Teknolojide en çok hızlı ilerleyen bir ülkeye bu yakışmaz
Teknolojide en çok hızlı ilerleyen bir ülke, Bollywood sinemasıyla dünyaca tanınan bir film sektörüne sahip, uzaylara uydu gönderen ve nükleer silaha sahip bir ülke Hindistan'a bu yakışmaz.
Çin'den sonra dünyada ikinci kalabalık bir ülke olarak bilinen çok çeşitli kültürlerin beşiği Hindistan'a bu yakışmaz.
Çünkü bu ülke Hindu, Müslim, Budh ve sikhler’in ülkesidir. Bu ülkede yaşayan her fert eşit hak ve hukuklara sahiptir. Ne biz kimsenin hakkını yemeyi isteriz, ne de hakkımızı yediririz. Çünkü bu toprağın bağımsızlığı için binlerce Müslüman kardeşlerimiz canını verdi bu vatanın uğruna ulemalarımızı, bilim adamlarımızı kaybettik. Pakistan ayrıldığı zaman Pakistan'a gitme ihtimali varken biz burada kalmayı tercih ettik. Ölsek de burada öleceğiz dedik. Pakistan'ın ayrılmasını da sevinmedik.
Ancak Hint Müslümanlarının her fedakarlığı unutuldu. Kitaplardan Müslümanların parlak tarihi silindi. Özellikle 2014’den beri Müslümanlara hunharca zulüm yapıldı. Her geçen gün insaniyeti pişman edecek eylemlerin gerçekleştirilmesi Müslümanlara yönelik bir nevi korku ve nefret yarattı. (Gau Rakshak) inekleri kutsal kabul eden gruplar tarafından çok sayıda Müslüman linç edildi. İnek kaçakçılığı iddiasıyla Müslümanlar göz altına alındı. Geçen hafta bir grup hırsızlık suçlamasıyla 45 günlük evli olan Tabraiz Ansari’yi ağaca bağlayarak öldürdü. Her doğan gün Hint Müslümanlarının başına bir bela getiriyor ama buna karşı ne devlet ne de muhalif partinin bir sesi çıkıyor çünkü ölen Müslüman öldüren Hindu ve gayrimüslim.
Eğer böyle devam ederse bu ülke bundan sonra ileriye gitmez. Ekonomisini de güçlendiremez. Çünkü Müslümanların desteği almadan Hindistan hiçbir zaman süper güç olamaz, imkan bile yoktur. Bugün bu ülkeyi dünyaya tanıttığı da Müslümanlardır. Örnek vermek gerekirse bugün dünyaca tanınan Bollywood sinemasının süper-star oyuncuları-Amir Han, Selman Han, Shahrukh Han-da Müslümandır. Bilim ve teknoloji sektöründe uzun zaman hizmet eden ‘füze adamı’ olarak bilinen ayrıca Hindistan'ın ilk ‘uydu’ ateşleme sistemini inşa eden ve bir sürü proje yöneten ‘ulusal kahramanı’ ilan edilmiş kişi APJ Abdul Kelam da bir Müslümandı. Müslümanların bu ülkeye neler verdiğini yazmaya kalksak bu gazete yetmez bu bizim kusurumuzdur ki 1947’den sonra biz siyasetten kendimizi ayrı tuttuk yoksa halimiz bugün böyle olmazdı.
Unutmayalım ki bu topraklar uzun zaman Müslüman hükümdarları tarafından yürütüldü. Bugün tarihi eserlerle övünenler unutmasın ki bunlar bizim ecdatlarımızın mirasıdır. Taç Mahal, Kırmızı Kale, Kutup Minare, Büyük Cami vs. hepsi Müslüman hükümdarları tarafından yapıldı. Ekonominin en hassas sektörü turizmden gelen gelirinin çoğu da bu şaheserlerden hasıl oluyor. Ancak bugünkü siyasi partiler Hint Müslümanları ikinci sınıf vatandaş olarak görüyor işte onlara söylemeyi istiyoruz ki biz bu ülkede kiracı değil ev sahibiyiz ve daima ev sahibi olarak kalacağız.
Çünkü bu ülkede geçmişten bu yana farklı din ve mezhebe ait olan insanlar beraber yaşamış. Birbirlerinin dinine saygı göstermiş. Biz dünyaya güzel örnekler bıraktık. Üç beş kuruş için kimsenin uşağı olmayalım. Bu ülkede Müslümanların huzurla yaşaması ülkenin geleceği için çok çok önemlidir. Yaşayalım ve yaşatalım. Sizin için mukaddes olan şeylere biz de saygı gösteririz ancak ufacık şeyler için bir Müslümanın öldürülmesi uzaylara uydu gönderen bir ülkeye yakışmaz.