Murat Güçlü
Murat Güçlü TERÖRE KARŞI TEK SES VE MANKURTLAŞMAK

TERÖRE KARŞI TEK SES VE MANKURTLAŞMAK

İstanbul Yenikapı’da teröre karşı büyük bir miting düzenlendi. Ülkesine sadakat ve aidiyet duyan her kökenden vatandaşımızın katıldığı dev bir miting oldu. "Milyonlarca Nefes, Teröre Karşı Tek Ses" mitinginde “Bu ülke”nin çocukları ülkelerine sahip çıkacaklarını haykırdı. Taşeron PKK ve hamilerine, bu ülkeyi bölmenin, parçalamanın, karıştırmanın, diz çöktürmenin kolay olmadığını gösterdiler.

 

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın "Kim ki bu bayrağa yan gözle bakıyorsa, bu vatanla da bu milletle de bağı kalmamış olan, köksüz, ruhsuz, sevgisiz bir mankurttur. Açık söylüyorum. Bugün milletimizin karşısında kim varsa dün Malazgirt'te de onlar vardı. Bugün milletimizin karşısında kim varsa dün Kılıçaslan'ın, Selahattin Eyyubi'nin karşısında kim varsa o vardı. Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşında kim varsa onlar vardı. Amaç bu coğrafyayı bize yar etmemek. Hamdolsun gayelerine ulaşamadılar"  sözlerinde yer alan Mankurt sözü gündem oldu.

 

Mankurt; Türk, Altay ve Kırgız efsanelerinde bahsedilen sistematik işkence sonucu öz benliğini, kimliğini ve kişiliğini yitirerek kendisini kimliksizleştiren düşmanının kuklası haline gelmiş zavallı insan tipi olarak kabul edilmektedir. Savaşta düşmana esir düşen askerlerden Mankurt haline getirilmek istenen tutsağın başı kazınır, başına ıslak deve derisi sarılır ve böylece elleri kolları bağlı olarak Güneş altında deri kurumaya bırakılır. Deve derisi kurudukça gerilir. Gerilen deri başı mengene gibi sıkar ve inanılmaz acılar vererek tutsağın aklını yitirmesine neden olur. Bunun yanı sıra kökünden kazınan saçlar yeniden çıkmaya başlayınca, kafada kuruyan deriye çarpıp geri döner ve böylece kıllar üste doğru çıkamayınca alta doğru iner, beyne saplanmaya başlarmış. Hem kafatasının gerilmesi hem de kılların beyne batması tutsağa anlatılması çok güç bir acı yaşatırmış. Eğer tutsak çok güçlü ve dayanıklı değilse acıya dayanamayarak ölürmüş. Sağ kalan ise bilinçsiz ve istenen herşeyi sorgusuzca yapan bir köleye dönüşür.

 

Türk dünyasının en büyük yazarlarından Cengiz Aytmatov'un ölümsüz eseri “Gün Olur Asra Bedel” romanında Kırgız efsanesinden yararlanarak güncelleştirdiği bir kişilik olarak “mankurt" ve “mankurtlaştırmak " deyimi literatüre girmiştir. Fransa'da V. Lackhine tarafından Aytmatov’dan iktibasla "Mankurtizm" "sosyal kimlik değiştirme ve öz köküne yabancılaşma" temalarını karşılayan bir terim olarak sosyal psikoloji literatüründe yerini almıştır.

 

Bu ülke Tanzimattan beri kendi kimliğine, benliğine, değerlerine yabancılaşmış yani Mankurtlaşmış aydın ve idarecilerden çok çekmiştir. Hatta ne çektiyse bunlardan çekmiştir.  Erdoğan’ın bu terimi kullanması boşuna değildir, kimlerle mücadele edildiğinin bilinçli olarak ortaya koymuştur. Türkiye’de Mankurtlar ve Mankurtizm hakkında yazacaklarımız bu sütunun sınırlarını fersah fersah aşar ancak şunu söyleyerek yazıyı sonlandırmak istiyorum, bugün kavganın büyüklüğü ve neticenin kolay alınamamasının sebebi mücadelenin mankurtlara karşı yapılmasındandır. Ama Mankurtlar unutmasınlar ki bu mücadeleyi kaybedecekler ve tarih onları köksüz, kimliksiz, benliksiz, değersiz, zavallı birer köle olarak yazacaktır.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Murat Güçlü Arşivi