Hayrettin Atak
Hayrettin Atak Sorgun-STK buluşmasının anlattıkları!

Sorgun-STK buluşmasının anlattıkları!

Sadece bizim ailede var sanıyordum. Meğer bütün Konya’da varmış!

Bayramlarda, evine ziyarete gittiğiniz akrabanızın, dostunuzun da, aynı gün içinde sizi evinizde ziyaret etme geleneği;

Bayramda eşi dostu akrabayı ziyaret eder evinize dönersiniz… Zil çalar, kapıyı açarsınız; O da kim; az önce ziyaretinden döndüğünüz akrabanız… “Daha on dakika önce görüşmüştük sizin evde” denmeden, sanki hiç görüşmemişsin gibi hal hatır edilir, ikramlar yapılır, muhabbet edilir… Birde bizim şekerin tadına bakılır…

Kötü mü? Asla… Ama bir tür evcilik…

Konya’nın referandum çalışmasını en iyi özetleyen bir gelenek; bu evcilik… Strateji ve propaganda  tamamen bu mantığın üzerine kuruluymuş gibi;

‘Şurada toplanıyoruz bugün’ deyip hep birlikte o mekana koşuyorlar hem siyasiler, hem siviller. Sonra hiç referandumu konuşmamışlar gibi ‘Hadi bir de şu STK’nın öncülüğünde konuşalım şu işleri’ diye yeni adrese gidiyorlar… “Daha yarım saat önce görüştüydük aynı meseleyi” olsun, pekiştirelim konuyu… Olmadı! Hadi birde şu salonda anlatın bize ‘Yeni Anayasayı’ diyerek bir fantezi şeklini verdiler referanduma…

Hakkını yemeyelim bazen de renk katıp Sosyal Tesisler falan tercih ediliyor… Mekanların ara sıra değişmesi de can sıkıntısından sanıyorum…  

Sokaktan gelen ve sokaklardan kazanan Ak Parti bir ‘Salon Partisi’ görüntüsünde bu referandumda…

Bakan geliyor, toplanıyorlar, Başbakan Yardımcısı geliyor, toplanıyorlar, Gazeteciler, inisiyatif sahibi isimler geliyor, toplanıyorlar… Bugün bizde toplanıyoruz gençler, yarın sizde…

Bunda nasıl bir kötülük olabilir ki?

Kötü tarafı şu;Katılanlar hayır'cı veya kararsız değil, toplantılara katılanların tamamı ‘Evetçi’… Konuşanlar Evet’çi… Dinleyiciler Evet’çi… Hatta toplantıya gelen gazeteciler bile ‘Evet’çi…

Dersini anlayamamış çocuğun etüt dersi alması gibi ‘Biz şu maddeyi anlayamadık bir daha dinleyelim’ diyorlar sanırım… Yada anladıkları şeyin sağlamasını yapıyorlar, ‘bakalım doğru anlamış mıyım’ diye… Ortada hiç ‘Hayır’ diyen yok… Hayır’ı ikna etme çalışması yok…

Bu çalışma ve propaganda şekline iki yorum;

1-) Dostlar alışverişte görsün…

2-) Körler sağırlar birbirini ağırlar…  

Bunun da tek nedeni var; Çok rahat herkes… Reis meydanlara indi nasılsa… Bir günde 5-6 miting yapar… Sesi kısılır… Savaşır… Alır koparır seçimi… Kazanırız referandumu el birliğiyle…!

Yanlış anlaşılmasın; Buradaki sitem hem siyasetçilere hem STK’lara… İki grupta hatalı… Eleştirimiz Siyasetçilere olduğu gibi, bu seçimin ne denli önemli olduğunu anlayamamış, STK’cılara, Sivil İnisiyatiflere, Kanaat Önderlerine…

Toplanıp durmaktan vazgeçin, siz dinleyen değil, artık dinlenen olmalıydınız

Hadi ‘Evet’ çıkmazsa ne olur bu ülkenin hali diye kendine çeki düzen vermeye çalışan bir Sivil Toplum Kuruluşunu sokaklarda gördünüz mü hiç?(Aliya İzzet Begoviç Kültür Sanat ve Eğitim Derneği Başkanı Başkanı İbrahim Günay’ın dağıttığı kupalardan başka…)

“Ne sokağı daha tam anlayamadık maddelerin içeriğini, bir de gelip Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Sorgun anlatsın…” Referanduma 16 gün kalmış, ‘Bir kez daha toplanın bakalım, belki bu sefer anlarsınız, yeni anayasanın neler getirdiğini…’Ahmet Sorgun’un, STK’ların referandum için bugüne kadar neler yaptığının raporunu alması gerekirdi o toplantıda, işini eksik yapanlara hesap sorması da..

Ama hala; “Repeatafter me, Alltogether…” Lise müfredatının gözünü seveyim…

Bayramlardaki gibi birbirinizi ziyaret edip birbirinize evet anlatacağınıza, şivlilikteki gibi ev ev kapı kapı gönül gönül dolaşın… Çocuklar gibi almadan, gerçek büyük insanlar gibi vererek! Ama…

Bugünden sonra bütün siyasiler dışında geri kalan tüm evetçiler de konuşsun…

Neden mi? Durum hiç de sizin sandığınız gibi değildir belki ondan…

Evet, öyle çantada keklik falan da değildir, aslanın ağzındadır yada… Bir 7 Haziran’ın daha yaşanmayacağına kim garanti verebilir aranızda?

Hele ki 1 Kasım seçimlerinde MHP’ye oy verip te Referandumda Hayır diyeceklerin oranını duysanız küçük dilinizi yutarsınız belki şaşkınlıktan… Ben yuttum oradan biliyorum… En azından o seçmene ulaşmalısınız. Ak Partili kurmayların bir köprü kurabilmeleri zor onlarla… Siz kurun…

Toplanmaktan vazgeçip, sorumluluk alın… Vatandaşa dokunun; Cami cemaatini bırakıp, Okey ve bilardo salonlarındakilere, Üniversite gençliğine, tüm muhaliflere… Siyesilerin değil, sizin ulaşmanız gerek onlara…

En azından 6-7 mitingden sonra bir de Hayır Çadırını ziyaret edip, sesi kısılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için…

Çok ekmeğini yediniz çünkü ‘O’nun… 

Yoksa;

17 Nisan sabahı Yeni Türkiye’ye uyanacağız hayalleri kurarken

Eskisinin daha eskisine uyanırsınız ve herşey için çok geç olur…

Ve o gün hiç kimsenin ah edip vah edip inleme!hakkı yok…

Hep birlikte yaşarız Yeni ‘Eski Türkiye’yi’

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hayrettin Atak Arşivi