Sosyal Medya Yargı Dağıtıyor
Geçtiğimiz günlerde sosyal medyaya bir görüntü düştü.
Görüntülerde trafik magandaları, kendilerine yol vermeyen bir aracın önünü kesiyor, içeride ki adam karım hamile dediği halde kapıyı açmaya çalışıyorlar, açamayınca da arabanın aynalarını kırarak, vurarak araca zarar veriyorlar.
Görüntüler sosyal medyaya düşünce haliyle çok fazla tepki aldı.
Magandaların kimliği de çalıştırdıkları iş yerleri de ifşa oldu.
Bu kadar yankı bulunca yargı harekete geçti.
İki saldırgan şuanda tutuklu…
Umarım ibretlik bir ceza kesilir.
Çünkü bu iki maganda potansiyel katildir ve kayda değer bir süre boyunca toplumdan izole edilerek ıslah edilmeleri gerekiyor.
Bazıları için potansiyel katil ithamı çok ağır gelebilir. Fakat orada o aracın kapısını açmayı başarsalar idi neler olurdu varın siz düşünün..
Adalet sisteminin nasıl olması gerektiğine dair sürekli anlattığım bir örnek var; tekrar hatırlatmak isterim.
İngiltere’de geçtiği iddia edilen belki de şehir efsanesi olan güzel bir örnek bu… İngiltere’de gece yarısı bir parkta genç bir kızı korkutan adama yargıç, 7 yıl 7 gün hapis cezası verir. Gazeteciler; “adam kıza elini bile sürmedi. Bu ceza çok değil mi?” diye sorduğunda ise yargıç; “kızı korkutmanın cezası 7 gün. 7 yıl ise İngiliz kızlarının gece parkta dolaşma özgürlüğüne saldırmanın cezasıdır.” yanıtını verir.
İşte cezalandırmada caydırıcılık budur!
*
Sonuç olarak bu magandaların hak ettikleri şekilde tutuklanması güzel bir haber..
Fakat bu konuda kaygı verici bir durum var ki o da yargı sisteminin işleyiş şekli..
Sosyal medyada, toplumun verdiği reaksiyona göre cezalandırma yapan bir yargı sisteminde Allah’a emanet yaşıyoruz.
Bu olayda bile mağdur olan kişi sosyal medyada sesini duyuramamış olsaydı bu magandalar emin olun sadece ifade alınıp salınıverirdi.
Çünkü ne katiller, gaspçılar, hırsızlar gördük çeşitli bahanelerle indirim alıp 3-5 yıl yatıp çıkan, denetimli serbestlik adı altında serbest bırakılan, sadece ifadesi alınıp salıverilen…
Yani bu bizim paranoyaklığımız değil, maalesef gerçeğimiz..
*
Verilen tepkilere göre yargılayan bir sistemde kendimizi ne kadar güvende hissedebiliriz ki?
Geçtiğimiz yıl Trabzon’da 5 yaşında bir çocuk sokakta oynarken bir sapık tarafından taciz edilmişti. Savcılık serbest bırakarak bu sapığı tekrar aramıza göndermişti. Olay sosyal medyada yayılıp tepki verilince sapık hakkında tekrar yakalama kararı çıkartılarak cezalandırılmıştı.
Şaka değil. Suç, aynı.. Ama cezalandırılması nasıl da değişti bir anda…
Peki, halk tepki vermeseydi ne olacaktı? Bu sapık aramızda olacaktı. Cezalandırılmadığı için tekrar yapacak hatta cesareti artıp daha fazlasını yapmaya kalkışacaktı. Çünkü yapmış, yanına kalmış ve caydırılmamış olacaktı.
*
Sözün özü;
Kötekten anlayan bir toplum olarak maalesef cezalarımız caydırıcı değil. İşe buradan başlamak gerekiyor..