Ömer Kocabaş
Ömer Kocabaş Son 7 gün farkında mıyız?

Son 7 gün farkında mıyız?

Önce üç aylar, peşine Ramazan’a kavuştuk derken zamanın cilvesiyle mübarek ayı uğurlamaya hazırlanıyoruz. Son bir haftamız kaldı, 11 aydır beklediğimiz sultanı yolcu etmeye…

Yaz günü havalar sıcak olur, oruç insanı zorlar, hayırlısıyla bu seneyi de kazasız belasız atlatalım diye düşünenimiz maalesef daha çoktu. Fakat yüce Allah bu senede geçen Ramazan olduğu gibi anlamak isteyene büyük kolaylıklar sağladı. Havalar sanki yaz değilde baharın başlangıcındaymışçasına serindi.Elbette bu bizim gibi akşama kadar klimalı ortamlarda çalışıp sıcaktan, açlık ve susuzluktan şikâyet edenlerin yüzü suyu hürmetine değil, inşaat başta olmak üzere dışarıda çalışmak zorunda kalanlar, kapalı ortamlarda olsalar da beden gücüyle çalışanların, ne bileyim işte mesela döner tezgâhının, pide fırınının başında bir yandan terini silip bir yandan da rızkının peşinde sabırla koşan güzel insanların hatırınadır.Mutlaka o insanların oruçları katlandıkların meşakkatin büyüklüğünce Allah katında daha değerli olacaktır.

Ramazan ayının son on günü bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesini de barındırdığından daha değerlidir. Belki bütün bir dönem yatıp sınav haftası aklı başına gelen öğrencinin psikolojisi gibi olacak ama hiç yoktan iyidir. Ne yapıp ne edip bir şekilde bu son günlerin kıymetini bilip ibadetlerimize biraz daha asılalım. Başta Kadir Gecesi olmak üzere elimizde kalan son bir haftanın hakkını verip bayrama gönül rahatlığıyla büyük bir mutlulukla ulaşabilelim.

***

Ramazan ayında ekranlarda arz-ı endam eden hocalara en çok sorulan sorulardan birisi de çocuklara verilen isimler. Malum günümüzde isim konusunun da suyunu çıkardık. Bir ara dalga geçtiğimiz Berkecanları, Pelin Suları bile arar hale geldik. Çocuklara doğdukları ayın isimleri, anne-babaların isimlerinden yapılan fantezi kısaltmalar ya da Uzay gibi kültürümüzle bağdaşmayan ucube isimler konuluyor.Hâlbuki dinimizin bu konudaki ölçüsü belli. Çocuğumuza verilen isim mümkün olduğu kadar Kuran-ı Kerim’de geçen isim veya kelimelerden olmalı. En azından kültürümüzde belli bir yeri, değeri olan büyük insanların isimleri verilmeli. Fakat aileler ilk önce kendi keyiflerine göre isim veriyorlar sonra da akılları sıra hocalardan ruhsat almanın peşine düşüyorlar. Aynen önce kaçak inşaat yapıp sonra belediyeden iskân almaya çalışan uyanıklar gibi ama yok öyle bir dünya…

Geçtiğimiz hafta Haşmet Babaoğlu, çocuklara verilen isimlerin önemi konusunda çok anlamlı bir yazı yazmıştı. Bu konudaki derdimizi bu yazıdan yapacağımız şu alıntıyla daha iyi anlatabiliriz:

“Eskiler “aslan diye seslenince aslan gelmeli” derlermiş. Gelmiyorsa onun ne olduğunu bilmek pek bir anlam taşımaz... Ebeveynlerin çocuklara güzel isim verme vazifesinden söz edilmiştir ya, bu vazife kulağa hoş geleni bulup seçmek değildir. Ad sadece tanımlayıp ayırmakla kalmaz, bir geleneğin iklimiyle sarıp sarmalar, dua olur, dilek tutar. Bazı adlar tutar yerden kaldırır insanı, bazıları yere serer! O yüzden titizlenmeli ve gerektiğinde değiştirmelidir.”

***

Her sene Ramazan ayında olduğu gibi bu yılda Müslüman coğrafyasının rahat edememesi için türlü oyunlar sergilenmeye devam ediliyor. Körfez’de Katar’ın başına çorap örülme çabaları, Ortadoğu’da farklı ülkelerde her gün gelen patlama haberleri. Ülkemizde gerilmeye çalışılan siyasi atmosfer.  Allah sonumuzu hayretsin, mazlumların dualarının da etkisiyle bizi kurtuluşa erenlerden eylesin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ömer Kocabaş Arşivi