da müteahhitlik yapıyor ve Belediye’lerden iş alıyor…
Salı Günü AK Parti Grup Toplantısında Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’nun terörle mücadelede yeni tedbirleri açıklaması olumlu ama biz asıl terörün mali kaynağını kurutmalıyız.
MİT, Maliye Bakanlığı, Belediyeler, İçişleri Bakanlığı marifetiyle terörün kaynaklarını köreltmezsek istediğiniz kadar sokaklarda tedbir alın bir anlamı olmaz.
Yine terör örgütleri Türkiye aleyhine faaliyetlerini sürdürür.
IŞİD, PKK, PYD ya da başka bir isimle olabilir, terör örgütünün ismi önemli değil, önemli olan terörün net bir şekilde karşısında olmaktır ve her türlü mücadeleyi devletimiz bu terör örgütleri ile yapmalıdır.
Şundan emin olabilirsiniz, PYD’nin de, PKK’nın da, IŞİD’in de ve adını bilmediğimiz onlarca terör örgütünün de bugün en rahat at koşturduğu ve para kazandığı ülke ne yazık ki Türkiye’dir.
Terörün finansmanı konusunda, “biz devlet olarak bunları desteklemiyoruz, terör listesine alıyoruz”, demekle bu sorunlarda bir çözüm elde edilemez.
Terör örgütüne para aktaran insanlarda terör örgütüne yataklık yapmaktan cezai işleme tabi tutulmalıdır.
Parayı nasıl kazanıyorsun?
Önemli.
Kim adına kazanıyorsun?
Önemli.
Nerede harcıyorsun?
Önemli…
Bu konular ABD’de önemli, İngiltere’de önemli, Almanya’da önemli de bizim ülkemizde neden hala yeterince önemli değil anlayamıyorum.
Gerekiyorsa MİT şüpheli gördüğü firma, kurum, ya da kişileri listeleyerek, bütün kamu kurum ve kuruluşlarına göndermelidir. Terörü destekleyenlere, finans kaynağı sağlayanlara iş verilmemelidir. Hatta paralarına, şirketlerine, mal varlıklarına el konulmalıdır.
Terörün finansmanını kurutmadığımız sürece, terörün kuklaları çok rahat bir şekilde sokaklarımızdan para toplayabildikleri sürece, ülkemizde iş yapabildikleri sürece, ülkemizde ticaret yapabildikleri sürece, başka şekillerde para kazanabildikleri sürece terör bataklığı kurumaz.
Ve tabi CHP lideri gibi insanlar terörün bir bölümünü, “benim teröristim, BAAS’ın teröristi, Esed’in oyuncağı” diye sahip çıkarsa, işte o zaman ise resmen intihar yaşanmış olur.
Aklımızı başımıza almalıyız, AK Partilisi, CHP’lisi, MHP’lisi, Kürdü, Türkü, Alevi’si, Sünni’si, Yahudi’si, Hıristiyan’ı, hepimiz bu ülkede yaşıyoruz.
Ve ya bu gemi ile hedefe varacağız, Büyük Türkiye’yi kuracağız, ya da intihar edeceğiz…
Evet, net ifade ediyorum, durum bu kadar nettir ve bu kadar önemlidir.
Ben insanımızın akıllı olmayı, büyük olmayı, güçlü kalmayı, dünyaya yeniden yön verecek güçlü Türkiye’nin yanında olmayı tercih edeceğine inanıyorum.