Seyfullah Koyuncu
Seyfullah Koyuncu STK’lar göreve! Konya ile KKTC akrabadır…

STK’lar göreve! Konya ile KKTC akrabadır…

Geçtiğimiz günün önemli gelişmelerinden birisi de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde 46 yıl sonra yeniden açılan Kapalı Maraş’la ilgili alınan karardı.

Kapalı Maraş'ta incelemelerde bulunan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a, Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay da eşlik etti.

Bakan Kurum ve Başkan Altay’la birlikte pek çok isim hem Kapalı Maraş’ı gezdi hem de KKTC’nin çiçeği burnunda Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın konuğu oldu.

Bakan Kurum, Kapalı Maraş'ın çevre düzenlemesi ve alt yapı çalışmalarını Konya Büyükşehir Belediyesi ve TOKİ'nin birlikte yapacağını açıkladı.

Konya Büyükşehir Belediyesi’ne böylesine önemli ve değerli bir görevin verilmesi Konya adına sevindirici. Konya Büyükşehir Belediyesi, belediyecilik anlamında zaten her zaman Türkiye’ye örnek olacak çalışmaları yürütmüş, öncü olmuştur. Kapalı Maraş’ta da en güzel hizmetleri uygulayacaktır.

Konya’nın, yavru vatanı imar etmede üstlendiği bu görevin hayırlı olmasını diliyorum.

Aynı sorumluluğu Konya sivil toplum kuruluşlarından da bekliyorum. Konya sivil toplum kuruluşlarının KKTC’ye daha fazla eğilmesi gerektiğini düşünüyorum. Konya Büyükşehir Belediyesi yavru vatanda şehirleri imar ederken, Konya sivil toplum kuruluşlarının da yavru vatanın nesillerini imar etmesi gerektiği fikrindeyim.

Yavru vatandaki sosyolojik durum beni çok üzüyor. Açık ve net söyleyeyim ki, yavru vatanda hatırı sayılır bir Türkiye düşmanlığı mevcut. Bunun yanında tamamen unutulmuş milli ve dini bilinç de en büyük yaralardan biri!

Bir tarafta Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti diğer tarafta ise Güney Kıbrıs Rum Yönetimi.

Kıbrıs Barış Harekatı’ndan önce, Rumlar Yunanlıların da destek ve teşvikleriyle adadaki Türkleri sistemli bir katliama tabi tutuyor, evlerini yurtlarını yakıyor, kadınların kızların namusunu kirletiyordu. Adada zulüm kol geziyordu.

Neyse ki ana vatan Türkiye, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı ile bu insanlık dramını durdurdu ve ne pahasına olursa olsun kardeşlerine sahip çıktı. Türkiye tüm dünyayı karşısına alarak, türlü ambargolara maruz kalarak yavru vatanı sahipsiz bırakmadı.

O günden bugüne adada çok şey değişti. Adada şu anda Türkiye’yi işgalci olarak görenler bile var. Kim derdi ki bunu. 50 yıl önce adada böyle bir cümle kurmak mümkün değildi her halde.

Mustafa Akıncı’nın seçim kampanyasını hepimiz gördük işte. Mustafa Akıncı’nın açıklamaları Rumları sevindirirken bizleri üzdü, sinirlendirdi. Açık açık Rumlarla birleşip, KKTC’yi ortadan kaldırmak isteyen birisi yüzde 50’ye yakın oy aldı.

Vah ki ne vah…

Mustafa Akıncı’nın kurduğu cümleler yüzde 50’ye yakın Kıbrıs Türkü’nün de desteklediği bir yaklaşım olacak ki, elleri titremeden Akıncı’ya yüzde 50’ye yakın oy verdiler.

Şimdi eğri oturup doğru konuşalım.

Biz 50 yıldır KKTC’de hiçbir şey yapmamışız. Ne eğitim, ne kültür ne de sosyoloji yönetiminde hep geriye gitmişiz.

KKTC, Rum işgali altındayken bile benliğinden, kimliğinden bu kadar uzak kalmamıştır diye düşünüyorum. Eğer biz bir şeyler yapmış olsaydık; celladına âşık bir nesil ortaya çıkmazdı herhalde!

Bence yavru vatanda bir yeniden diriliş süreci başlatılmalıdır. Küskün olanların gönlü alınmalı, dertler dinlenmeli, bir çözüm yolu aranmalıdır. Yavru vatandaki soydaşlarımızın kalbi ana vatana ısındırılmalıdır.

15 Kasım’da Cumhurbaşkanı Erdoğan yavru vatanı ziyaret edecek. Orada mutlaka bu alanlarda birtakım projelerin de temeli atılacaktır diye düşünüyorum.

Şimdi bir özeleştiri yapıp çalışmalara başlamalıyız. Bir şeyleri eksik yaptığımız kesin, geçmişteki hatalar yapılmadan yeni bir süreç başlamalı.

Bu süreci başlatanların başında da Konya sivil toplum kuruluşları, üniversitelerimiz, iş dünyamız ve resmi kurumlarımız gelmeli. Ama en büyük iş sivil toplum kuruluşlarımıza düşüyor.

Çünkü Kıbrıs’ın tarihi Konya ile doğrudan ilintilidir. Hatta Konya ile Kıbrıs akrabadır!

Tarihçilere göre Kıbrıs adasını vatan tutanlar 1571 senesinden sonra Anadolu’dan gönderilen Türklerdi. Bu yerlerin başını ise; Aksaray, Beyşehir, Seydişehir, Develihisar, Ürgüp, Koçhisar, Niğde, Bor, Ilgın, İshaklı, Akşehir, Akdağ ve Bozokbaşı çekiyor.

Yazımı, Bilge Mimar Turgut Cansever’in o güzel dizeleriyle sonlandırmak istiyorum.

Şehri imâr ederken nesli ihyâ etmeyi ihmal ederseniz, ihmâl ettiğiniz nesil, imâr ettiğiniz şehri tahrip eder...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Seyfullah Koyuncu Arşivi